Geçmişini gerçekten niyetini fikrini oturup dinlemediğim yahut bir insan hakkında konuşmak doğru olmaz. Girilen yazıları okudum bur taraf pis terörist bir taraf da melek yapmış. Malum videoyu izlediğimde ölümün ne kadar basit olduğunu anlıyor insan. Solcu sağcı bir önemi kalmıyor. Acı kalıyor. Hani onun için yapılacak bir şey yok lakin onun gibi çok genç var. Öfkeyle nefrete ihanetle hırsla çözülmüyor hiçbir şey. Önemli olan her dilden dinden fikirden kitaplar okumak ilerlemek açık beyinler olmak. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde azınlık hoş Görülmez. Bu doğru olandır diye demiyorum sadece görülmediğini söylüyorum. Bundandır güçsüzün güçlüyle uğraşı. insan her yerde her şartta insandır bana göre. Hümanist biri değilim duygularım var. Ancak anlatmak istediğimi vurarak yıkarak anlatamayacağımı biliyorum. Şu an içinde bulunduğumuz dünya duzeninde özgürlük, hak, adalet anayasal düzenlemelere sıkıştırılmış haplardan ibaret. Bugün tecavüz eden 5, tecavüz edildiği için nefsi müdafaa ile adam öldüren 30 sene alıyor. Hukuk önünde her şey pürüzsüz. Yersen. Şimdi bu hukuk duzeninden şikayetçiyim ya da ne bileyim ekonomiden şikayetçiyim. Ee ne yapmalı? Kahrolsun adalet yazılı tişört giyip taksim e Kızılay a ineyim anında tepeme yığınla polis gelir. Çünkü düzen adalet istemeni engeller. Eğer çok rahatsızsan gel el at der. Ama sen el atamadan zaten çoktan sistem adamını yerleştirir. Yani bumerang gibi bir çarkta dönüyoruz, çarkı ters geçmeye çalışınca eziliyorsun. Dilek doğan da ezilenlerden biri. Iyisini kötüsünü bilmem. Gelecekte canlı bomba olacaktı diyenlerle geçmişte de melekti diyeler arasında bir fak göremiyorum. Hayat başlıyor ve bitiyor. Böyle mi bitmeliydi bunu tartışmalıyız ya da ortada bariz bir suç varken sana iki bana yirmi tipi adalet olmasın diye uğraşmalıyız. Ama bunlar ne yakmakla ne yıkmakla ne silahla olmaz. Olmuyor. Görüyorsunuz. Yara yarayla kapanmaz. Ankara da ve istanbul da yapılan patlamaları düşünüyorum. Ben ankarada yaşıyorum. Ankara ya gelmek isteyen bir arkadaşım patlama çok oluyor gelmeyeceğim dedi yüzüme. Ben her gün canımdan canları o ard arda olan patlamaların olduğu sokaklarda yürürken düşünüyorum. Üstünden zaman geçti ama hala düşünüyorum. Kaldı o korku. Bir de yakınını kaybedenler için ne büyük acıdır kim bilir. Benim, sinemadan çıkıp evine gidecek a kişinin, çocuğuna hediyesini vermek için durakta bekleyenin, senin, diğerinin ne suçu var? Yok. Bana kalırsa dilek in de suçu yok olsa da artık bizi alakadar etmez. Etmemeli ama buradan çıkacak dert iki taraf olmak yerine tek tarafla dusunebilmek. Doğru olan bu benim için.