sevmek çok zormuş
sevmemek çok zor
sevilmemek çok zor
sevdim ama sevildim mi ?
bilemiyorum
ağlamak çok zor
ağlamamak çok zor
ağlayamamak çok zor
hergün seni kaderimden dileniyorum.
bir dilenciyim senden aşkı dilenen
her fırsatta hor görülüp belki gülüp alay edilen
bir dilenciyim geleceğini bilmeyen
senden ne para ne pul nede acımanı bekleyen
kırdım kırılmayan
gururumu ve o çok değer verdiğim onurumu
serdim yollarına ömür boyu beslediğim büyüttüğüm
yaşatan umudumu
bekliyorum hergün
sen görmek için ve çizmen için kaderimin yolunu
beklemek zormuş
sabretmek çok zor
bekletilmek çok zor
ömrümün her köşesinde seni bekliyorum
aşk olmasaydı böylesine yanmazdım
senden bir melek yaratıp secde edip kalmazdım
ben ne dilenci
ne de bir gurursuzum
çok sevdiğim için böyle aşık böyle mutsuzum
Kırdım kırılmayan
Gururumu ve o çok değer verdiğim onurumu
Serdim yollarına ömür boyu beslediğim büyüttüğüm
Yaşatan umudumu
Bekliyorum hergün
Sen görmek için ve çizmen için kaderimin yolunu
60 yaş üstü erkek olursa hiç düşünmeden cepteki paranın yarısının verilmesi gereken insan.
bazıları ibnelik yapar parası olduğu halde dilenir. ama bu yaşta bir insan, hele hele erkekse, onurunu hiçe sayıp yardım dileniyorsa vardır bi derdi aga.
Paraya muhtaç olan fakir insanlardır dilenci. ( tabi bazı yalancılar da dilencilik yapar insanları soymak için o ayrı ) ayrıca bu konuda Hz. Ali'nin çok güzel bir sözü vardır : yoksul bir adam kendi ülkesinde yabancı gibidir demiştir. Gerçekten çok güzel bir sözdür insanlar yoksul insan kendini her yerde garip hisseder.
küçük bir anımın olduğu insan.
yıllar önce gördüğüm bir dilenci çocuğunu göstererek ''çoluğum çocuğum var açız abi bi ekmek al bana'' gibisinden bir laf etti. ne yalan söyleyeyim canım acıdı. gittim üç-beş ekmek aldım verdim kadına. yoluma devam ettim. içimde de iyilik yaptım aferin bana hissi var.
neyse efendim bir kaç işim vardı, onları hallettim. akşam oldu, eve döneceğim ne göreyim. bizim dilenci kadın benim gibi hıyarlardan onlarca ekmek toplamış, poşet poşet ekmekleri fırıncıya satıyor. tabi bunu görünce içimdeki iyilik yaptım hissi ben ne kadar enayi bi adamım la böyle hissine dönüştü.
ordan uzaklaştım içimdeki hisle.
Ramazan ayının gelmesi ile beraber sokaklar dilencilerden geçilmez oldu, adım başı bir dilenci. Bu dini kullanarak duygu sömürüsü yapıp kendisini acındıran şahısların sonu ne zaman gelir merak konusu.
Kırdım kırılmayan
Gururumu ve o çok değer verdiğim onurumu
Serdim yollarına ömür boyu beslediğim büyüttüğüm
Yaşatan umudumu
Bekliyorum hergün
Sen görmek için ve çizmen için kaderimin yolunu...
para vermediğiniz taktirde size özlü sözlerle göndermede bile bulunabilirler.
bir ay kadar önce ankara numune hastanesinin oralarda kaldırımdan yürümekteydim. bir dilenci yere oturmuş her zaman yaptığı gibi para dileniyordu. ben bu adamı daha önce de görmüştüm burada, ve gördüğüm zaman içimden bir ses "ver işte oğlum şu adama" demiş ve bende 1 tl atmıştım önüne. bu sefer yine önünden geçiyordum, hiçbir şey vermek gelmedi içimden. zaten param çok azdı yanımda. adam beni uzaktan beri görüp önce klasik dilenci sözlerini söyledi, sonra benim para vermeyeceğimi anlayınca : "iyi insanın yüzünden nur damlıyor, kötü insanın yüzündense şerrr damlıyor" dedi. ama katı bir şekilde söyledi bunu. adama dönüp orada "beni hatırladın mı" diyecek halim yok elbette, yoluma yürüdüm gittim.
--spoiler--
Sen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
Dilencilik, yardıma muhtaç olduğu gerekçesiyle başka insanlardan para, yiyecek vb. şeyler isteme. Geçimini bu şekilde sağlayan kişiye dilenci denir. Dilencilere, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanır. Dilencilik dünyanın en eski mesleklerinden biridir.
Dilencilik bazen dinî gerekçelerle yapılır. Bazı din ve mezheplerde din adamları dilenerek veya sadece bağışlarla geçinirler. Bu tür dilenme, din adamlarının dünya işlerinden ellerini çekerek dinî çalışma ve meditasyonlarına daha fazla zaman ayırmalarına imkan verir.