soru cümlesi sonuna soru işareti koymayan liselileri göstermiş derstir. son derece lazım olan derstir. ülkede bırakın dahi anlamındaki da de olayını herkes yazamayan milyonlar var.
eski programda türk dili ve edebiyatı olan dersin bölünerek türk edebiyatı ile dil anlatım şeklinde ayrılmıştır. Böylece bu ders ortaya çıkmıştır. Bu derste türkçenin kuralları ve kompozisyon bilgisi vardır. eskiden derste öğretmenin anlattığı dilbilgisi kurallarını bu derste verilen metinlerle kendileri bularak öğrenirler. tabloları uygun şekilde doldururlar. Tüm 9. sınıflarda haftada 2 saat, 10. sınıflardaysa haftada 4 saattir. bu dersi geçemeyen öğrenci sınıfı geçse bile okuldan mezun olamaz. Okulu bitirmek için bir çeşit baraj derstir. 9. sınıfların haftada 2 saat görmeleri ama tüm programın neredeyse bu sınıfa sıkıştırılmış olması Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerini bir hayli sıkıntıya düşürmektedir ve tabi öğrenciyi de. bu sınıfta görülenlerin hemen hemen hepsi eski programda üç seneyi kapsayacak şekildeydi. 10. sınıflarda program oldukça rahat ve 4 saatken, 9. sınıflarda 2 saat ve oldukça sıkışıktır. kitabı umarız seneye değişir. çünkü kitap üzerinde yapılan çalışmalardan seneye gelen öğrenciler faydalanacaklardır. aslında biraz hazıra konacaklardır. bu da sakıncalıdır.
dil ve anlatımda çok hem de çook yaratıcı bir hoca vardı ilkokulda . düğürtmenim derdik biz ona . sonradan dil ve anlatıma , anlamı da ilave etme dönemlerimizde dürtmen olarak kısalttık . gerçekten dürtmendi , dürterdi çünki sürekli . ve bu hoca benim neden derslere çalışmadığımı sorun etmişti . güya zehir gibi kafa varmış da bilmem ne. gaz vermek mi nedir anlamadım . bu dürtmenin , deneysel olarak , dil ve anlatım nesnesi de bendim . beni laboratuarın demirbaşı gibi kullanırdı yani.
ve silgiyi kafamın arka tarafından öne doğru sürmeye çalıştığını hatırlıyorum.
denemesi bedava valla , dil ve anlatımda üzerine başka bir çin usulü yöntem bilmiyorum ben.
ilkokulda 8 sene gördüğümüz Türkçe dersinin sıkıcı olan kısmının tekrar anlatıldığı ders. Keyifli olan kısmı ise tabiki de türk Dili ve edebiyatı.
Neden bilmiyorum ama edebiyat öğretmenlerim bana hep daha neşeli, daha mutlu, işini daha severek yapıyor gelirken dil anlatım hocalarım sıkıntıdan patlıyormuş gibi görünüyor.
Tabi beni ayağa kaldırıp söz hakkı vererek uzun uzun yorum yaptırmıyorlar, nasıl hayatları güzelleşsin shsbsb
Öğrencilere ağır konuları dayatıp yarım yamalak öğrenmeleri için ellerinden geleni yaptıkları ders. Öğretmenlerin suçu yok müfredat sıkıntılı. Halen fiilde çatı konusuna uyuz olurum. Çatı deyince benim aklıma derme çatma bir ev geliyor ve algılamakta zorlanıyorum ders olmaktan çıkışıyor.
Türemiş sözcük olayı da sıkıntılı. Ne bileyim ben kelimenin kökünü tdk mıyım? Diğer yazar arkadaşın da dediği gibi herkes yerine herkez yazan insanlarız biz bence öncelik bunlara verilmeli. Sonra ettirgendi oldurgandı o sonraki iş. Tüm bu yazdıklarımda bile allah bilir ne kadar anlatım bozukluğu vardır.