dil devrimi

entry40 galeri1
    15.
  1. 14.
  2. 13.
  3. bazı gerzeklerin ''yaaa 100 yıl önceki yazıları okuyamıyoruuuz.'' dedikleri en önemli devrimlerden biridir. Ben bu adamlara 800 yıl önce yazılmış Yunus Emre'nin yazdıklarını okumalarını öneririm. Adam 800 yıl önce yazmış şimdi bile okunabiliyor. Ancak Arapça ile Farsça sözcüklerin kol gezdiği 150 yıl önceki bir kitabı okuyamıyoruz. Sizce buradaki suç biz miyiz yoksa aradaki ayrımı bu kadar açanlarda mı?
    4 ...
  4. 12.
  5. 11.
  6. nedense türklerin dışında kimsenin aklına böyle bir devrim yapmak gelmemiştir. bak ingilizce kelimelerin %70 küsürü yabancı kökenli, bak rusça için yine öyle bir durum sözkonusu. neden bu ikl dilden latince kelimeleri atmayı kimse düşünememiş? falih rıfkı'nın anılarında atatürk'ün son zamanlarda dil devriminden dolayı dilin çıkmaza girdiğini ve tabii yola girmesi gerektiğini söylediğini yazar. buna rağmen yapılan dil ırkçılığı türkçe'yi iyice kısırlaştırmıştır.
    1 ...
  7. 10.
  8. yalnızca türkçe karşılığı olmayan sözcüklerin yerine yeni sözcükler türetmeyi değil; bununla birlikte anadolu'da konuşulan yöresel ağızlardan sözcük derlenmesini, eski türk sözlüklerindeki ve türk metinlerindeki türkçe kökenli sözcük ve dil kurallarının uygun olanlarının istanbul türkçesi'ne aktarılmasını; arapça, farsça, fransızca gibi bütün yabancı dil etkilerinin ve dil bilgisi kurallarının türkçe'den ayıklanmasını yani kısaca türkçe'de türkçe'nin ağırlığının egemen olmasını milli bir amaçla gerçekleştirmeye çalışmış ve bunda da büyük oranda başarılı olmuş devrimdir. bir çok çevre tarafından karalanmaya çalışılmış, bu uğurda "çok oturgaçlı götürgeç", "ulusal düttürü" gibi sözcüklerin dayatıldığıyla ilgili iftiralara maruz kalmıştır. dil ile ilgili çalışmalarını 12 eylül dönemine kadar yürüten türk dil kurumu, türk dil bilgisi kurallarının saptanmasıyla ve kavramlara yerli karşılıklar bulunmasıyla uğraşmıştır. kavramlara yerli karşılıklar aranır ve dil arındırılmaya çalışılırken hiç bir biçimde dayatma yoluna gidilmemiştir. dayatma olmamasına rağmen dilimiz osmanlı türkçesi'ne göre çok daha yalınbir yapıya kavuşmuşsa zaten bu durum devrimin başarısının başlı başına bir kanıtıdır.

    12 eylül sonrasında türk dil kurumu özerkliğini yani bağımsız çalışma olanaklarını yitirmiştir. bu duruma kayıtsız kalmak istemeyen bir kısım türkçe sevdalısı, güç bela da olsa 1987 yılında "dil derneği" adıyla tdk'nın görevini sürdürmeyi amaçlayan bir dernek kurmuştur.

    Bu gün ise gerek üst düzey devlet görevlilerinin sorumsuzluğu*, gerek halkımızın -özellikle de gençliğin- bilinçsizliği, tutumlarına baktığımızda ülkesini sevdiğini söyleyemeyeceğimiz ana medyanın maksatlı, yanlış tutumları gibi nedenlerden ötürü dilde bir yozlaşma görülmektedir. bu yozlaşmadan, eskisinden de zengin bir türkçe ortaya çıkarıp kurtulmak olanağımız vardır. yeter ki halkımız okuyup yazarken ve konuşurken dilin canlı bir varlık olduğunu anımsasın ve onun sahip olduğu en önemli ulusal değerlerden biri olduğunun bilincine varsın.

