diktatör

entry158 galeri27 video2
    123.
  1. şili'de pinochet dönemi.

    pinochet her gittiği yerde halkın sevgisiyle karşılaşıyor.
    millet onu görünce ayılıp bayılıyor, sevgi gösterisinde bulunuyor, çiçekler veriyor falan.

    offf halk bir mutlu bir mutlu ki sormayın.

    tabi pinochet de durumdan memnun.
    ama içine bir kurt düşüyor, "ulan bu halk acaba beni gerçekten seviyor mu yoksa numaradan mı sevgi gösterisinde bulunuyorlar" diye düşünüyor.

    ve kılık değiştirerek gizlice bir halk sinemasına gidiyor.
    koltuğa oturuyor, kimse onu tanımıyor.

    derken film başlıyor.
    filmin bir sahnesinde pinochet görünüyor, pinochet görünür görünmez sinema salonundaki herkes ayağa kalkıp alkışlamaya başlıyor ve pinochet lehine tezahuratlar falan yapılıyor.

    tabi bu durum pinochet'in hoşuna gidiyor, tam da "ulan bu millet beni gerçekten seviyor" diye düşünürken arkadan bir adam pinochet'i dürtüp uyarıyor;

    "kalk birader, oturma, sen de alkışla, her taraf sivil polis dolu bu orospu çocuğu için kendini astırmaya değmez..."
    5 ...
  2. 124.
  3. Memleketin birinde bir diktatör falcıya gider. Falcı konsantre olarak gözlerini yumar ve konuşur;

    ─ Sizi büyük bir caddeden üzeri açık bir araba ile geçerken,halkın yaptığı tezahüratı görüyorum…

    Diktatör her zamanki gibi pis pis sırıtır ve sorar;

    ─ Peki halk memnun mu gözüküyor?

    ─ Evet her zamanki gibi.

    ─ Halk arabanın etrafında koşuşturuyor mu?

    ─ Evet arabanın etrafında deliler gibi koşturuyorlar, polis yolu açmakta zorlanıyor.

    ─ insanlar bayrak, pankart taşıyorlar mı?

    ─ Evet, her taraf bayrak, bir sürü de ümit ve güzel bir gelecekten
    sözeden pankart taşıyorlar.

    ─ Sahi mi!? insanlar bağrışıp, neşe içinde, şarkı ve türkü de
    söylüyorlar mı?

    ─ Evet, insanlar ümit dolu ve güzel bir gelecek vadeden cümleler
    sarfederek bağırıyorlar, şarkılar, türküler söyleyip çılgınca eğleniyorlar, hoplayıp, zıplıyorlar sevinçten…

    ─ Peki, ben bu hareketlere nasıl bir tavır gösteriyorum?

    ─ Bunu göremiyorum, efendim maalesef.

    ─ Niçin?

    ─ Çünkü tabutun kapağı kapalı!!!

    gibi bir hikayeye konu olan yönetici şahıs.
    0 ...
  4. 125.
  5. (bkz: mustafa kemal atatürk)
    (bkz: ismet inönü)
    (bkz: kenan evren)

    Not: kimseye karsi degilim veya destekcisi degilim yanlis anlasilmalara mahal vermemek icin bu aciklamayi yapiyorum. Bize Özgürlükçü, ilere görüşlü bir lider olarak gösterilen Mustafa Kemal Atatürk aslında halk oyuyla değil silah gücüyle yonetime gelen ve gücü eline alınca öncelikle kendisine muhalif olan herkesi hain ilan edip yok eden bir askerdir. Ayrıca Osmanli devlet saltanatini yikip yerine 17 yillik kendi sahsi saltanatini kurmustur. Halki acliktan kirilirken kendisi luks icinde saraylarda gemilerde saltanat surmustur.
    0 ...
  6. 125.
  7. Diktatörlük el kitabı

