Sen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
fena para kaldırıyorlar. gurme garage'da çalışan arkadaşım dilencinin birinin iki günde bir 300-400 arası bozuk para getirdiğini söyledi vay be. bazı geceler dilencileri görüyorum ailecek koşa eğene evlerine gidiyorlar akşam yemeye ekmeği olmayan insan eve güle eğlene mi gider. evsizlerle dilencileri karşılaştırdığınızda hangileri daha muhtaç gözlemliyorsunuz zaten. evsizin yüzü gülmez.
suriyelilerin türkiye'ye yeni geldiği dönemlerde caminin altında cebinden tomar para çıkaranı bile gördü bu gözler. asla para vermem. çocukları bu işte çok kullanıyorlar. sizin o paraları verdiğiniz çocuklar dilenciliği meslek ediniyor bir başka geçim kaynağı aramıyorlar. ayda bir öğretmenden fazla kazanıyorlardır. bunlar 60 yaşına gelecek yine dilenciler. hepimizin sırtlarına yük. siz aptal mısınız hala dilencilere para veriyorsunuz.
siz yanınıza gelen dilencilere allah yardım etsin diyip para verdiğiniz için onlar utanmadan gece gece yanımıza yaklaşıp karanlıkta para istiyorlar. sapık mı, bıçak mı çeker, gasp mı eder diye düşünmekten elimde biber gazı düşmez oldu. biraz yaptığınız eylemleri düşünün.
okuldan geldim tam o sırada annemler alışverişe çıkıyordu. demin zil çaldı alışverişe giden annem ve anneannem geldi sandım, otomatiğe bastım ve açtım kapıyı tekrar içeri geldim televizyon izlerken bilgisayarıma kurulmak için. sonra zil bir daha çaldı ve acaba kapıyı açmadım mı? diye söylenerek odamdan çıktım. ve karşımda neredeyse adımını eve atacak şekilde duran ve 10 km öteden amacı anlaşılacak henüz 16-17 yaşlarında son derece esmer başı kapalı eteği uzun ayağında terlik olan bir kız gördüm göz göze geldik "allah rızası için" dedi, "sevdiklerinin hatrı için güzel abim" dedi, "bir ekmek parası dedi" ve "yok para mara" deyip kapıyı suratına çarptım. sonra dedim ayıp oldu heralde lan dedim, bari güzel bir dille söyleseydim o da insan dedim falan filan işte neyse koştum bozuklukları aldım masanın üstünden o sırada yandaki kapıya gitmiş kendisi baktım delikten. açtım kapıyı (para verip vermeyeceğim hiçbir şekilde belli değil) birden soru sorasım geldi. çünkü neden dilendiğini bilmek zorunda hissettim. "ya senin yaşın kaç?" cevap "sanane" , "yaşın müsait elin ayağın tutuyor girsene bir işe" dedim. artık ne anladıysa bilmiyorum sözlük ama cevap aynen şöyle "hepiniz aynısınız şerefsizler para vermeyecen ne açıyon kapıyı?" dedi," ben nerden biliyim lan kim olduğunu?" dedim," gözün kör mü o..ç... " dedi. sonra küfür ede ede bağıra bağıra indi merdivenleri. ya ben lan ben neyse bi şey demiyorum.
son zamanlarda müziğede d eel atıp istanbul sokaklarında akordiyon flüt gibi müzik aletleriyle gürültü kirliliğide yapmaya başlayan herdaiim pis giyinip pis kokan 25 kuruş için 50 dua okuyan verilmediği taktirde bedduada ve küfürde sınır tanımayan aslında deve yüküyle paraları olan ama dilenmek için binbir yol bulan yaratıcı şahsiyetler.