Kitapta, Abd propagandası altan alta yapılmaktadır. Nsa'e karşı çıkanlara "ev hanımları" vs denerek rencide edilmesi buna bir örnektir.
Anlatım bakımından çok akıcı bir kitap olduğuda başka bir özelliğidir.
Okuduğum ilk Dan Brown kitabı oldu. iyi de oldu. Hayatımda okuduğum en sürükleyici 2 kitaptan birisiydi. Kitap ilerledikçe şaşırmaktan mimiklerimi kaybettim. Zekanızı yerden yere vuruyor. Nasıl böyle bir kurgu yapabildiğini aklım almadı doğrusu.
Dan Brown'ın Yazdığı ilk Kitap. Daha Önce Da Vinci Şifresini izlemiştim Ama Film Benim Beklentilerimi Karşılamamıştı. Bu Yüzden
Uzun Bir Süre Aklıma Dan Brown Kitaplarını Okumak Gelmedi -taa ki geçen haftaya kadar. Normalde Kitapların Giriş Bölümü Kafa
Karıştırıcı veya sıkıcı Olabiliyor Fakat Dijital Kale ilk Satırlarından itibaren ilgi Çekici Geliyor OKuruna. Pek Çok Kişinin Bir Gece de ya da
iki GÜnde Bitirdiğini OKuduğumda "Bu Kadarını Hak ediyor mu" Diye Düşünmüştüm Şimdi Rahatlıkla Söyleyebilirim ki Hak Ediyor.
Küçük Sapta Bir Spoiler Hissi Uyanabilir Ama Çok Büyük Değil, Yine de OKumak Size Kalmış.
--spoiler--
Olay Çok iYi Kurgulanmış ve Sonradan Açığa Çıkacak Olaylar Çok Fazla Göze Sokulmadan Verilmiş. Böylelikle iyi Bir Okuyucuysanız
Satır Aralarında ki Ayrıntıları Bulabiliyorsunuz ve Bu Sizi Hikayenin daha da iÇinde Hissettiriyor. Bu Yönüyle de Başarılı Bir Kitap Olmuş.
--spoiler--
Ama Kitapta En Sevdiğim Kısım Son Kısım Oldu Çünkü Bu Tarz Kitapların Bir Çoğunda Olayların "Nasıl Gelişeceğini" Tahmin
Edebilseniz de Edemeseniz de Aşağı Yukarı Kurgunun "Nasıl Biteceğini" TAhmin Edebilirsiniz. Bu Kitap Son 3-5 Sayfaya Girerken Bile -Bir çok
Şey Açıklığa Kavuşsa Bile- Aklınızda Hala Soru işaretleri Bırakabiliyor. Bu Kurgulamayı Bir de Adam Fawer Romanlarında Hissetmek Mümkün.
Sonuç Olarak Okumasını Tavsiye Ettiğim Bir Roman. Beklentilerinizi Karşılayacaktır Fakat Ne KAdar Düşük Tutarsanız
Beklentinizi Alacağınız Haz da O Derece Büyük Olacaktır.
öncelikle kitabın konusu akıcı.ispanya'da david becker'in maceraları çok keyifli, o kızıl saçlı kızda taş anladığım kadarıyla.ama ana hikayeye dönersek konu gerçekten önceden tahmin ediliyor.yani greg hale'in susanı öldürmediği zaman strathmore'un o.ç. olduğunu anlayabildim.ayrıca hiç olağan dışı birşey yok.iyiler son saniyede işi hallediyor, kötüler hep kaybediyor falan.mesela kitapta zambiyalı hackerlar kıtalar arası nükleer başlıklı füze projesi falan çalsa kitap daha eğlenceli olabilirdi hatta ordan ikinci kitap bile yazılabilirdi.ayrıca kıytırık şeyler sanki yapılması imkansız birşeymiş gibi anlatılıyor.terminal falanda hikaye windows 95 kullanıyorlardır büyük ihtimalle.
neyse özet geçersek kitap okunabilitesi olan güzel bir kitap.sonundaki şifre ise gözümüz üzerinizde.
kitabı okuduktan sonra uzun bir süre bekçilere kim bekçilik edecek sorusu ile hafızanızı meşgul etmeye hazır olun. ve kitap tahmin ettiğinizden çok daha başka bir boyut ile son bulacak. okurken yerimde duramadım. yok böyle bir zeka kuramı.
melekler ve şeytanlardan sonra biraz daha sıkıcı gelebilen kitap.
bilgisayara tutkusu olan, algoritmaya ilgisi olan bünyelerin vakit geçirmeden okuması gerekir. bunların haricinde dan brown her zamanki gibi sürükleyiciliğinden bir şey kaybetmemiştir.
dan brown ın beni "nasıl böyle bir kitap yazabilir" dedirtmemi sağlayan kitabıdır. kitapta bir koşuşturma hakimdir. tamamında üç en fazla dört gün anlatılır ve acayip olaylar döner. transltr, kriptografi derken susan ve david e döner. tankado, koridor, nsa, strathmore, balmumu, taş köşk, greg hale, ndakota, hulohot diye devam eder gider.
best of dan brown da ikinci sırayı almış bir kitap. dan brown tarzını sevmemde büyük rol oynamıştır. okuma hızına bağlı olarak 5 ila 7 saat arasında bitebilmektedir tecrübe ile sabittir. az gizem üstüne bir tutam action ve bilgi yığınıyla harmanlanmıştır. afiyetle okuyunuz.
dipnot: en iyisi melekler ve şeytanlardı bu listeye lost symbol da dahildir.
klasik dan brown kitabıdır bu da. insanlar genellikle (bkz: melekler ve şeytanlar) ve (bkz: da vinci şifresi) ile başladıkları için biraz arka planda kalır. ama en az diğer ikisi kadar güzeldir. tamam melekler ve şeytanlar'daki gibi gol yemezsiniz ama sürükleyicilik oonusunda aşağı kalır yanı yoktur.
onca tehlike atlatan david ölmüyor,hemen ölmesi gereken strathmore basif bi şekilde can veriyor.tamamen hayal kırıklığı.dan brown un melekler ve şeytanlar la elde ettiği sonsuz krediyi çok basit kurgulusuyla kaybettiği kurtlar vadisi vari romancık.
(bkz: daha da brown okumam)
melekler ve şeytanlar kadar sürükleyici ve etkileyici olmasa da dan brown baş yapıtlarından biri. kitabın sonundaki şifreyi çözebilmek için uğraşmıştım bayaa.
dan brown'ın diğer kitapları içinde sönük kalmasına rağmen, aksiyonu bol ve karaktrleri sağlam çerrez kitaplardan biri. edebi analmda bize kazandırdığı birşey yok ama iyi vakit geçirmemizi sağladığı da bir gerçek.
dan brown'ın ortalama düzeydeki bir kitabı. sonunu tahmin edilmeyecek bir durumu yok başından belli ediyor zaten kendini,ileride başka olaylar hain başkasıymış gibi gösterilip klişelere dönüşüyor. ama programlama,şifreleme gibi olaylarla ilgilenenler için oldukça sürükleyici bir kitap. kitabın beğenmediğim en kötü yanı çok fazla susan ismi geçiyor kitabın, sonuna doğru artık suzın yerine susan susan susta kurtulalım diyesiniz geliyor.