    Norveçli gazeteci Mikal Hem’in “Siz de bir diktatör olabilirsiniz” başlığıyla Türkçeye çevrilen el kitabı (Paloma Yayınları, 2013), çeşitli diktatörlük rejimleri altında yaşayan insanları okurken acı acı gülümsetecek on öneri içeriyor. Günümüz diktatörlerinin hemen hepsi bu önerilerin büyük bölümünü harfiyen yerine getiriyor. Hem’in kitabı, bir kara mizah eseri görünümü altında, aslında gayet yerinde siyaset sosyolojisi tespitleri içeren bir çalışma.
    Mikal Hem, diktatör olmak için ailecek ülkeyi soyup soğana çevirmek, hiç tereddüt etmeden muhalefeti ezip yok etmek, bariz biçimde yalan söylemek, kimsenin kendisiyle doğru dürüst rekabet edemediği serbest seçimle iktidarda kaldığını iddia etmek gibi hasletlere sahip olmak gerektiğini belirtiyor. Bütün bunları büyük bir soğukkanlılıkla yapma, dünyanın en tartışılmaz doğrularını ifade edermiş gibi, gözünü kırpmadan dile getirme yeteneğine sahip olmak lazım.
    Verdiği örnekler arasında günümüzde önemli bir ortak paydayı, iktidarın haşmetini göstermek için çok büyük paralar harcamak ama genellikle gösterişçilik, taklitçilik ve vasatlığın hâkim olduğu bir zevki, bir estetik anlayışı yansıtmak oluşturuyor. Söz konusu olan vasatın diktatörlüğü aynı zamanda. Diğer ortak payda, muhalefeti düşman, rakiplerini hain, kendi iktidarını ise milletin, halkın iradesini olduğu gibi ve eksiksiz yansıtan güç olarak tanımlamak.
    Hem’in diktatör olma heveslilerine, günümüz diktatörlerinin yaptıklarından örnekler vererek verdiği öğütler arasında, en dikkat çekici olan, diktatörlüğün ayırıcı niteliğinin keyfilik olması. Türkmenbaşı Saparmurat Niyazov’un sigara içmeyi bırakınca bütün kamu alanlarında tütün kullanımını yasaklaması, opera, bale ve sirki yasaklaması, ülkenin parasına kendi adını ve ocak ayına annesinin adını vermesi gibi örnekler insanı güldürüyor elbette. Ama keyfiliğin bu aşırı ucuna varmadan, “ben dedim, olacak ve oldu” anlayışıyla bütün kamu yönetiminin yönlendirilmesi diktatörlüğün somut göstergelerinden biri. Bütün bu keyfi kararların ülkenin huzuru için alındığı ilan edilirken yargının diktatörün iki dudağı arasından çıkana tabi olması işin esasını oluşturuyor.
    Diktatörler kendilerinden genellikle üçüncü şahıs olarak bahsediyor. Onlara atfedilen olağanüstü yetenekleri ifade eden sıfatların eklenmesi, Allah’ın seçilmiş kulu, peygamberin vekili, dünyada gelmiş geçmiş en büyük dâhi olarak tanımlanmaları bunu tamamlıyor. Uganda’nın ünlü diktatörü idi Amin Dada’nın kendini “Karadaki hayvanların ve okyanuslardaki balıkların efendisi” olarak tanımladığını hatırlatıyor Hem. Uganda’nın denize kıyısı olmamasının bir önemi yok bu gerçeklik seviyesinde.
    Seçimler de önemli bir kriter diktatörlük için. Muhalifleri hapsederek, seçime katılmalarını yasaklayarak yapılan seçimlerin yanında, seçim sonucunun diktatörün istediği gibi ilan edilmesi önemli. Belarusya diktatörü Lukaşenko başkanlık seçiminde kendisine oyların yüzde 93’ünün verildiğini ilan ettikten sonra, bunu fazla bulup oranı yüzde 83’e indirmişti 2006’da. Kitapta, Putin’e verilen oyların bazı bölgelerde yüzde yüzün üstünde ilan edildiği hatırlatılıyor.
    Hem’in diktatörlük el kitabının onuncu ve son bölümü, “Gitmesini bilmek” üzerine. Diktatörlerin diğer yaygın ortak özellikleri, iktidarı terk etmeyi bilmemeleri. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde kendini imparator ilan eden Bokassa’nın bir zihin berraklığı anında şöyle dediği söylenir: “Herhangi bir budala, diktatör olabilir. Ama bu meslekte en zor olanı iş güvencesi elde etmek ve korumaktır.” Diktatörlük mutlak bir iktidar bağımlılığı yaratır çünkü sabık diktatörün hiçbir güvencesi olmadığını ve ondan hesap sorulacağını en iyi diktatörün kendisi bilir.
    Hem’in kitabı diktatörlük olgusuna kara mizah içinde çiğ bir ışık tutuyor. Diktatörleri nasıl alkışlarız, neden başımızda diktatör isteriz sorularına benzer bir kara mizah içinde verilecek yanıtları içeren bir el kitabına da ihtiyacımız var. Belki çok daha fazla...

