Okullardaki din dersleri gerçek anlamda öğrencilere hiç bir dini bilgi verememektedir.
Dini bilgi haftada bir iki saatle çoluğa çocuğa git Fatiha'yı öğren gel demekle olmaz.
Okullardan ayrı bir şekilde hafta sonu kursları açılır, çocuğunu göndermek isteyen oraya gönderir.
Laiklikten ziyade işlev olarak okuldaki zorunlu din dersleri zorunlu olmasa bile gereksizdir.
bunun bir tık üstünde hakim dinin hakim mezhebinin tüm inançlara kıyasla daha ağırlıklı anlatıldığı bir din dersinin olmasıdır. yani din kültürü ve ahlak bilgisi kavramından laik bir ülkede sadece islamiyet anlaşılmamalı.
din öğrenmeyin diye bir şey yok, okulda zorunlu öğretilmesin. isteyen camiye gitsin hocaya sorsun. sen müslümansın dinini bilmek zorundasın, biz değiliz neden bilmek zorundayız?
bize ne muhammed' in hayatından?
allah' dan bize ne?
benim çocuğum bunları bilmek zorunda mı?
sanki devlet okulda ders vermese millet ateist kalacak, ulan zaten iki saat eğitimle din mi öğrenilir?
isteyen istediğini dini mekanlarda öğrensin mesele bu. sorun zorunlu olması.
laik devlet kamusal alanda bir dine aidiyet arz eden bir simgenin kullanılmasını da kabul etmez zira devlet bir dini inancın tarafı olamayacağı için devlet görevlisi de kendi inancını bu şekilde arz edemez.
demokrasi ve laiklik dünyanın en büyük yalanlarıdır. bunu çıkartan buna uymuyor. siz neyin peşindesiniz. dünyanın en zengin lobisi din devleti amk. evet yahudilerden bahsediyorum. dünya gücü adamlar. öyle süper güç falan filan hikaye. amerikan ekonomisi bu adamlara bağlı.
din dersinde hakim dinin hakim mezhebinin anlatıldığı bu ülkede farklı dinler anlatılmaz zira islamiyet'e göre 3 büyük din dışında kalan dinler zaten tek tanırılı ilahi din değildir. hristiyanlık ve musevilik hak din olsa da islamiyete göre değiştirilmiştir diye bir kenara bırakılır. islamiyetin içinde farklı görüşlere de yer vermek ana arter'e karşı küfür olarak alındığından tek tip bir müslüman olarak yetiştirilmeye yönelen bir sistem ortaya çıkar. oysa ki ilk emir olarak oku diye bir dinin peygamberi de ilim çinde bile olsa gidin alın demiştir.
insanlara felsefe yapmayı öğret abi öğreteceksen. bırak kendi görüşlerini oluştursunlar. onlara vereceğin erdemler saygı duymak, önyargılı olmamak olsun, bunun gerisi dikte etmekten, bireye saygı göstermemekten başka bir şey değil!
din eğitimi ile laikliği birbirine sarmalayıp buraya sunan zekayı ayrıca tebrik ederim. ateist hakkı diyonuzda anadolu-düz lisede arkadaş çevresi hariç dine takılan kimse kalmadı. tutupta ateist "çocuk" u imam hatibe verecek değilsiniz heralde. 2015 oldu artık. serbest herkes.
eğer laik bir devletten bahsediyorsak okullarda din dersinin olması sorun teşkil etmez ancak seçmeli olmalıdır. din dersi zorunlu ise, orada laiklik ilkesine bir aykırılık vardır.
