sadece dilencilere has olmayan yüzsüzlüktür. sulukule'deki gençlerde aynı yüzsüzlük durumu, sigara isterken hâkimdir...
bakkaldan yeni aldığı paketin ırzına göz dikmiş şahsımı, suç üstünde yakalamış bir genç ile gelişen diyalog:
- abi bi sigara versene.
+ yok abisi, bana anca yetiyor.
- ayıp abi yaptığın. paketi yeni almadın mı daha?
+ evet. pekala sen de girip aynından alabilirsin bir tane. hem de aynı paraya...
- sen, benle kafa mı buluyorsun? bak, sen bizi bilmiyorsun...
+ anlamadım. neyini bileceğim senin? eşkiya mı oldunuz başıma? yok sigara falan. (kafayı, vücudun önünde olacak şekilde konuşlandırarak)
- yanlış anladın abicim. yapılan iyiliği unutmayız biz...
+ eyvallah. o halde hatırlaman gereken bir iyilik olmayacak.
- peki abim canın sağolsun senin ama bunu da yazdım kenara.
+ altını da çiz derim.
ertesi gün gene aynı şartlar altında:
- abi bi sigara versene.
+ yok abicim, yormayalım hiç birbirimizi.
tek dal sigara çok da dert değil ama üslup, içerikten önemli be sözlük. öyle dilenciyi de öperler afedersin.
bir yerde okumuştum. adam dilenmek için işyerine girer işyerindekiler meşhur hikayeyi tekrarlar patron yok. adamın cevabı aynen şu.
- ulan patron olsa sanki dükkanı verecek. atın üç beşte yolumuzu bulalım.
bir sabah puaça aldım. 2 tane.
çıktım pastaneden, baktım dilenci kapıda.
bir puaçamı ona verdim. 1 tane alsaydım, ikiye bölecektim. baya sabah kahvaltımı paylaştım.
bence çok değerli.
suratı bozuldu. küçümsedi puaçamı. vır vır vır bişeyler söyledi. beğenmedi yani. attı poşetine. başkasına gitti.
ben son paramla 2 puaça almıştım. ay sonuydu.
onun parası vardı. farkımız, ben düzgün giyinimliydim ve dilenmiyordum, bir de ay sonu onun benden çok parası vardı.
farkımız buydu.
işyerine dilenci kılığında gelen bir hırsızlık organizasyonun sahra keşif elemanı olabilir
her zaman işyerinde kamera olmalı. sokaklardakilerde arsızlığın başı vardır, sonu yoktur
mozambikli taklidi yap.