okuduğum ve hiçbir şey anlamadığım metinde bir tek ''disiplinlerüstü'' kavramına takıldım kaldım. dersin disiplinini alamayan bir öğrenci ''disiplinlerüstü''nü ne yapsın? aritmetik ortalama alamayan öğrenci veri analizi dersinde ne yapacak mesela?
benim lise ikinci sınıfta aldığım ''çarpanlara ayırma'' konusu şu an 8. öğrencisinin lgs sınav konusu. evet yazılı metinde de olduğu gibi yıllardır lise sınavlarında sormaya yönelik daha bu gibi pek çok lise düzeyi konuyu 12-13 yaş 8. sınıf çocuğunun seviyesine çekmek son derece ''disiplinlerüstü'' bence de.
öncelikle şu konu açıklığa kavuşturulmalı. bir dersin zorunlu olması ile seçmeli olması, o dersin seçiminin öğrencinin ''kendi tercihine'' bırakılmasından öte o okuldaki öğretmen sayısıyla alakalı bir konudur.
her eğitim sisteminin ilk haftası öğrencilere, onlarca dersin adının yazılı olduğu bir liste verilir. yüzme, tenis, eskrim dersleri bile vardır o listelerde. elbette bu öğretmenlerin çoğu yok okullarda. okuldaki ana ders öğretmenleri ek ders ücreti karşılığında bu derslere girerler. ve öğrenciye hangilerini yazabilecekleri söylenir. bu dersler bir veya ikidir. çok azı şayet şanslılarsa seçmeli beden eğitimi yazabilir. fakat bir okuldaki zorunlu ders öğretmenleri maksimum ders saatini doldurduruyorsa veya yetersiz sayıda ise ilgili olduğu seçmeli ders açılmaz. okullarda zorunlu dersler için kadro açığı vardır yalnızca ve bir öğretmenin ataması bu açığa göre belirlenir.
yani lise matematik, fizik, tarih, biyoloji, kimya, felsefe gibi branşların neredeyse atamasının olmadığı ülkemizde bu derslerin seçmeli olması demek; o okulda zorunlu ders öğretmen yeter sayısının düşmesi gibi bir durum ortaya çıkarıyor. bu durumda öğrenci seçmeli matematik, felsefe, tarih dersini almak istese dahi, açılmama durumunda yine alamayacak. mevcut derslerden birini seçmek zorunda kalacak.
o zaman bu dersleri alamayan öğrenciler üniversite sınavına giremeyecek mi? üniversiteye giriş nasıl olacak? bir ülkede herkes üniversite okumalı mı, okumamalı mı? maksat bu mu yoksa? tüm bunlar bambaşka başlıkların tartışma konusu elbette.
2019-2020 eğitim öğretim sezonu için akp hükümeti tarafından açıklanan müfredatta göze çarpan gerçek.
şaka gibi.
milli eğitim bakanı ziya selçuk geçen gün yeni eğitim sistemimizi açıkladı.
buna göre, türk dili ve edebiyatı, din bilgisi, Bilgi Kuramı ve Uygulamaları dersleri zorunlu dersler olarak açıklandı.
bunun yanında, matematik, fen bilgisi dersleri(fizik, kimya, biyoloji), geometri, sosyal bilimler(tarih, coğrafya, felsefe) dersleri seçmeli olacak.
17 yıldır her sene sil baştan değiştire değiştire, dünyanın en saçma eğitim sistemini yarattınız ülkede.
türkiye eğitimde dünyada nal topluyor.
pisa testlerinde sonuncu oluyoruz, dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında tek bir üniversite sokamıyoruz, bunlar hala kalkmış din bilgisini zorunlu ders yapıyorlar.
edit: madem dersleri seçmeli yapıyorsun, din dersini de seçmeli yapsana görelim bakalım kaç kişi seçecek?
edit2: benim lise okuduğum dönemlerde o dersler seçmeli değildi. "o dersler zaten seçmeliydi" yazan arkadaşlara duyurulur.
edit3: yazık. şu alta yapılan yorumlardan anlıyorum ki, kissinger'in yeşil kuşak projesi başarıya ulaşmış. evet, öbür tarafta çarpım tablosu sorulmayacak, çok haklısınız.
Beyler biz zaten askerde ktm’de 100 kişilik koğuşa 400 kişinin sığdığı, asgari ücretlinin 15.000 liralık telefonla gezdiği, ayrandan daha ucuza dönerin satıldığına tanık olmuş matematiği aşmış bir milletin evlatlarıyız. Maksat ahıretimiz kurtulsun, yapmışlar da kötü mü yapmışlar!
bu ülkeden bi bok olmayacağını bu şekilde net olarak anlayabiliriz..
sorun sadece din dersi tarih dersi vs değil; her gelen kafasına göre bi sistem falan belirliyo, küçük yaşlarda olan çocukların geleceğiyle oynuyorlar, yok yks yok oks yok bilmem ne sürekli bi değişiklik falan...
yani ne diyeyim, allah akıl fikir versin...
işsizliği sözde azaltcaz diye her yere üniversite açtılar; şimdi maşallah herkes üniversiteli, 15-20 net yapan adamları üniversitenin kapısının önünden geçemiyecek adamları 4 yıllık fakültelerde okutuyorlar..
bizim zamanımızda hazırlandığımız sınıfta 20 kişiden 4 kişi kazandık..şimdi maşallah 20 kişinin 18'ini alıyorlar..
güzel şeyler düşünmek, söylemek istiyorum, ama olmuyor...
altın nesil diye diye, cemaatler diye diye ülkenin anasını bellediler.. feto fetö oldu, akıllanmadılar şimdi de menzilcileri dolduruyolar sağa sola..
bu bakan da ortalığı şöyle bir karıştırmasa çok şaşardım.
müfredat boktan. bunu görmek istemiyorlar. çünkü çözebilecek çapta beyinleri yok. öğretmen kalitesi de tartışılır bir konu. şahsen ben o kitaplarla sadece kıçımı silerim.