Laiklik bir kenara. Bize yillarca cogunlugun dini muslumanlik ogretilip diger dinler kotulendi. Dersin adi din kulturu ve ahlak bilgisi. Hocasi "aleviler insan mi" "ateistler bu sinifi terk etsin" diye cumleler kuran bir dersin ne ahlaki vardir ne de din'le alakasi. Tabi bunu sadece din dersiyle sinirlamamak gerekir. Fizik kimya gibi bilim dersleride ezberci bir zihniyetle ogretilmistir. Universitelerde bi nevi bu acik kapatiliyor ama ne fayda. Ilk once yillardir bilgiye ac cocuklari denek olarak kullanarak egitim duzeninde 1563285 sistem getirildi. Ilk once bunu tartismali bu ulke. Egitim sistemini genel olararak.
her hafta hocayla ve sınıftaki arkadaşlarla sürekli tartıştığımız derstir. hocayı sinirden deli ederdim. ilk tartışmamız hocanın bir olay anlatıp bize danışması için sorduğu soruydu bizlere aranızda hepiniz müslümansınızdır elhamdülillah varmı inanmayan aranızda muhtemelen yok hepiniz müslümansınız dedi ben o esnada parmağımı kaldırıp ben inanmıyorum hocam dedim. hemen sınıftaki herkes oooo falan diye sesler çıkartmaya başladılar. daha burda insan kiminle tartışacağını sorguluyor beyninde. yani ne bileyim tamam hoş arkadaşınız halı saha maçları, şakalar, gır gır eylence iyi de. beni oooo diye yuhalayan topluluk acaba islamı okumuş anlamış kavramışta mı inanmış. yoksa doğmatik inanarak. belli kalıp düşünceler yüzünden mi beni yuhalıyorlardı. hoca önce biraz şaşırdı. benim gibi mziacı sakin iyi biri nasıl inanmazdı. hocanın yüzünde aynen böyle şaşkın bir ifade vardı. o esnada sınıftan bazı üstüne vazife olmayan her şeye atlamayı kendine borç bilmiş hödükler hemen kafir ateist dışlayın bunu falan dediler. onlarla zaten arkadaş da değildim. sonra hocaya dönüp işte bu yüzden inanmıyorum hocam dedim. şimdi ben müslümanım desem beni herkes iyi biri olarak bilmeye devam edecekti. ama bir inanmıyorum sözü bakın nerelere geldi dedim. tabi ben ateist değilim. hocaya agnostik olduğumu açıkladım. çünkü her şeyi maddelere dayandıran bir yapım yok. manevi şeylere de önem veririm ve tanrının var mı yok mu olduğunu asla bilenemez olduğu felsefesinden yanayım. neyse bu derse giren hocalarda genelde dindar insanalr oldukları için ve sınıfın hepsi müslüman olduğu için böyle şeylere tehammülleri yok. ve aralarında inanmayan biri olduğu için ders anlatırken bile adamın psikolojisi elbet bozulacak. çünkü orada bulunan 25 kişi sen a desende seni dinleyecek b desende seni dinleyecek sorgulamayacak. ama o içlerinden biri her şeye şüphe ile bakacak sorgulayacak. haliyle tartışma ortamı çıkacak. hoca bana o gün kur'an ı hiç okudun mu? kimin tesiri altında kaldın. birde islamı özünden dinlemeyi hiç denedin mi gibi sorular yöneltti. bunları sorarken gözündeki nefreti görebiliyordum. inanın ki 2013 e kadar dini bütün. 5 vakit namazımı kaçırmayan bir insandım. sonra kur'an ın türkçesini okumaya başladım. kitap beni çok etkiliyor tüylerimi diken diken ediyordu. fakat bana göre ters giden bir şeyler vardı. mekkede inen ayetlerin çoğu gayet etkiliyici iken göç den sonra hep sahabelerin günlük yaşantısından muhammed in günlük yaşantısından. müşriklerle savaşıp savaşılmayacağı. mal dağıtımı, helaller, haramlar ne biliyim birader bunlar sanki bir insan yazısı gibi gelmeye başladı. bir devrim gibi. evrensel denen dinde hep araplar geçiyor. araplar, araplar, araplar. ve arapçanın aksanı biraz okunuş olarak etkiliyici olduğu için insan etkileniyor haliyle. ilk başlarda sonsuz yanmaktan korktuğum için müslüman gibi kendimi kandırmaya devam etsemde olmadı birader yapamadım. iyi bir insanım kızlara bile bakarken utanan bir insanım. efendi bir insanım. böyle düşünüyorum diye islama göre sınırsız cehennemde yanacağım. işte hocayla her hafta böyle konuları tartışırdık. hocayla bir şekilde iyi- kötü seviyeli bir tartışma şeklinde sürüyorda. kendi yaşıtların sınıftakiler hiç çekilmiyor be birader. barzonun din dersi 50 nin altında ki benim hep 95-100 gelirdi. sorsan kur' an dan bir ayet bilmez gelip atar tutar yapması yanacaksın falan demesi beni o dersten soğutmuştur. lise son un 2. döneminde o derse hiç girmedim zaten.
