nietzsche'nin su sozunu akillara getirendir ayrica: "ancak dilencileri tamamen kaldirmali ortadan. gercekten insan onlara bir sey verdiginde de, vermediginde de kendine kiziyor"
oturdukları yerin önünden tukalar geçiyordu. iki takatukacı tartışıyordu, havadan sudan. birinci takatukacı ikinciyi, çevrenin doğal dengesini bozmakla suçluyordu. biz ki, ozon tabakasını delen bir ırkın göbekbağlı torunlarıyız, diyerek alaya alıyordu berikini. dilenci, sanki sonradan monte edilmiş elini öne uzatmış, iki gündür aç olduğunu söylüyor, bir ekmek, hiç değilse yarım ekmek parası istiyordu.
ama herkesler, iki gündür yarım ekmek parası bile toplayamayan dilencinin yeteneksiz olduğunda oylarını birliyor ve para vermiyordu. böylece yarım ekmeksizliği sürüyordu.
belki de harcadığı ya da sömürttüğü emeğinden, belki de emeğini sömürecek alan bulamadığından dilenci oldu. senin küçük burjuva şapşavallığın engelliyor bunu görmeni.
boşver ağbi dedi dilenci. boşver...
"sana, beni şeftali kokmuşlar" cümlesini hangi aristo mantığı açıklayabilir? çıktı mı ortaya, göğsünün kıllarını gere gere, bandırma'ya bandırmak için gidildiğini, aslında karayollarının durumu yanlış değerlendirdiğini anlatacak, ırza geçmelerin önce beyinde kanlandığını gösterecek bir göstermeci? var mı?
az once bana " allah sevgiline kavustursun." dedi.
sevgilimse zaten daha nasil kavusucam acaba diye bi anlam bilgisi ikilemi yasarken
gercekten bir sevgilim oldugu ve aramizin bozuk olmasi yuzunden dunden beri hic konusmadigimizi hatirladim.
Dilencilik, yardıma muhtaç olduğu gerekçesiyle başka insanlardan para, yiyecek vb. şeyler isteme. Geçimini bu şekilde sağlayan kişiye dilenci denir. Dilencilere, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanır. Dilencilik dünyanın en eski mesleklerinden biridir.
Dilencilik bazen dinî gerekçelerle yapılır. Bazı din ve mezheplerde din adamları dilenerek veya sadece bağışlarla geçinirler. Bu tür dilenme, din adamlarının dünya işlerinden ellerini çekerek dinî çalışma ve meditasyonlarına daha fazla zaman ayırmalarına imkan verir.
--spoiler--
Sen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
para vermediğiniz taktirde size özlü sözlerle göndermede bile bulunabilirler.
bir ay kadar önce ankara numune hastanesinin oralarda kaldırımdan yürümekteydim. bir dilenci yere oturmuş her zaman yaptığı gibi para dileniyordu. ben bu adamı daha önce de görmüştüm burada, ve gördüğüm zaman içimden bir ses "ver işte oğlum şu adama" demiş ve bende 1 tl atmıştım önüne. bu sefer yine önünden geçiyordum, hiçbir şey vermek gelmedi içimden. zaten param çok azdı yanımda. adam beni uzaktan beri görüp önce klasik dilenci sözlerini söyledi, sonra benim para vermeyeceğimi anlayınca : "iyi insanın yüzünden nur damlıyor, kötü insanın yüzündense şerrr damlıyor" dedi. ama katı bir şekilde söyledi bunu. adama dönüp orada "beni hatırladın mı" diyecek halim yok elbette, yoluma yürüdüm gittim.
Kırdım kırılmayan
Gururumu ve o çok değer verdiğim onurumu
Serdim yollarına ömür boyu beslediğim büyüttüğüm
Yaşatan umudumu
Bekliyorum hergün
Sen görmek için ve çizmen için kaderimin yolunu...
Ramazan ayının gelmesi ile beraber sokaklar dilencilerden geçilmez oldu, adım başı bir dilenci. Bu dini kullanarak duygu sömürüsü yapıp kendisini acındıran şahısların sonu ne zaman gelir merak konusu.