yönettiği sistemde kendisine muhalefet edilemeyen, yetkilerinin herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulamayacağı lider. son iki yılda bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada devrilen ve an itibarıyla koltuğu çatırdayan liderleri de niteler bu sözcük.
--spoiler--
atatürkün demokrasi ile ilgili sözleri
* kapıda duran nöbetçi bile benden korkmaz. i;sterseniz kendisine sorunuz. korku üzerine egemenlik kurulamaz. toplara dayanan egemenlik ayakta kalamaz. böyle bir egemenlik, hatta diktatörlük ancak ihtilal olduğunda, geçici bir süre için gerekir ülkemize bakınız, sükunet içindedir. hep güven ve esenlikten yanayız. kendi topraklarımız dışında bir metrekare toprakta gözümüz yoktur. çünkü topraklarımız geniştir ve üzerinde yaşayanlar için dar değildir. tüm devletlerle güvenlik anlaşmaları yaptık. ancak yeni saldırılara uğramamak için orduyu buluduruyoruz.
(24.4.1930, vossiche zeitung muhabirine verdiği demeç)
* efendiler, millet bizi buraya gönderdi. ama biz bu yönetimi ve egemenliğini miras mal gibi ömrümüz boyunca kullanmak için toplanmış değiliz. ve sizi toplamak ve dağıtmak hakkına hiç kimse sahip değildir. millet bilmelidir ki bir günde vekillerini toplar ve gönderir. kimsenin burayı sınırlamaya hakkı ve yetkisi yoktur ve olmamalıdır.
* millete şöyle dendi: "egemenliğinizi ve iradenizi kayıtsız, şartsız elinizde tutmanız gerekir ve bunun için sizi temsil edecek kişileri biraraya getirerek bir meclis toplayınız ve bu meclis kayıtsız ve koşulsuz olarak ülke ve millet işlerine, görevlerine el koyacaktır."
* hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir!.
--spoiler--
not.bazı karanlık güçler atatürk'ün büstlerini emperyalizmin çıkarlarına, bozduğu için atatürk'ü koruma kanunu çıkartılmıştır efenim..
böyle vıcık vıcık kişimsiler yüzünden, böyle ekşi suratlılar yüzünden.
başa gelmesi için kanlı bir devrime falan gereksinimi olmayan kişidir.
örnek verelim:
1- adolf hitler: seçimle başa geldi.
2- josip stalin: devrimi yapan lenin'den sonra seçimle geldi.
3- palpatine: seçimle başa geldi.
diktatör denen kişinin tüm gücü eline geçirmek, kendi gibi olmayanları susturmak gibi nitelikleri olmalıdır. türkiye'de yaşayıp da bu niteliklere uyan yaşayan bir kişi geliyor akıllara.
silahlı bir güçle yönetimi ele geçiren, yönetilenlerin üstünde baskı ve korku kuran, muhalefeti yok eden kişi.
böylelerinin yanında uysal bir itaatkar olursanız sizi besler kemiğinizi verir.
sadık bir itaatkar olmazsanızda sizi en yakın zamanda harcar.***
diktatörlerin en çok korktuğu şeyler sevgi ve akıldır.
bu yüzden sürekli halkı baskı altına almaya çalşıp korkuturlar.
korku insanı saldırgınlaştırır ve hali ile sevgiyi yok eder, bu da diktatörün istediğidir.
mussolini'den sonra anlamı kötü olarak kafalara kazınan ünvan.
diktatörlük ilk olarak antik yunanda daha sonra roma imparatorluğunda görülmüştür. yer yer eski türk toplumlarında da "başbuğ" olarak rastlanır diktatörlere.
diktatörlük, devleti yöneten kesimin acil bir durum anında o sorunu çözebilecek olan kişiye tam yetki vermesidir. yani atatürk'te bir diktatördü ve bu kendisine "başkumandan" ünvanı verilmişti.
ancak ikinci dünya savaşı ve sonrasında mussolini kendisini diktatör ilan edince bu terimin tüm içeriği kaydı. öncelikle şunu bilmek lazım ki diktatörlüğü bir insan kendisine veremez. hele de acil bir durum yoksa. ancak o dönem italyasında coşan faşizm ve kralın güçsüzlüğü yüzünden biraz da deli olan mussolini tüm yetkiyi eline alabilmek için böyle bir adım atmıştır. daha sonra aynı hatayı hitler'de yapıyor. ki bu iki deli adam tüm ömrüleri boyunca askeri üniforma ile gezmeyi de pek severler.
diktatörlük kötü değildi. aslında hala kötü bir şey olarak görülmemelidir. ancak bu yetkilerini kötüye kullananlardan dünya çok fazla çektiği için artık kötü olarak belleklerde yer edinmiştir.
tekrar söylüyorum, bir insan kendisini diktatör ilan edemez. hakim güç ne ise, o gücün ortak kararı ile bir kişi diktatör ilan edilir ve geçici bir süreliğine verili bu yetki ona. daha sonra acil durum kaybolduğunda elinden alınır. bunu çok net bir şekilde kurtuluş savaşında görürsünüz. atatürk'e 3'er aylık halde "başkumandan" yetkisi verilmiştir.
bir insan kendisini diktatör ilan edemediği için, bu terime uymadığı için krallar ve padişahlar da diktatör değildir. yoksa tüm siyasi ve askeri güç de bu adamların elinde değil mi?
kelime olarak bakarsak da diktatör; dikta eden demektir.
Diktatörlük, herhangi bir kurum, yazılı ya da yazılı olmayan yasal düzenlemeler veya başka bir sosyal ve/veya politik faktör tarafından sınırlanmamış bir liderliğin (genellikle bir diktatörün) mutlak yönetimidir.