milletine,toplumuna,tarihine hep fildişi kulelerden bakmış,içinde yaşadığı insanların değerlerine bigane kalmış,"kurban bayramlarını hep hac mevsimine denk getirmiş",bütün bunlara rağmen elindeki kitlelere ulaşma silahını her fırsatta insanlarının aleyhine kullanmış medyanın cehaletidir.
ancak bu durum,salt cehalet meselesi değildir,biraz da kendi doğrularını kendisi üremek isteyen ve doğru'nun gerçek mahiyetine alıcılarını kapatmış olmanın verdiği yüzsüzlüktür.bu yüzsüzlüğe onlarca örnek vermek mümkündür,ama olayı kişiselleştirmenin bir anlamı yok,zaten herkes,hayatında Kur'an,Sünnet,icma-i Ümmet,kıyas-ı fukaha diye bir sınırlamadan habersiz olanların düştüğü komik durumun farkında olsa gerektir.farkında olmayanlar da zaten aynı komedyanın diğer unsurlarıdırlar.
medyada din konusundaki fecaatin en büyük nedenlerinden birisi de,medyanın milletini güdülmesi gereken sürü olarak görmedeki ısrarıdır.bu tutum ise,kökleri tanzimata kadar dayanan bir zihniyetin ürünüdür.ne zaman ki medya,insanlarının hassasiyetlerini,önceliklerini ve değer yargılarını anlama yoluna gider,o zaman bu memlekette millet olma yolunda çok önemli bir adım atılacaktır.ama medya-millet bütünleşmesi,medyanın küresel güdümlü bir yanının mevcudiyeti,kendi iç çekişmeleri,büyük patronlar arasındaki çıkar savaşları,iktidarlarla olan müsbet ya da menfi münasebetler,medyada arz-ı endam eden zevatın hakikate yaklaşması önündeki ciddi engellerdir.
