+buyrun efendim
- bu ne ?
+ mor soğan ve kara dutun eşsiz buluşmasından doğan bir marmelat efendim. pek saygıdeğer şahımıza, padişahımıza, kralımıza, yoldaşımıza, führerimize vs. vs. layık.
- bunu alın bana soğanın cücüğünü getirin. şşş sen komik şapkalı olan az da sumak getir.
irlandalı nöropsikoloji uzmanı Prof. Dr. Ian Robertson*, güçlü bir kişisel yayım platformu olan WordPresste yayımladığı Türkiye Başbakanı Erdoğan 10 Yıllık Bir Hastalığın Etkisi Altında mı? başlıklı makalesinde, Başbakan Tayyip Erdoğanın 11 yıllık iktidarı süresince ele geçirdiği gücün, beyninde tahribat yaratmış olabileceğine işaret ediyor.
Robertson yazısında şöyle diyor: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 10 yılı aşkın bir süredir iktidarda. Bu süre içinde ülke ekonomisi güçlendi ve uluslararası alanda prestij kazandı.
Güç ve başarı. Bu ikisi, insanlık tarihi boyunca beyinde değişiklik yaptığı bilinen en güçlü haplarıdır. Kaldı ki hiçbir insanın beyni, bu iki ilacın yarattığı değişikliğe karşı direnemez ve bir daha eskisi gibi kalamaz.
Erdoğanın Gezi Parkı eylemlerine karşı sergilediği tepkilere bakınca onun da direnemediğini ve beyninin sakatlandığını görüyoruz.
iKTiDAR KOKAiNE BENZER
Gücün beyin üzerindeki etkileri kokain benzeri uyuşturucularla benzerlikler taşır: ikisi de beynin ödül ağında dopamin faaliyetlerini arttırarak beynin işlevini belirgin şekilde değiştirir. Bu değişiklikler aynı şekilde korteksi de etkiler ve düşünce şeklinde devasa farklılıklar yaratır. (Ian Robertsonın kitabı: The Winner Effect: The Science of Success and How to Use It).
Kazanma Etkisi, biyolojide güçsüz düşmanlar karşısında birkaç kez galibiyet alan hayvanların, ileride karşılaşacakları daha güçlü hasımları ile girişecekleri mücadeleden büyük bir olasılıkla galip çıkacaklarını ifade eden bir terimdir. Aynı kavram insanlar için de geçerlidir. Başarı beynin kimyasını değiştirir. insanların daha iyi odaklanmasına, kurnaz davranmasına, kendine duyduğu güvenin artmasına ve daha saldırgan olmasına yol açar. Ne kadar çok kazanırsanız, sonrasında kazanma şansınız o kadar artar. Ancak bunun olumsuz yönleri de vardır; kazanma alışkanlığı bir süre sonra bağımlılık yaratabilir.
Fakat bu değişiklikler aynı zamanda insanları daha ben merkezci, öz eleştiriye kapalı, daha az kaygılı hale getirir. Ayrıca hata ve yanlışlıkları görme becerisini köreltir. Bütün bunların bir araya gelmesi bir lideri muhaliflerine ve eleştirilere karşı tahammülsüz kılar. işte Erdoğanın eylemcilere karşı sergilemekte olduğu uzlaşmaz ve saldırgan tutumunun altına bu yatıyor. Sosyal medyanın bir baş belası olduğu yönündeki görüşlerinin de nedeni büyük bir olasılıkla budur.
SINIRSIZ GÜCÜN NÖROLOJiK ETKiLERi
Sınırsız gücün beyin üzerindeki nörolojik etkileri, öz farkındalıktan sorumlu beyin bölgesinin baskılanmasında kendini belli eder. Erdoğanda bu, muhakeme yetisinin 10 yıllık iktidarı boyunca bozulması şeklinde ortaya çıkıyor.
Genel kanıya göre hiçbir liderin muhakeme yetisi iktidarda bulunduğu 10 yılın sonunda aynı kalmaz; tam tersi büyük ölçüde bozulur. Bunun en güzel örneği Erdoğanın son Gezi Parkı eylemlerine karşı gösterdiği tepkidir. Kimse, ama hiç kimse bu nörolojik bozulmaya karşı koyamaz. işte bu nedenle pek çok ülkede liderlerin iktidarda kalma sürelerinin maksimum 10 yıl ile sınırlandırılmış olması bir tesadüf değildir. ABD ve hatta Çin Cumhuriyetinde de bu böyledir.
