bi gün dinci( o zamanlar öyle diyorduk) dünyanın her zaman 24 saatte kendi ekseni etrafında dönüşünden bahsediyor. dünyanın ne kadar nizamla hareket ettiğinden bahsediyordu.
ben de" hocam, national geopraphic de dünyanın eskiden 18 saatte kendi ekseni etrafında döndüğünü söylüyor" dedim.
hoca sustu, sustu..
+: evet asosyal mühendis söyle bakalım bizim mezhebimiz nedir.
-: ben nerden bileyim senin mezhebini!
+: öhü öhü, evet arkadaşınız haklı aslında türkiye'de çok fazla mezhep vardır, bla bla bla.
olayın ardından sınav sorusu şöyle olmuştur:
"türkiye'de en yaygın mezhep hangisidir?"
asosyal mühendis piçliğine soruya hanbeli demiştir. *
din hocası asosyal mühendis'e bu sınavdan 50 verip ortalamasını düşürmek istemiş olsa da okul müdürü araya girip asosyal mühendis'in notunu 5 yaptırmıştır. (bkz: velev ki müslüman değilim) *
not: diğer tüm dersler 5, zorunlu din dersi 2 olunca okul müdürü kıyak yapıyor. *
Öğrencinin biri: Hocam iyide bize karşı savaşan diğer müslümanlar da salak mı ki anlamamış müslüman olduğumuzu sonuçta bizde "Allah allah" diyerek saldırıyoruz?
Hoca:Evladım sizinkiler salak mı ki anlamamış onların müslüman olduğunu? onlar da "allah allah" diye saldırıyor? *
komada olan hastayı yanına gitmesiyle ayağa kaldırdığını iddia etmişti saygıdeğer hocam.okuyup üfledi sanırım.hastanın da ilk sözü şu olmuş.
-Nail abi sen mi geldin?
(Hocam atılır da bu kadar mı atılır yani? )
-başka sorusu olan?
Hocam dinde öldürmeyin yaşatın diyor ama biz dini savaşarak insanları katlederek yada zorla islam,çatısı altına alıyoruz dinde zorlama yoktu gerçekten hani?
- emre konumuz bu değil otur.
Biyoloji dersi:
Hoca sistemler konusunu anlatıyor.
-evet çocuklar.. hede hödö söyle böyle olmasından dolayı hede hödö bunu yapıyor. Peki neden böyle?
(O sırada kapının ordan din öğretmeni geçmektedir)
+çünkü allah öyle yarattı hocam.
lise'de dersimize bir aralar giren ama dönem bitmeden bazı sebeplerden ötürü sınıf değiştiren bir hocayla yeni sınıfındakiler konuşurken konu nasıl olduysa olmuş,tengri dagindaki putperest isimli talebeye gelmiştir. diyalog şöyle olmuş diye duyulmuştur;
+çocuklar bu okuldaki ateistler kimler bilen var mı?
- hocam falanca,filanca bir de tengri dagindaki putperest
+zaten hal,tavır ve hareketlerinden belliydi öyle olduğu. gelsin biz onu müslüman yaparız ya.
sonra bu kişiyle veli karşılaşmış,veliye ''ya sizin oğlan galiba ateistmiş ehe ehe mehe'' minvalinde şeyler söylenmiştir. öğretmenler odasında bu mesele anlatılmış ve herkes mevzubahis kişiye nefretle bakmaya başlamıştır.
yahu adam kaç sene geçmiş hala unutamıyorum,utanmıyor musun el alemin arkasından ''yok ateist yok bilmemne'' diye dedikodu yapmaya. dedikodu yapmak kardeş eti yemek değil mi?
-ali git de arabadan çantamı getir.
+hemen öğretmenim.
*öğretmenim, ali arabayı götürür. yollamayın onu.
-öyle bir şey yaparsa allah çarpar. o da bunun farkında değil mi ali?
+evet öğretmenim.
o ara ben arabayı götürmeyi mi düşüneceğim arkadaş. dersten çıkma peşindeyim lan. başlarım arabasına.
+hocam tanrı kaldıramayacağı kadar büyük bir taş yaratabilirmi ?
-olum tövbe et çarpılıcaksın şimdi !
+ya hocam merak ettim sonuçta beynimiz varsa düşünme hakkımda var dimi yani ?
-öyle şeyler düşünmek günah ! o beyni terbiyesiz ol diyemi verdi sana ?
+yaa..
komünist düşmanı ve badem bıyıklı olmasına rağmen sevdiğim,aramızın iyi olduğu ve saygı duyduğum din öğetmenimle aramda geçen diyalogtur. konu nasıl olduysa tesettüre gelmiştir.
- hocam
+ ben
- evet çocuklar, tesettür dinimizce zorunludur.
+ hocam allah neden bizim kapanmamızı istiyor?
- çünkü diğer erkeklerin tahrik olmaması için.
+ o zaman diğer erkekler bana takacakları burkayı gözlerine bağlasınlar. böylece tahrik olmazlar. hem çarşafla gezen kadınlar bile tecavüze uğruyor. bu tecavüzü ve tahriki engellemez ki.
- sen pazarda muz alıyorsun elma alıyorsun orada kabuğu soyulmuş elmayı,muzu kimse almıyor. herkes kabuklu elmayı,muzu alıyor.
+ ne yani kadınlar sizin gözünüzde elma ve muz mu?
lisede tiryaki lakaplı bir din hocasıyla geçirilen 1 dersin ardından akılda kalanlar bu konuya örnek olarak gösterilebilir. Hoca bazı tespit ve çıkarımlar yapmıştır;
-insan; mutfak ve tuvalet arasındaki bir hortumdur.
-insan; patates çuvalıdır.
Ardından bir öğrenciye dönerek;
-Cünüpmüsün lan sen gene?
+yoo hocam ne alakası var?
-ha o zaman hortumsun?
Ben her parmak kaldırdığımda din hocası söz verir, ben ayağa kalkar ceketimi ilikler ;
- şimdi, muhterem hocam.. Bi soru sorucam ama uygun olur mu ?
+ oğlum senin daha doğru düzgün bi soru sorduğunu görmedim ama sor bakalım hadi.
- şimdi sayın hocam. Hayat kadını olmuş bi kadınla evlenmek caiz midir ? Yani onu zevce olarak almak ?
Bi sürü erkekle beraber olmuş yani hocam !
Kimle düşüp kalkmış neler yaşamış, ne yarr..
+ öhğüm öhüm tamam oğlum tamam !! Anladık otur tamam !
- peki muhterem hocam..
gitar çalan öğrenci, sınıf nöbetçisiydi. din hocası sınıfa girdiğinde, öğrenci elinde vileda ayaktaydı. hoca, başka bakacak yer yokmuş gibi öğrencinin sağ el baş parmağına baktı. tırnak uzunluğunu görünce:
o ne öyle katır tırnağı gibi
hocam ben gitar çalıyorum
çabuk git müdür yardımcısının odasına, kes o tırnağı öyle gel. çocuk çaresizce gidip kesti o tırnağı. **