din arap ın hukuk italyan ın harp türklüğündür

entry10 galeri0
    1.
  1. mussolini'nin okuduktan sonra altına sıçayazmasına sebep olan şiirdir *.
    "yelkenleri edip fora/gelecekmiş orduların yeşil bosfora" mısralarında şair kendi ile tezata düşerek bir nevi diyalektik yapmıştır. bosfor da nere ola ki, hatta ne ola diye meraka garkeder insanı. sonra beyninin derinliklerinde adını hatırlayamadığı felsefecilerin tezi olan "tabula rasa değil ulan insan beyni" şeklinde özetlenecek fikriyatlarını müteakip "bosphorus" olmasın bu bosfor düşüncesi beyinde ufak çaplı bir tek kişilik beyin fırtınasına sebebiyet verir. fırtına beyin göçüne dönüşmeden durdurur kişiyi, zira birden bir şimşek daha çaktırır beyninin derinliklerinde. "okumakla yazılmaz ulan tarih, süngüyle yazılır, beyine de gerek yok aslında, doğal olarak beyinde kopan fırtınalara da" diye düşüneyazdırır. fakat düşünemez de, zira "düşünmek eylemi eski yunan filozoflarınındır" gerçeği gelir aklına.

    durun ben de buaradan george bush' a bi mektup döşeyem.

    ey bush oğlu bush
    ey babasıyle kendisini w ile ayırabildiğim kişi!
    duydum ki oval ofisi almışsın clinton' dan,
    ama monica' sız oval ofisin ne manası var?
    monica clinton' un, taksim meydanındaki turistler bizim,
    devlet ise platon'undur...
    abazanlar nasıl koşarsa karıya,
    eşşekler de öyle seni kovalaya!!!...
    hem sağ kanattan hem sol kanattan ataklar geliştir,
    ofsayta düş, tartışalım ama söz hakemindir.
    at, frambuazlı pasta, kılıç nedir ki!
    at binenin kılıç kuşananın,
    frambuazlı pasta muhtemelen fransızlarındır. *
    ayrıca da gelirsen ekime,
    gelmezsen skime kadardır!!!..

    fakslayın bunu bush' a, aslını da kargoyla yollayın. orda onu kovalayacak eşek de yoktur, burdan bi iki tane paketleyin. yılbaşı zanlılarından şöyle ön saflarda olanları seçin.
    7 ...
  2. 2.
  3. türklerin savaş konusunda usta olduğunu belirten bir tanımdır, ki tarihin bir gerçeğine de göndermedir bu.

    nihal atsız yazmış ya, hemen emperyalik faşik saçmalık olmuş. yahu adam gerçek bir faşiste ayar veriyor burada. halbuki nazım hikmet yazaydı bunu, herhalde övgüden geçilmezdi. memleketin hakikaten boku çıkmış. ideolojik kirlenme maalesef ki gençliğimizi kör etmiş.

    doğruya doğru ya da yanlışa yanlış derken bile öncelikle o kavramın siyasal duruşumuzun neresinde olduğuna bakıyoruz, ki eleştirdiğim de budur nihayetinde.
    26 ...
  4. 3.
  5. doğrudur ceza hukuğu faşist italya'dan. ama onlar değiştirdi, biz hala aynı eski diktatörlük yasalarıyla yargılanıyoruz.
    4 ...
  6. 4.
  7. savaşçı ve irade sahibi bir toplumun bir ferdinin * faşist bir ülkenin faşist bir başkanına söylenilen sözdür... tanım kısmı bu..

    söze gelince, türklerin savaşçı olduklarını yabancı bir belgeselde dahi izleyip öğrenmek mümkündür. belgesel kore savaşındaki türk askerinin tutumu ile vietnam savaşındaki amerikan askerinin tutumlarını karşılaştırıyordu. kore savaşı gazileri savaştan sonra köylerine olağan hayatlarına dönmüşken, vietnam savaşı gazilerinin savaş sonrası sendromları ile psikolojik destek alamadan yaşayamadıkları anlatılıyordu... bilimle kanıtlanmış bir olay bu...

