Yıldızların düşmediğini söylediği için Prinelli'yi dövdürten, kanın vücutta dolaştığını ispatladığı için Harvey'e işkence eden onlardır. Galilei'yi, Kristof Kolomb'u zindana attıran, Pascal'ı, Monteigne'i, Moliere'i din ve ahlak adına aforoz eden onlardır. Fransa'nın 300 yıldır yaydığı büyük ışık onları rahatsız ediyor. O ışık akıldan müteşekkildir. Gerçek mümin benim ey rahipler, sizler dinsizsiniz.
Victor Hugo'nun en iyi özetlediği çatışmadır. Sokrates’in öldürülmesine sebep olan da buydu.
din her şeyi zaten bilen bir kurum, bilim ise araştıran ve araştıracak olan bir kurum. dinle bilimin tartışmaya girmesinin nedeni birinin mertafizik sanrılarla uğraşması, diğerinin gerçeklerle uğraşması.
dinde mantık aranmaz, mantığın olmadığı yerde bilim olmaz. yani bu yüzden de tartışma olur.
kutsal kitaplara nasıl bakıldığıyla alakalı bir durumdur. herhangi bir kutsal kitap bilimsel çıkarımlar yapılmak için okunmamalıdır. en temelde kutsal kitap 'ahlak kitabı'dır. ve anlatınlan kıssa, hikaye, örneklerden ahlaki davranışların öğrenilmesi amaçlanmalıdır. allah'ın insanlara tıp, matematik, fizik, kimya gibi dersleri öğretme kaygısı yoktur. allah'ın insanlardan tek beklentisi tevhid düşüncesi etrafında ahlaklı/iyi bireylerdir.
bu nedenle caner taslaman veya edip yüksel gibi hocaların bakış açısı doğru değildir. bu kur'an'ı doğru anlamada bir -sapma- oluşturur. kur'an'ın hedeflediği 'ahlaklı' toplum, insan düşüncesi hedefi tam gerçekleştirilemez.