BENDEN SONRASI TUFAN
Bu nörolojik değişikliğin güçlü liderler üzerinde yarattığıkibir, Fransada XV. Louisnin apre moi le deluge- benden sonra tufan sözlerinde vücut bulmuştur. Gücün beslediği bir başka yanılgı da vazgeçilmez olduğu inancıdır. Pek çok siyasi lider, bu hayalin etkisi ile koltuğu bırakmamak adına ülkede büyük bir karmaşayı, hatta iç savaşı bile göze alabilir. Bu liderler ülkelerinin bekası için kendilerine ihtiyaç duyulduğuna içten inanırlar ve bu işi de kendilerinden başka kimsenin yapamayacağını düşünürler.
HUBRiS SENDROMU VE BELiRTiLERi
ingiltere eski Dışişleri Bakanı Lord David Owen, iktidarda uzun süre kalan liderlerin beyinlerinde ortaya çıkan kişilik bozukluğuna işaret eden Hubris Sendromu-Kibir Sendromu () denilen nörolojik bozukluğa dikkat çekiyordu. Bu bozukluğa ingiliz eski başbakanlarından Tony Blair ve Margaret Thatcherın da yakalanmış olduğunu iddia ediyordu. Bu ikisi de 10 yıl başbakanlık yapmışlardı.
Owenin ortaya attığı Kibir Sendromunun belirtileri şöyle:
Dünyayı gücünü göstereceği ve başarı kazanacağı bir arena olarak görme eğilimine yol açan narsisistik yapı
imajına ve görüntüsüne aşırı önem verme
Ülkesinin çıkarlarıyla kendininkileri bir görme
Konuşurken kendisini biz sözcüğü ile tanımlama
Kendi karar ve yargılarına aşırı güvenme; başkalarının önerilerine veya eleştirilerine katlanamama, küçümseme
Kendisinin yalnızca Tarihee veya Tanrıya karşı sorumlu olduğunu düşünme; yargıya hesap verme zorunluluğundan muaf olduğuna inanma
Gerçeklerden kopma eğilimi ve giderek yalnızlaşma.
Hubristik Yetersizlik olarak nitelendirilen durumun ortaya çıkması. Bunun nedeni liderin kendine aşırı güvenmesi ve aldığı yanlış kararlar sonucu işlerin sarpa sarması
BÖYLE BiR LiDERiN ÖNDERLiĞi ÜLKEYE ZARAR VERiR
Robertson yazısını şöyle bitiriyor: Türkiye Batılı devletler ve Ortadoğu için kritik öneme sahip bir ülkedir. Bu nedenle ülke istikrarının, gücün sakatladığı bir beyin tarafından tehdit edilmesine izin vermemek gerekir. Türkiyenin çevresi, bu nöropsikolojik hastalığa yakalanmış liderler tarafından yönetildikleri için zayıf düşmüş ülkelerle sarılıdır. Bu nedenle dünyanın bunlara benzer başka bir ülkeye artık tahammülü yoktur..
halka büyük dertler olarak yansıyacak "şımarıklıklardır". antisosyal, empati duygusu hiç gelişmemiş, narsistik kişilik bozukluğu olan insansılara özgüdür.
üniformaları sci-fi filmlerinden esinlenerek yeniden düzenlemek. öğrenciden tut polise, itfaiyeciden çöpçüye. düşünsenize ne kadar güzel olur trooper kostümüyle gezen zabıtalar.
benim liste biraz kabarık ama bir kısmını yazayım..
1- ayrılımcılığın her türlüsüne hayır denilecek. pozitif ayrımcılık bitecek.
.
..
...
154243- diyanet işleri devletten ayrılacak
........
435234355- operalar özelleştirilecek devlet opera balesi devletten ayrılacak
.........
.........
887343343- tiyatrolar özelleşecek
............
............
............
98923843232423- devlet üniversiteleri döner sermayeye devredilecek. bütün üniversiteler paralı olacak parası olmayan öğrenciler için devlet çok geniş burs ve kredi imkanları sağlayacak. üniversitelere aktarılan fon burslara aktarılacak.
.................
.................
....................
....................
823843274832788387487324- fenerbahçeye temsili türkiye kupası verilecek.
sonradan gelen edit : başlık diktatör olunca yapılacaklar idi fakat değişmiş şımarıklık falan olmuş onları da yazayım tabi ki bir kısmını..
.
.
.
...
....
....
22353- A milli takımı aksam 11 de arayıp halı sahaya çağarmak
523344- bütün devlet sanatçılarının ayda bir kere benim adıma sanat eserleri yapması
bir bardak çayı dört kişinin yardımı ile içmek ya da ne çayı olum diktatör adam çay mi içer deyip sıcak çikolata veya başka bir şeyi dört kişinin yardımı ile içmek.