    ve üstelik ikinci dünya savaşı bu milletin şimdiye kadar hiç görünmemiş bir niteliğini gözler önüne sermişti. irade. osmanlı imparatorlugu tarihinde bir yardım mektubu için bile kılıcını kalkanını kuşanmışken, 4 tarafı savaşa gir baskılarıyla kuşatılmış türkiye cumhuriyeti savaşa girmemekte direnmiş, ingiltere amerika başkanları defalarca reddedilmiş, savaş girmemiz için nağmerdce yolcu gmeilerimize ateş edilmiş, yine de girmemişiz...

    ha şimdi nihal atsız bunu söyleyince saçma oldu... sorarım saçma diyenlere msn iletinizde ne yazıyor? bu saçma şiirin herhangi bir mısrasındaki kafiyeyi vs. yaratıcı msn iletilerinizde yazabiliyor musunuz? ama adam kasmış yazmış milletini savunmuş belki de sanatçı tavrı ile bir konuda milletini uyarmış, bu dürzüye geçit vermeyin halkım demiştir... bir yolda davasında emek vermiş yani... emeğe saygı duyalım repleri unutmayalım...
    6 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. --alıntı--
    günlerden bir gün italyan Büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir. O zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, büyükelçi "Ekselans, dün Roma ile yapmış olduğum bir görüşmede hükümetimizin antalya'yı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der.

    Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakikalığına odadan ayrılır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardir. Doğruca masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'in bağlanmasını ister ve Çakmak'a: " Paşa, italyan dostlarımız antalya'ya gelmek istiyorlarmış. Hazır mıyız ?" der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazırız Paşam" diye yanıtlar...Ata büyükelçiye döner ve: "Biz hazırmışız. Hükümetinize söyleyin, isterlerse gelip antalya'yı alabilirler" der.
    --alıntı--

    hukuk'a göre, sevr antlaşması itibariyle italyan toprağı olan antalya'yı almak isteyen baltacılara karşı türkçü atsız'ın söylediği sözdür.
    5 ...
  11. 7.
  12. türklere direk hakaret edilen sözdür. bütün dünya bize tarih derslerinde hep barbar türkler diyor hatta direk barbarlar diyor peki biz ne yapiyoruz bunu kabul ediyoruz hemde gurur duyoyoruz. elbbette savasci olmak savas kazanmak güzel birsey vatani savunmak ancak nedir o laf ya , din arab'in hukun italyan'in nasil birsey biz bu ikisine sahip degilde sadece savascimiyiz? tabi ki hayir.

    eger bir millet sadece savasip yagmaliyorsa onlara barbar demek yerlidir ancak bir millet hem okuyor hem gelisiyorsa , inancliysa savaslar sadece bu milletin refahi icindir demektir. o yüzden asla ve asla katilmadigimiz sözdür cünkü biz atatürk'ün de dedigi gibi '' cok az az zaman büyük isler yaptil '' savastik ve bunun yaninda medeniyetimizi pek cok milletle esit hatta onlardan daha üst seviyeye getirdik. gerci su anda bir gerileme var ama onu saymiyorum tabi...
    2 ...
  13. 8.
  14. tek kelimeyle saçmadır. evet evet saçma. tam anlamıyla bu.
    1 ...
  15. 9.
  16. son derece anlamlıdır. şiirin ismi "davetiye" olup dünyaya meydan okumaya kalkan italyan faşisti mussoliniye yazılmıştır. "at, avrat, pusat" diyor nihal abimize fatihalarımızı gönderiyoruz.

    bedenlerimiz ayrı olsa bile, ruhlarımız buluşur tanrı dağında...
    4 ...
  17. 10.
  18. mısranın geçtiği şiirin tamamı şu şekildedir.

