Diktatörlerin büyük sarayları vardır
Ve büyük saray tutkusu psikolojiktir .
Yani doktorluk
*
Nikolay Çavuşeskunun sarayı:
Tarihi ve doğal alanları yıkıp kendine Casa Poporului sarayını yaptırdı
En büyük salonu bir futbol sahası büyüklüğündeydi içi pembe ve beyaz mermer kaplı sarayın aydınlatılmasında Medias kristalinden 4 tonluk avizeler kullanıldı
iki bin hafiye koruyordu sarayı
Çavuşesku ile eşi Elena, terk edilmiş bir çiftlik duvarının önünde kafalarına ikişer kurşun sıkılarak infaz edildiler..
*
Saddam Hüseyinin sarayları:
75 sarayı vardı
Sarayları yapay göller, adacıklar, palmiye ağaçları ile süslüydü. O en çok El Fav sarayını severdi
Baktı seviyor, yanına bir tane daha yaptırdı ki iki tane olsun
Kapıları altındı, geceleri renkli ışıklarla aydınlatıldığında çok güzel gözüküyor, arada bir önünde resim çektiriyordu
Sonunda onu, ancak yatarak sığabileceği bir çukurda buldular
Astılar
*
Muammer Kaddafi:
Libyadaki sarayları yetmiyormuş gibi komşu Malide bile bir sarayı vardı. Ana sarayı Babül Aziziye sarayı idi.. Üç kat beton duvarlar, çelik zırhlı panjurlarla korunan pencereler, zırhlı çelik kapıdan girilen bir kalenin ortasındaydı.
Altında sığınak, dinlenmeye karşı özel odalar, bomba geçirmez salonlar var idi
Saraydan kaçmayı başaran diktatörü yakalayıp linç ettiler
*
Viktor Yanukoviç
Ukraynanın başbakanıydı, cumhurbaşkanı olunca çok sevindi
140 dönümlük bir parkın ortasına kurulan saray, altın muslukları, kristal kapı tokmakları, mermer sütunları ile görenleri şaşırttı
Halk ayaklanıp kapıya dayanınca Yanukoviçi servetini alıp tüydü
Nerede olduğunu bilen yok
*
Sadece son yıllardaki diktatörler ve saraylarıdır bunlar
Demek istediğim; saraylar diktatörleri ve günahlarını saklamaz
Dünyanın en büyük, en görkemli sarayını yaptırıp içine girse, yarı çıplak onurlu bir çoban kadar güvende olamaz diktatör
Ve saraylar diktatörlerin günahlarının birer anısı olarak öyle kalırlar
Sarayların tabiatıdır; kimisi girince vezir, kimisi rezil olur