Bu gün yapılan bir sohbet sırasında arkadaşımın kurduğu toplum negatif hukuk yasasıdır ve din bunu baskı altında tutarak durumu dengelemeye çalışır cümlesi sonucu kafama takılan sorudur.
Bütün dinlerin istisnasız bir şekilde insanları ahlaklı olmaya yöneltmesi herkes tarafından kabul edilmesi gereken bir gerçek. Ancak din adı altında yapılan çirkin ve mide bulandırıcı davranışlar seküler bir toplum yapısı oluşturmaya başladı. sonuç olarak tabiiki din eşittir ahlak değil ama din "toplumsal" ahlak kurallarının(her ne kadar böyle bir şeyin varlığına inanmasamda) uygulanmasında önemli bir rol oynayan olgudur.
Din ahlak değildir. Din avcı toplayıcılıktan yerleşik tarım ve hayvancılık toplumuna geçen toplumların ilkel hukuk sistemidir. içinde cezalandırma ve paylaştırma olan her metin temelnde bir hukuk maddesidir. Toplumlar gelişip karmaşıklaştıkça dinler de gelişip karmaşıklaşmıştır.
inanç ile ahlakı birbirine bağlamak son derece yanlıştır. inanç ruhen ve bir takım dinler arasında olan birşeydir. ahlak ise kişinin insanlığının dışa vurumudur.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta kişi ahlaklı ise bu merhametli yada zalim olacağı anlamına gelmez.
kişinin ahlakı geçmişten bugüne kadar insanlarlar olan ilişkisi teknoloji ile arası sosyal aktivitesi ve ailesel bir çok şeyi barındırır. Önemli olan bu ve bu tarz şeylerin kişiye ahlaki yönden ne kattığı.
e tayyip paralarını anca bütün bi günde sıfırlayabiliyorsa - artık nası bi paraysa o- ve dinsiz bildiğimiz toplumlarda böyle bi rezalet hiçbi zaman olmadıysa demek ki
din ahlak getirmez din katı kurallar ve yasaklar getirir. toplumun ahlakını o toplumun normları ve kuralları belirler. bi de neye göre ahlak kime göre ahlak? bir toplumun geneli çıplak gezmeyi doğal karşılıyor bunu ahlaksızlık olarak görmüyorsa o toplumun ahlakı budur. dinler istediği kadar çıkıp bu ahlaksızlık desin kimsenin sikinde olmaz.
din ve ahlak eşit değildir. ahlak eşittir tabu önermesi daha doğru olacaktır.
çünkü, eğer bir tanrı inancınız yoksa size gökten ahlak kurallarının indirilmiş olduğuna inanamazsınız. bunun yerine zaman içerisinde ahlak halini alan tabular söz konusudur. bu varsayımı desteklemek için toplumların ahlak kurallarına bakmanız gerekmekte.
Dinlerden önce veya dinsiz toplumların da uyduğu, ahlak içeren kurallar vardır.
Ataerkil düzenin dinlerinde, çok eşlilik, kadınların insan sayılmaması, sahitliginin kabul edilmemesi gibi kadınlara karşı ne mantığa ne de ahlâka sığan uygulamalar mevcuttur.
Ahlâk olgusu dinle varolmamıştır. Dinle de doğrudan bir ilişkisi yoktur. Dinlerin toplumlarda kabul görmesi için, bir araç olarak kullanılmıştır.
dinine göre değişen durum. hangi dinden bahsediyoruz. müslümanlar, hristiyanlara, budistlere, hindulara ahlaksız diyor, yahudiler alayına ahlaksız diyor ayrıca kendilerinden olmayanlara her türlü zulüm bizzat kendi inançlarında sevap bile kazandırıyor.
şimdi yunan mitolojisi dönemi şu andan daha mı ahlaksızdı.
ahlak ve adalet paranıza bağlıdır. eğer zenginseniz ahlaklı sayılırsınız sayılmıyorsanızda o ahlakı satın alırsınız. aynı adalet gibi.
din sadece bir araçtır anlayın artık. öteki dünyada adalet sağlanacak yalanı sizi bu dünyada tepkisizleştiriyor.
Öyle değildir. Eğer öyle olsaydı bugün çoğunluğu ateist olan Norveç gibi ülkeler refah ve zenginlik içinde yüzüyor olmazdı. Ama adamlar resmen dünyaya örnek bir hayat yaşıyorlar. Bir de bize bakın dinin yasakladığı hemen her şey hırsızlık yolsuzluk taciz tecavüz almış başını gidiyor. Kısaca din ve ahlak çok farklı olgular.
"alnı secdeye değiyor" gibi hiçbir boka yaramayan bir cümlenin yaygınlaştığı bir ülkedeyiz. adam her türlü yavşaklığı şerefsizliği ve hırsızlığı yapıyor ama etrafındakiler alnı secdeye değiyor abi diyerek arka çıkıyor. tabii ki burnumuz boktan kurtulmaz.