Bazen öyle lâflar ediyorlar ki, iki üç adım ilerledikten sonra, dönüp verme mecburiyetinde hissediyor insan.
Duygu istismarı yaptıklarını, silkelesen üstünden başından çil çil para döküleceğini bildiğin halde, gene de öyle bir lâf ediyor, bam teline öyle bir basıyor ki, transa mı geçiyorsun nedir, kuzu kuzu uzanıyor elin çantaya.
1 lira 2 lira veriyoruz o para çocuğun değil o çocuğu orada dilendirenlerin işine yarıyor. Sahi siz o 1-2 lirayla o çocuğun hayatını kurtarabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Vermeyin birader o paralar iyi yerlere gitmiyor. Ha çocuğun karnını doyurursunuz filan tamam Allah razı olsun ama para vermeyin..
bir kere gerçekten paraya ihtiyacı olan insan gururludur, kimseye el uzatamaz, zaten o yüzden paraya ihtiyacı vardır. Gurursuz insan bir yerden mutlaka bulur parayı. Yüzsüzdür başkasından para istemek konusunda.
Kucağında çocukla bir kadın yaklaşıp para istiyor, hiç sevmediğim halde ısrara dayanamayıp ve çocuğa acıyıp cüzdanımdan 5 Lira veriyorum. Kadının gözleri büyüyor ve duaları ardarda sıralamaya başlıyor uzunca. "Tamam, sağol yeter git evine çocuğa yazık, hava soğuk" diyorum. Tabi bunu derken gözüm kadına vermiş olduğum 50 Liraya takılıyor bir anda...
dilenciye paran veren insanın genelde topluma faydalı önemli herhangi bir işe kalkıştığı görülmez. egosunu fakir birine iyilik ettiğini düşünerek tatmin eden insandır. bu kişilerin her biri, dilenen bir çocuğa para vererek ona kötülük yapmak ve onu dilendiren şerefsizleri sevindirmek yerine polisi arayıp çocuğun devlet himayesine alınmasına yardımcı olsa ülkemiz gelişimi için harika bir durum olurdu. ama bir anlık duygusallığa kapılmadan ''ay içim cız etti, dayanamam yazık'' diyerek cebindeki bozuklukları vermemek biraz irade ve akıl gerektirir.
para vermeden önce ya verirsem enayi olurum ya da vereyim zekatım olsun sevap kazanırım düşünceleriyle bir bilişsel çelişki yaşayan varlıktır ama parayı verdikten sonra hangi düşüncesine yönelmişse tutumu da artık o yönde olmuştur.