    Davetiye

    Ey Benito Mussolini! Ey gayet yüce,
    italyanlar başvekili muhterem Düce!
    Duydum ki, yelkenleri edip de fora
    Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
    Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür;
    Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür.
    Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
    Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
    Hem karadan, hem denizden ordular indir!
    Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
    Kalem, fırça, mermer nedir? Birer oyuncak!
    Şaheserler sungtilerle yazılır ancak!
    Çağri Beg'le Tuğrul Beg'in kurduğu devlet
    Italyalı melezlerden üsttündür elbet;
    Bizim eski uşakları alda yanına
    Balkanlardan doğru yürü er meydanına;
    Çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
    Fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
    Dirilerek başınıza geçse de Sezar
    Yine olur Anadolu size bir mezar.
    Belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
    Biz güleriz Cermenliğin kuduruşuna,
    Tanıyoruz Atilla'dan beri Cermeni,
    Farklı mıdır Prusyalı yahut Ermeni?
    Senin dostun Cermanyaya biz Nemşe deriz,
    Bir gün yine Bec onünde düğün ederiz.

    Soyle, kara gömlekliler etmesin keder;
    Olum-dirim savaş bir gün mukadder!
    Gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
    Fakat yine biz Osmanli, sen Venediksin!
    Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
    Hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
    Bu hayaller zamanları hızla asmalı,
    Gök Türklerle Romalılar karşıIaşmalı!
    Görmüyorsan gönIlumüzün içini, korsun!
    Kılıçlarımız kınlarından çıkmayagörsün!

    Top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
    17'ye karşı 44 milyon az gelir.
    Arnavud'u yendim diye kendini avut,
    Yiğit Türkle bir olur mu soysuz Arnavut?
    Kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
    Dalmalıdır gövdelere çeIik süngüler!
    Sert dipçikler ezmelidir nice başları!
    Ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
    En yiğitler serilmeli en önce yere!
    Kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
    Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
    Büyük devlet kurmak icin büyük kan ister.

    Damarında var mi senin böyle bol kanın?
    Türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
    Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
    Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,
    Karşısında olmasaydi şanli 'Türk Budun'
    Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,

    Insan oğIu ümitlerle dolup taşmalı,
    Aryalarla Turanlılar karşılamalı.
    Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
    Hız verecek biricik şey ona savaştır!
    Keskin olur Iikörlerden ayranla kımız,
    Karnera'yı yere serer Tekirdağ'lımız.
    Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
    Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...
    Biz guleriz Façyo'ların felsefesine,
    Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?
    Bizim yanık Fuzuli'miz engin biz deniz!
    Karşisinda bir göl kalır sizin Dante'niz!
    Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşik!
    'Generaller 'Paşalarla atamaz aşık! ..
    Ey italyan başvekili! Ey Musolini!
    iki ırkın kabarmalı asırlık kini...
    Hesabınıi göreceğiz elbette yarın
    Yedi yüzlü, yedi dilli Italyan'ların!

    Irkınızı hiçe saydı Hazreti Fatih.
    Biraz daha yasasaydi Hazreti Fatih
    Ne Venedik kalacakti, ne Floransa...
    Hoş geldiniz diyecekti bize Fransa!
    Haydi, hamle kafirindir... ilkönce sen gel
    Ecel ile zaman bize olmadan engel!
    Burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
    Sungtilerle çarpışmadır şavaşta yaşa.
    Olma boyle sinsi çakal, yahut engerek!
    Bozkurt gibi, kartal gibi doğüşmek gerek!

    Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
    Atila'nin ateşi var içimizde!
    Kanije'nin gazileri daha dipdiri!
    Sınırdadir Pilevne'nin kırk bir askeri!
    Edirne'de Sükrü Paşa bekliyor nöbet!
    Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
    Şehitlerden elli milyon bekçisi olan
    Asılmaz bir kayadır bu ebedi Vatan!

    Hüseyin Nihal Atsız
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük