dilimiz devamlı değişim içinde. vatan gazetesi yazarı can ataklı dan alıntı.
yıl: 1960 öncesi
karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşakaldım ve çok mütehassis oldum. nasıl bir eda takınacağıma hüküm veremedim, adeta vecde geldim. buna mukabil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum. cemalinde beni fevkalade rahatlatan bir tebessüm vardı. üstümü başımı toparladım, kendimden emin bir sesle akşam-ı şerifleriniz hayrolsun dedim.
yıl: 1977
karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim. ne yapacağıma karar veremedim. heyecandan ayaklarım titredi. ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. üstüme çeki düzen verdim. kendimden emin bir sesle iyi akşamlar dedim.
yıl: 1987
karşıma aniden çıkınca fevkalade şaşırdım ve duygulandım. nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. amma velakin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum. nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. üstüme çeki düzen verdim, kendimden emin bir sesle hayırlı akşamlar dedim.
yıl: 1997
karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duygulandım. fena halde kal geldi yani. ama bu iş bizi bozar dedim. baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle selam dedim.
yıl: 2007
abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygu durumum kabardı. oğlum bu iş bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani. ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik. sarıl oğlum dedim, bu manita senin. av ar yu yavrum? dedim.
yıl: 2017...
karşıma aniden çıkınca korktum. kapkara çarşafın içinde kara bir hayalet gibiydi. ulan ne halt ettik de bunlara oy verdik. o gün bugündür gitmediler başımızdan. şimdi şu karşıma çıkan dünya güzeli midir yoksa kaknemin teki midir gelde anla. bi daha bunlara oy verirsem diyecem ama oy verme falan da kalmadı ki. kadılar konseyi midir nedir bi şey çıktı. dedikleri kanun oluyor. tüüüh namaz vakti geçiyor. ulan karıya daldık yiycez şimdi dayağı islam devriyesinden. geçen cuma namazında ağzımda sakız unutmuşum, daha onun morlukları geçmedi.
Nasıl değişmedi ki,neler yapmadılar ki dilimize.
Yedi asır önce Türkçe ye verilen değeri günümüzde görememek aşağıda okuyacağınız şiirdeki gibi sizlerinde yüreğini sızlatıyorsa artık dilimize sahip çıkmanın zamanı gelmiş demektir.
Arıyorum
Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı;
Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye,
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı köyü, şehri
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey,
Hanımağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkânın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?
ilân tahtasının billboard, sayı tabelâsının skorboard,
Bilgi alışının birifing, bildirgenin deklârasyon,
Merakın uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında, good-bye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body-guard,
Sanat ve meslek pirlerinin, duayen,
itibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?
Sekinin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
iş hanımızı plâza, bedestenimizi galleria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast-food,
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?
iki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı....
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?
Dilimiz amerikan kültürünün ve dilinin etkisinde kalarak değişti. Dil zaten değişen bişeydir, değişmesinin koşulları oluşursa değişir. Nasıl ki osmanlı döneminde arap alfabesi kullanılmasıyla dilimize onlarca arapça kelime girmişse bugün de her okulda ingilizce okutulmasıyla ingilizce kelimeler de dilimize girmiştir. Son dönem osmanlı da ki fransız hayranlığı nasıl dilimize fransızca kelimeler soktuysa bugün ki amerikan hayranlığı da aynı şekilde ingilizce kelimeleri dilimize sokmuştur. Teknoloji sebebiyle bu eskiye göre daha hızlı ilerlemektedir. Anadolu ya gidilince hiç te öyle buradaki gibi bir değişimin olmadığı görülebilir. Turistik kasabalarda ki cafe-show yazılarını zaten anlatmama gerek yok. Benim köyümde kahvehanenin üzerinde hala kıraathane yazar ve içerde okumak için kitaplar vardır. Diller bozulmasın onu koruyalım istiyosan tüm bu teknolojiden ve yabancı dil öğrenme gerekliliğinden kurtarman gerekir dünyayı. Ya da bütün teknolojik buluşları biz yapsaydık tüm dünya dillerinde türkçe kelimeler olsaydı bu durum nasıl karşılanırdı? belki de ilerleyen yıllarda dünyada konuşulan ortak tek bir dil olur ? bence fena da olmaz.