bu ülkenin vatandaşları; müslüman, hristiyan ve yahudi olabileceği gibi farklı dinlere de inanabilirler hatta ataist bile olabilirler. böyle bir durumda din dersi zorunlu değil seçmeli olmalıdır fakat seçmeli olan bu ders, öğrencilere baskı ile tercih ettirilmemeli.
din kişinin özel alanıdır kamu gibi genel alanlara yansıtılması sorundur.
okullarda din dersi vermenin genel olarak iki sorunu vardır. birincisi okullar eğitim kurumudur ve eğitim kurumlarına kanıtlanmayan yada bilimin kendi gerçekliği içinde kanıtlanmayan hiçbir şey giremez.( eğer girerse bu eğitim algısını zedeleyecek ve bilimi bilim olmaktan çıkarıp belli bir dinin etkisinde bırakacaktır)
ikincisi ise okula gitmenin zorunluluğudur. eğer bir insan okula gitmek zorundaysa zorunlu olan her dersi görmek zorundadır ve din dersini ona vermek zorla millete din dersi vermeye eşdeğerdir.
devlet belli bir görüşün propagandasını yapacaksa ya miting alanlarına gitsin yada camilerde yapsın eğitim kurumları bunun yeri değildir.
ayrıca dinin öğrenilmesi gereken yerler bireysel ve isteğe dayalı olmalıdır. camiler gibi yada özel kuran kursaları gibi yerlere ihtiyaç dahilinde çocuklar yönlendirilebilir veya kendi de belli bir yaştan sonra istese gidebilir.
buralara hem gitmek zorunlu değil hem de bilim kurumu değil buralar. dolayısıyla istediği dinin ( artık hangi dini kurumsa) istediği şekilde anlatabilir ve istediği kadar da anlatabilir.
aksi durumda din dersinin olması bir dayatma barındırdığından din faşizmi sayılabilir.
bak din dersini sevmeyebilirsin.hatta islamın direk kendisini sevmeyebilirsin.ama sen laikliğin ne demek olduğunu karıştırıp bir şeylere bok atma uğraşındasın.
okul bu tabi ki de bunun da eğitimi verilecek.herkes müslüman olmak zorunda değil ama herkes islamı en azından genel hatlarıyla bilmek zorunda.okullarda ne kadar iyi öğretiliyor oraya girmeyeceğim.
laiklik dinle devlet işlerinin ayrılması değildir. laik devlet elinde sopayla her daim dinin tepesinde durup onu hizaya çeker. türkiye de olan din derslerinin aslında özgürlükle, insan haklarıyla ilgisi yok. ancak bu eskiden kalan uygulamanın laik devlette şu işlevi var: dinin tekel şeklinde algılanması, belli kitlelerin( ki bunlar şeriatçı kitlelerdir) harekete geçip laik yapıyı yıkmasını önleme, imamlar yetiştirilip ( ki bu imamlar laik devletin gerekliliklerini bilincinde olup dini öyle anlatmak zorunda) her yere yollama. gibi gibi vs. ayrıca laik devlet eğer laikliğe bir saldırı sezerse tankıyla sokağa iner. nitekim demokrasi değil darbeler tarihi bu ülkede bu yüzden vardı.
ha din dersi gerekli mi? tabi ki hayır, müslüman bir aile batıda yaşayıp çocuğu eğitim altında zorla hrisityan yapılmaya çalışılsaydı bu yobazlar sokağa çıkar kafa kesmeye çalışırdı, ancak bizim dinsiz veya islam dışındaki kesimin bu durumu kabullenme gibi bir aciziyeti var.
zorunlu din dersi faşizan bir uygulama ve çocuk istismarıdır. dini insanlar öğrenecekse gitsin hangi dini istiyorsa onun kendi kurumlarında öğrensin.
