biraz önce izleyip, sözlüğe yetiştirme gereği duyduğum, acun ılıcalı'nın, sürekli aynı kanalları izlediğinden, uyuya kalan adama kanal yetmezliği teşhisi koyduğu reklamdır.
şimdi tanımı yaptığımıza göre; eleştirimize geçelim:
abicim, koca koca adamlar ( digitürk yetkilileri, reklam kampanyasını hazırlayan ajans çalışanları, uzmanlar, vs. ) oturmuş seçenekler arasından, işte bu saçmalığı seçmişler. saçmalık dememin sebebi, reklamda, digiturk izlendiğinde uyunmayacak izlenimi uyanıyor ki yanlıştır. bu ülkede hayvan gibi çalışıyor çünkü insanlar. her türlü şekerlemeye meyilliyiz yani. misal babam, her maçı dört gözle bekler, kestircem ben diyerek. tema vurucu değildir, ne demek ''kanal yetmezliği'', digiturkun çözümü nedir buna karşı, yoktur reklamda. ayrıca da, o kadar paraya slogan yeterli değildir, üstüne yaratıcı hiç değildir. aha işte bunlar teknik detaylar. madalyonun diğer yüzünde asıl eleştirim var. acun'un reklamdaki çözüm önerisini açıklarken '' yemekten önce, yemekte, yemekten sonra digiturk izlesin'' diye bişey var ki, sandalyeden zıpladım. lan zaten mal olduk ekran başında, adam hepten mal olun diyor, aleni şekilde. sosyal sorumluluk diye birşey vardı eskiden, nedir bu aymazlık, vurdumduymazlık. bu adamlar bu reklamları vergilerden düşüyor, devlet mal olmamız için bunun parasını ödüyor, bizde izliyoruz diziydi, maçtı, sinemaydı (paralı hem). ne güzel dünya.
televizyon a kitlenen ve gittikçe salaklaşan bir toplumu, biraz daha televizyona kitlemeyi amaclayan reklamdir. allah belasini versindir. daha fazla televizyon seyredilisin, aile iliskilerinin icine edilsindir. reklami, reklam ajansini, reklam ajans calisanlarini ve binumum baglantili seylere (üç nokta). *