    osmanlı türkçesi öğrenmekte olan bir tarih öğrencisi olarak dil devriminde ve yalınlaşma hareketinde emeği geçenlere, yani atatürk'ün önderliğindeki türk milletine, teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
    1 ...
  9. 9.
  10. bugun bir arkadasimla uzun uzun konustugum meseledir. Aslinda aklimda tek bir cevabi yok. Tarihsel acidan incelendiginde ziya gokalp in onculugunde ve etkisinde olan Mustafa Kemal Ataturk un ve arkadaslarinin yapma ihtiyaci hissettigi degisikliktir. bir kac soru var aklimda beyin firtinasina katki da bulunmasi umidiyle;

    dil devrimi aslinda harf devrimi miydi?
    asil amaci kutsal kitabin okunup anlanmasini onlemek miydi bazi kesimlerin iddia ettigi uzre yoksa osmanlica nin latin alfabesi ile avrupaya entegrasyon projesimiydi?
    sonralari dilden 30,000 kelimenin atildigi soylenmekte bu oldu mu? ne amacla yapildi oldu ise?
    birakin kur an i kerim i, nutugu, cin aliyi bile bin bir zahmetle okutulan bir duruma gelmek te asil problem nerede?
    dil devrimi burada bir kirilma noktasi midir?

    neyse uzatmak istemem...
    0 ...
  11. 8.
  12. ortalama bir lise öğrencisinin, sadece yüz yıl önce yazılmış bir metni anlayamamasının doğurduğu trajik kuşak farkına ve kültürel kopukluğa değinecektim; bir sürü duyguya, duruma, fikre incelikle değinen ve sırf doğu kökenli bir dilden geliyor diye türkçeden çıkarılıp yerine "türkçe"si konmamış binlerce kelimeden dem vurup giden kelimelerle beraber nasıl düşüncemizin de kaba ve bayağı bir hal aldığını anlatacaktım; edebiyat ve sosyal bilimler literatürünün "artsüremsel anlatım", "düşünceleri açımlamak" falan gibi zorlama ifadelerle nasıl karikatürize edildiğine de sarkastik yollardan değinip bitirecektim bu entry'yi.

    ama hiç gereği yok. nasıl olsa bu topraklara atatürk'ten önce düşünce adamı gelmemiştir; cumhuriyetten önce yazılan her şey gerici, zararlı ve gereksizdir; günlük kullanım diline yerleşmiş kelimeleri atmak haşa dili kuşa çevirmek değil onu arındırıp temizlemek, mis pak etmektir. bizim anlı şanlı kültürümüz bu şekilde aktarılmaktadır. gerek yoktur efenim, böylesi daha iyi.
    2 ...
  13. 7.
  14. yazı devrimi bizi geçmişimizden koparmıştır diyerek sızlanmaya kalkanları bir kez daha uyarmakta belki yarar vardır. koptuğumuz o geçmişe kavuşmak isteyen varsa eski yazıyı öğrenip bu amacına varabilir; onun bulacağı hazine yorumlar (şerhler), hadisler ve tasavvuftur. kısacası tanrıbilimdir.
    7 ...
  15. 6.
  16. "dil devrimi" değil dil "devirimi"dir. o kadar fikir ortaya atılmasına rağmen salt özcülerin bu konuda galip çıkıp dilin doğası dikkate alınmadan bazı bilimsel ve felsefi terimler konusunda diretmeleri işi çığırından çıkılmaz bir noktaya sokmuştur.
    2 ...
  17. 5.
  18. atatürk devrimleri arasında en çok tartışılan devrimdir. devrimden sonra türkçe'de binlerce kelime ortadan kaybolmuş,bazı kelimeler anlam yitirmiştir. bunula beraber tdk'nın türkçe'ye yeni kelime ekleme çalışmaları dilimizin hassasiyetini ortaya koymaktadır.
    1 ...
  19. 4.
  20. en büyük türk milliyetçisi tarafından gerçekleştirilen tam anlamıyla bir devrimdir. milletimizin kimliğini oluşturan temel etken olan kültürün ham maddesi konumundaki dilimiz türkçeleştirilmiştir. bu sayede büyük önderimiz dilimizin dolaylı yoldan da kültürümüzün devamlılığını sağlamak istemiştir. ancak kendisinden sonra gelenler onun gayretlerini çabuk unutmuş ve dilimiz yeniden yozlaşmıştır. küresel kültürün ve dilin * bütün milletler üzerinde hegemonya kurmaya başladığı bugün de ikinci bir dil devrimine ihtiyacımız vardır. yüksek kültürümüzün ve değerlerli dilimizin devamını sağlamak için.
    2 ...
  21. 3.
  22. arapça ve farsça sözcükleri türkçeden arındırarak dili daha saf ve temiz hale getirmek için atatürk öncülüğünde 1932 yılında başlatılmış olan yenilik hareketidir. 1928 yılında gerçekleştirilmiş harf devrimi ile berber türk dilinin bugünkü şekline kavuşmasında büyük önem arz eder.
    1 ...
  23. 2.
  24. 1.
  25. ulu önderimizn türk dil kurumunu kurarak başlattığı devrimdir. onca geçen zamanda aşınan dilimizin yeni bir haddelemeye ihtiyacı olduğu bir gerçek ama bunu yapacak veya yaptıracak mustafa kemaller yok.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük