Görüntünün lider olup içte canavarsal bir varlığı barındıran bir toplum veya ülkeyi yönetendir. Zorbalık, insani degerlere kayıtsızlık, cebine girecek para icin ölümlerin o kadarda.onemli olmadigi insandir.
1967 de Nobel edebiyat ödülünü alan Guatemala’lı yazar Miguel Angel Asturias Rosales "SAYIN BAŞKAN" isimli kitabında bu konuyu ele alır. Zira Güney Amerika o güne kadar diktatörlerin ana vatanı olarak telakki edilmekte idi. Afrika’nın hürriyet mücadelesi, doğu Asya’nın siyaseten karışması ile diktatörlük tüm dünyaya yayıldı. Bir diktatörün karakterini yansıtmakta en güzel örneklerden biri de Aziz Nesin’in “Damda deli var” mizahi hikayesidir.
Diktatör adayının ilk önce psikolojik testten geçmesi gerekir. Ruh sağlığı büyük ölçüde yerindeyse, sıra IQ testindedir. En az 120 olması tercih sebebi olup, 140 üzeri daha makbuldür. Eğitimli, kültürlü, bilgili, çağdaş, gelişmeye açık, dürüst, insancıl, kibar gibi özelliklere de sahipse, bence o kişinin diktatör olmasında sakınca yoktur.
bütün güçlerin tek kişide olduğu sistem. hepsi bir gün yıkılmaya mahkumdur.
mısır'da 30 sene hüsnü mübarek, ırak'ta 24 sene saddam hüseyin, libya'da 32 sene muammer kaddafi. dünyada yıkılmış birçok diktatörlük olmasına rağmen sadece bunları belirtiyorum çünkü eğer bu 3 diktatörün hayatını araştırırsanız türkiye'deki durumla aşırı benzerlikler göreceksiniz. türkiye'de olan da tipik bir ortadoğu diktatörlüğü durumudur.
seçimin var olup olmamasıyla ya da toplumsal olayları bastırmada şiddetin kullanıp kullanılmamasıyla alakası olduğunu düşünmüyorum.
ben diktatörlüğü ikiye ayırıyorum. biri fiili diktatörlük, diğeri ise manevi diktatörlük.
fiili diktatörlüğü anlatmama gerek yok hepiniz biliyorsunuz. manevi diktatörlük ile ilgili tespitte bulunmak istiyorum.
1- bir vatandaş mevcut rejimi veya rejimin temsilcilerini eleştirmeye kalktığında rejim düşmanı, ülke düşmanı veya vatan haini, dinsiz ilan ediliyor ise orada manevi diktatörlük vardır.
2- bir vatandaş hesap sorma hakkını kullanmaya kalktığı zaman bunu yapamıyor ve bir şekilde rejim yanlıları tarafından konu geçiştiriliyor veya bastırılıyor ise orada manevi diktatörlük vardır.
3- vatandaşlar, güncel bir sorun hakkında toplanıyor ve yetkililere gerekenin yapılması çağrısında bulundukları zaman eğer yönetim dönüp bu insanların sorunu nedir, ne yapmalıyız diye konuşmuyor ise orada manevi diktatörlük vardır.
4- bir ülkede gündem hızlıca değişiyor, bir kişinin veya zümrenin ağzından çıkan söz toplumda büyük yankı uyandırarak konuşulmaya başlanıyor; hatta bu konu yüzünden insanlar birbirlerine küfür ediyor, darılıyor ise o ülkede kesinlikle manevi diktatörlük vardır. bunun nedeni ise ülkemizde olduğu gibi atlet gibi meseleler halkın ağzına sakız ediliyor ise bilinmesi gerekir ki yönetim çok daha büyük bir meseleyi gizlemek istiyordur.
5- hiçbir ayrım olmaksızın insanlığın temel problemleri çözüme kavuşmamış iken tarihi hatalar konuşuluyor, tarihi kişilikler tartışılıyor, sanatçı denilen soytarıların hayatları halkın ağzına pelesenk oluyor ise orada diktatörlük vardır. çünkü gerçekten halkını düşünen hiçbir yönetim işsizlik, açlık, refah düzeyi, uyuşturucu ve alkol belası, iç ve dış göç, faiz ve darphane mikrobu vb. konular varken halkının bu tarz konuların peşine düşmesine izin vermez. bunların gündem yapılmasına müsaade etmez.
yanlışım varsa bu bendendir, hakkı söylediysem allah'tandır.