dikkaldırım caddesi olarak bilinir. cadde üzerinde bir çok esnaf bulunmaktadır. esnaf sıcak bir ticaret anlayışına sahip olup öğrencilere her türlü kolaylığı sağlamaktadır. cadde üzerinde tek cafe olarak dikkati çeken teknonet bir çok uludağ sözlük yazarı barındırmakta ve sözlük bünyesine yeni yazarlar kazandırmaktadır. kiralardan bahsetmek gerekirse 3+1 doğalgazlı evler 400 tl'ye cadde üzerinde tutulabilmektedir. site anlayışından daha çok tekli bağımsız apartmanlar halindedir yerleşim. komşunuzun her an kapınızı çalıp yemek getirebileceği bir yerdir. perşembe ve pazar pazar günleridir. 2009'da seçilen mahalle muhtarı mustafa özderya'dır.
sene 1980. yazar kisi dydyma 5 yasinda dikkaldirim sokakta yasar. dikkaldirim sokak bugunku ozel hastanenin arkasindan baslaryani pinar apartimaninin oldugu yerden. askeri levazimda biter. zaten orada bursa da biter. ondan sonraki ilk yerlesim birimi dobruca koyu veya misi tarafidir. o zamanlar dikkaldirim asfalt degil. arnavut kaldirimi. çekirge tarafindan gelip asagiya dogru inerken sag tarafta hiç bina yok. zubeyde hanim dogum evine kadar ormanlik alan. sol kolda birkac bina var. ssk hastanesine kadar ne bir bakkal nede bir hayat belirtisi yok. ekmek almak için en yakin yer çekirge meydani. çocuklugumun en guzel yillari. sabah 8 aksam 10 sokakta oyun pesinde. arada sirada askeri kamyon gecer baska bisey yok. onun haricinde geçen araba ya benim babamdir yada arkadaslarimdan birinin babasi. sonra saner apartmanlari yapilmaya basladi ilk. ne agaçlik kaldi ne bi bok. sanerin arkasinda kalan uç-bes agaci da tolga yakmisti kazayla zaten. polis amcalar geldi. adam basi 2 tane dido çikolata vermelerine karsin kimse tolga yi ispiyon etmemisti. hey gidi gunler heyyyyy.
fenerbahçe-galatasaray derbisinin bulunduğu bir günde trabzon-buca maçının daha çok rağbet gördüğü bir yerdir. trabzon maçları sonrası cadde ortasında horon tepilen yerdir.
bursa nın halen buram buram gözümde tüten nadide mahallesi. numunelik için bile olsa bir tane bursalı bulamazsın. oldukça kozmopolit bir yapısı vardır. genelini erzurumlu ve trabzonlular oluşturur.
Şuan sözlüğe yazdığım mekandır. Dikkaldırım'dır. Bir sene önce bursa'ya geldiğimde nereden ev tutayım soruma "dikkaldırım" diyen arkadaş gerçekten buraları bilen arkadaşmış. Kimsenin kimseyle uğraşmadığı, genel olarak saygının hakim olduğu, trabzonluların ağır bastığı bir mekan.
genelde cemmat evlerinin blunduğu semt. ayrıca yıllarca dikkaldırımdan çıkmadan yaşamak mümkün, her ihtiyacı karşılayabilir esnaf var. yan yana terzi, dönerci, internet cafe, lokanta, postane, berber, kuru temizleme, bakkal, bim, tekel, emlakçı, vs. bulunan nadide öğrenci ve bekar semtlerindendir. bir diğeri için çarşamba, mecidiyeköy.
edt.*
2 yıla yakın oturduğum ve çok sevdiğim mahallemdir. dağ eteğinden yeni yapılan hüdavendigar parkına, mihraplı camisinden doburca'sına, karaağacından çekirge hastanesine kadar, yokuşundan acemler istasyonuna kadar güzeldi. sonra tabi hayalet mahalle soğanlıya taşındık. saygılar.
edit:haksızlık etmişim, hayalet mahalle değilmiş, ama yine de bir dikkaldırım etmez. saygılar.
sevdiğim kızı mihraplı camisinin önünde gün batımına nazır öpmeyi hayal ettiğim mahalle.
çekirge ve kükürtlüyle beraber bursa'nın %10'unu oluşturur. 5 bölgeye ayrılır:dikkaldırım, hüdavendigar, karaağaç, doburca, çakaldere(burayı ben de bilmiyorum), trabzonlu erzurumlu ve bayburtlular büyük kısmını oluşturur. ilk geldiğimizde bir kaçından kazık yesek de, kalan büyük çoğunluktan hiç bir zarar görmedik. özledim açıkçası. gerçek huzuru orada tattım ben, değerini de bilemedim.
önceden soğanlıda otururken küçükken, oraya giderdik anneannemi görmeye, sonra balıkesire taşındık gidemedik çok çok, rahmetli olduğunda o mahalleden çıkmamıştım sankim. 8 ay sonra nerden bilebilirdim oraya taşınacağımı. iyi ki de taşınmışım. ilk geldiğimde yobaz mahallesi diyordum, okul başladı hayal kırıklığına uğradım, sonra ikinci dönem insanlarla kaynaştım yalnız gelmişken dostlarımla gittim, çok lol oynadım ama huzurlu oynadım. soğanlıdayken kar yokken hava buz gibi olurdu, ama karlıyken de yumuşaktı dikkaldırımın havası. tabi ben karaağaçta oturuyordum. sonra ikinci yıl kötü geçerken tekrar soğanlıya dönüz. hayaletoğluhayalet mahalle. anca ramazanlarda canlansın. 4 otobüs ya geçiyor ya geçmiyor.
neyse efendim. osmangazi benim, yıldırım da onun. ama en başta söylediğim gibi. getirirsem aha da dikkaldırıma getiririm onu. annemin büyüdüğü, anneannemin öldüğü, teyzelerimin yaşadığı bu mahalle, benim merkezim. her ne kadar soğanlıda, balıkesirde büyümüş olsam da. saygılar.
gençliğimi piç eden semt. şaka şaka evden çıkmazdım hiç, ev kuşuydum ben. iyi ki de öyleymişim amk, çocukken beraber taso oynadığımız adamlar şimdi ya hapiste ya bonzaici oldu. allah korusun sakat mahalle.
bursa'da değil de trabzon'da bir caddeymiş görünümü olan caddenin bulunduğu semt. hatta en son oradan geçtiğimde caddede o kadar çok trabzonspor bayrağı aslılıydı ki trabzon'daki caddelerde bile bu kadar çok trabzonspor bayrağı var mıdır diye bir an merak ettirmiştir.