öğretmen bir gün sınıfa girer ve kara tahtada çok güzel bir kelebek resmi vardır. ögretmen bu tahtadaki kelebek resmini o kadar gerçekçi bulur ki kovalamaya çalışır ve sonuş olarak bir resim olduğunu anlar ve resmi silip olağan ders programına devam eder. ertesi günü aynı sınıfa derse girer ve yine kara tahtada bir elma resmi görür. yine profesyonelce çizilmiş elma resmini o kadar gerçekçi bulur ki, alıp yemeye çalışır. sonunda dayanamayarak bu yeteneğin kime ait olduğunu öğrenmek için sınıfa dönüp sorar.
öğrtmn: çocuklar kim çizdi bu resmi.
snf:(çıt yok)
öğrtmn: çocuklar kim çizdiyse tahtaya gelsin lütfen.
çocuk: öğretmenim ben çizdim ama bana kızmayın ne olur.
öğrtmn: evladım olur mu hiç. çok güzel çiziyorsun. ailenin bu yeteneğinde haberi var mı peki.
çocuk: var ama hocam onlar pek hoş karşılamıyorlar.
öğrtmn: aa neden yarın baban okula gelsin olur mu evladım.
çocuk: peki hocam.
ertesi gün veli okuldadır ve kendisini okula davet eden öğretmeni bulur.
veli: buyurun hocam beni çağırtmışsınız.
öğrtmn: evet beyefendi. oğlunuzun resim konusundaki yeteneği harika. bunu değerlendirmeyi düşündünüz mü.
veli: kesinlikle hayır hocam. hatta evde resim çizmesi bile yasak.
öğrtmn: aa ne kadar yanlış. peki neden izin vermiyorsunuz evde resim çizmesine.
veli: ya bırakın hocam ya. geçenlerde yanan sobanın üstüne am çizmiş ben dilimi babam dudaklarını yaktı.
öğrtmn: ?
edremit lisesinde bir kızın zaman zaman yaptığı söylenen hareket. kız bizim mahallede oturuyordu ve benim çok hoşuma giden bir başka esmer güzeli ile kankaydı. üstelik yaş farkı da pek yoktu ancak zamanında hamle yapmadım ve kız memleketine, izmir' e taşındı. hatırladıkça üzülürüm. 17 yaş saflığı işte... *