    Ahmet insel
    0 ...
  8. 126.
  9. Diktatörlük el kitabı

    Norveçli gazeteci Mikal Hem’in “Siz de bir diktatör olabilirsiniz” başlığıyla Türkçeye çevrilen el kitabı (Paloma Yayınları, 2013), çeşitli diktatörlük rejimleri altında yaşayan insanları okurken acı acı gülümsetecek on öneri içeriyor. Günümüz diktatörlerinin hemen hepsi bu önerilerin büyük bölümünü harfiyen yerine getiriyor. Hem’in kitabı, bir kara mizah eseri görünümü altında, aslında gayet yerinde siyaset sosyolojisi tespitleri içeren bir çalışma.
    Mikal Hem, diktatör olmak için ailecek ülkeyi soyup soğana çevirmek, hiç tereddüt etmeden muhalefeti ezip yok etmek, bariz biçimde yalan söylemek, kimsenin kendisiyle doğru dürüst rekabet edemediği serbest seçimle iktidarda kaldığını iddia etmek gibi hasletlere sahip olmak gerektiğini belirtiyor. Bütün bunları büyük bir soğukkanlılıkla yapma, dünyanın en tartışılmaz doğrularını ifade edermiş gibi, gözünü kırpmadan dile getirme yeteneğine sahip olmak lazım.
    Verdiği örnekler arasında günümüzde önemli bir ortak paydayı, iktidarın haşmetini göstermek için çok büyük paralar harcamak ama genellikle gösterişçilik, taklitçilik ve vasatlığın hâkim olduğu bir zevki, bir estetik anlayışı yansıtmak oluşturuyor. Söz konusu olan vasatın diktatörlüğü aynı zamanda. Diğer ortak payda, muhalefeti düşman, rakiplerini hain, kendi iktidarını ise milletin, halkın iradesini olduğu gibi ve eksiksiz yansıtan güç olarak tanımlamak.
    Hem’in diktatör olma heveslilerine, günümüz diktatörlerinin yaptıklarından örnekler vererek verdiği öğütler arasında, en dikkat çekici olan, diktatörlüğün ayırıcı niteliğinin keyfilik olması. Türkmenbaşı Saparmurat Niyazov’un sigara içmeyi bırakınca bütün kamu alanlarında tütün kullanımını yasaklaması, opera, bale ve sirki yasaklaması, ülkenin parasına kendi adını ve ocak ayına annesinin adını vermesi gibi örnekler insanı güldürüyor elbette. Ama keyfiliğin bu aşırı ucuna varmadan, “ben dedim, olacak ve oldu” anlayışıyla bütün kamu yönetiminin yönlendirilmesi diktatörlüğün somut göstergelerinden biri. Bütün bu keyfi kararların ülkenin huzuru için alındığı ilan edilirken yargının diktatörün iki dudağı arasından çıkana tabi olması işin esasını oluşturuyor.
    Diktatörler kendilerinden genellikle üçüncü şahıs olarak bahsediyor. Onlara atfedilen olağanüstü yetenekleri ifade eden sıfatların eklenmesi, Allah’ın seçilmiş kulu, peygamberin vekili, dünyada gelmiş geçmiş en büyük dâhi olarak tanımlanmaları bunu tamamlıyor. Uganda’nın ünlü diktatörü idi Amin Dada’nın kendini “Karadaki hayvanların ve okyanuslardaki balıkların efendisi” olarak tanımladığını hatırlatıyor Hem. Uganda’nın denize kıyısı olmamasının bir önemi yok bu gerçeklik seviyesinde.
    Seçimler de önemli bir kriter diktatörlük için. Muhalifleri hapsederek, seçime katılmalarını yasaklayarak yapılan seçimlerin yanında, seçim sonucunun diktatörün istediği gibi ilan edilmesi önemli. Belarusya diktatörü Lukaşenko başkanlık seçiminde kendisine oyların yüzde 93’ünün verildiğini ilan ettikten sonra, bunu fazla bulup oranı yüzde 83’e indirmişti 2006’da. Kitapta, Putin’e verilen oyların bazı bölgelerde yüzde yüzün üstünde ilan edildiği hatırlatılıyor.
    Hem’in diktatörlük el kitabının onuncu ve son bölümü, “Gitmesini bilmek” üzerine. Diktatörlerin diğer yaygın ortak özellikleri, iktidarı terk etmeyi bilmemeleri. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde kendini imparator ilan eden Bokassa’nın bir zihin berraklığı anında şöyle dediği söylenir: “Herhangi bir budala, diktatör olabilir. Ama bu meslekte en zor olanı iş güvencesi elde etmek ve korumaktır.” Diktatörlük mutlak bir iktidar bağımlılığı yaratır çünkü sabık diktatörün hiçbir güvencesi olmadığını ve ondan hesap sorulacağını en iyi diktatörün kendisi bilir.
    Hem’in kitabı diktatörlük olgusuna kara mizah içinde çiğ bir ışık tutuyor. Diktatörleri nasıl alkışlarız, neden başımızda diktatör isteriz sorularına benzer bir kara mizah içinde verilecek yanıtları içeren bir el kitabına da ihtiyacımız var. Belki çok daha fazla...

