din halk için gerçek , aydınlar için yalan , iktidarlar için kullanışlıdır. kast sistemi için reankarnasyon kurar kandırırsın, kapitalizm için monoteist sistemlerle uyutursun en güzel özeti de marx geçer : Din ezilen yaratığın iç çekişidir, ruhsuz durumun ruhu, kalpsiz dünyanın kalbidir. Din kitlelerin afyonudur.
'köle ahlakının zaferini' getirdi hatrıma.güçlüler ve güçsüzler..güçsüz; ahlak anlayışlarında her şeyi kendi düzeyinde eşitler.ona göre uyulması gereken ahlaki değer ve ölçüler aynıdır.eşitlik varsa eğer bu zenginlerin eşitliği değil,fakirlerin düzeyinde bir eşitlik olabilir.
etik üzerine düşünmek ahlak felsefesinin soyutsuzluğunu yaşamak gibi bir şeydir,tadını aldın mı vazgeçemezsin,hatta farkedersin ki bilmek; seni daha ahlaklı kılar.
--spoiler--
meşhur bir napoleon bonaparte aforizması. aslında bu bütün dinlerdeki 'şükret' baskısını açıklıyor.
bacağım koptu - ölmediğine şükret.
hakkımı yiyorlar - doyduğuna şükret.
karıma kızıma tecavüz ettiler - öteki tarafta da sen onlara, abartma işte şükret.
evet napoleon bir katil ama yalancı değil.
--spoiler--
Yanlış bir önermedir, din bunların hiç birini tasrif etmez, eğer ortada bu gibi yanlışlıkların cezalandırılamaması söz konusu ise bu, ülkedeki yargı ve adalet sisteminin zayıflığını, eksikliğini ispatlar. Ülkedeki ki her hatayı eksikliği islam'a yıkmak, şartsız ve koşulsuz bir düz mantık suçlama zihniyetidir.
robin hood mantığı da yukarıda örneği verilen suçları destekler-yapar ama islam endeksli bir zihniyet olmadığı için kimse bu zihniyeti suçlamaz da yargılamazda. Kimleri de gariptir ki bu zihniyeti kimi zaman çok doğru bulur. Örneğin çalıştığı iş yerinin kasasından 1 trilyonu çalıp kaçan güvenlikçinin yakalandığında ilk söylediği şey hakkımı yiyorlardı olur. Ancak bu uyanıklar kesinlikle o kasadan hakkı olanı almaz en az 100 insanın hakkı olanı alır. Sorulduğunda da (kendince) sosyal adaleti sağladım der.
Toplumu yöneten kişiler başbakan cumhurbaşkanı değildir elbette. Banka sahipleri, para arzını kontrol eden kişiler vb bizi yönetir. Bu sebeple kurdukları kapitalizmden dolayı zenginin çok zengin, fakirin ise çok fakir olması yoksulların isyan etmesi vb gibi bazı riskler doğurmaktadır. Bundan mütevellit şükür kavramı geliştirilmiştir. Kısaca, din insanları kontrol altında tutan süpersonik bir silahtır diyebiliriz.