    Ahmet insel
    1 ...
  10. 128.
  11. 130.
  12. solculara göre seçim kazanan ve solcu olmayan insan.
    1 ...
  13. 131.
  14. göreve gelen devleti milleti yönetecektir.
    insanlara başı boş olmamayı öğretecektir.
    bir çatı altında devleti milleti idare edendir.
    işte devlet millet el ele yürü koçum demektir.
    0 ...
  15. 132.
  16. solculara göre seçim kazanan ve solcu olmayan insan.

    Mahmut sezar adlı yazarın muazzam tespiti. Siyaset bilimi kitaplarında yer edinmesi gerekli söz.
    1 ...
  17. 133.
  18. Benimde aklıma 28şubatta refah on kapatılması,3kişinin bir araya gelip kuran okuyanların tutuklandığı,ikna odaları,zorla başından örtüsü çekilen dönemler aklıma geliyor.
    1 ...
  19. 134.
  20. başka birşey bildiğiniz yok yoktur.
    0 ...
  21. 135.
  22. hesap verecek olandır..

    evet, biz halkız ve hesap soracağız.
    1 ...
  23. 136.
  24. geneli zengindirler.
    1-suud hanedanı 14 trl $
    2-josef Stalin 5.79 trl $
    3-nikolay romanov 300 mlyr $
    4-Muammer kaddafi 200 mlyr $
    5-vladimir putin 200 mlyr $
    6-hüsnü mübarek 70 mlyr $
    7- zeynel abidin bin ali 37 mlyr$
    8-suharto 35 mlyr $
    9-ali Abdullah salih 32-60 mlyr $
    10-hassan bolkiah 20 mlyr $
    11-Ferdinand marcos 15 mlyr $
    12-adolf Hitler 5 mlyr $
    13-kim jong il 5 mlyr $
    14-mobutu sese soko 5 mlyr $
    15-saparmurat niyazov 3 mlyr $
    16-sani abacha 3 mlyr $
    17-ilham aliyev 3 mlyr $
    18-Saddam Hüseyin 2 mlyr $
    19-nikolay çavuşesku 2 mlyr $
    20-beşar esad 1.5 mlyr $
    21-ali bongo ondimba 1 mlyr $
    22-islam kerimov 1 mlyr $
    23-robert mugabe 1 mlyr $
    24-Francois Duvalier 800 mlyn $
    25-TEODORO OBIANG NGUEMA MBASOGO 600 mlyn $
    26-alberto fujimori 600 mlyn $
    27-denis sassau nguesso 380 mlyn $
    28-manuel noriega 300 mlyn $.
    0 ...
  25. 137.
  26. 138.
  27. 139.
  28. seçimleri kabul etmezler, seçimle gelirler ama asla seçimle gitmezler!
    11 ...
  29. 140.
  30. Güya seçimle gelen seçimle gider diyen kişi tanımıdır.
    0 ...
  31. 141.
  32. Istanbul seçimlerini tekrarlatan kisi.
    4 ...
  33. 142.
  34. sanırım büyük kısmı yenilgiyi hazmedemeyen orospu çocuklarından oluşur.
    3 ...
  35. 143.
  36. çatlasanız da patlasanızda ben yapacam der.
    3 ...
  37. 144.
  38. 145.
  39. akla adolf hitleri getirir.
    hitler demokratik bir seçimle iktidara gelen en bilinen diktatördür.
    sonuncusu değildir.
    2 ...
  40. 148.
  41. başınızda bir efendinin bulunduğunu unutuyorsunuz. tepemi attıracak olanı yok edeceğim..
    0 ...
  42. 149.
  43. her istediğini dikte etme erkine sahip devlet yöneticisi.
    0 ...
  44. 150.
© 2025 uludağ sözlük