aile içi dengelerden, her öznenin yüklendiği rolden yola çıkarak toplum üzrinde de benzer bi görüntünün zuhur ettiğine işaret eder kafka. Yalnız bu aykırılığın dışlanması vaziyeti, aynı kandan olduğun, gerektiğinde canını vermekten sakınmayacağın en yakınındakilerinin ekseninde zuhur etmesi asıl yaralayan kısım yüreği. Sıcak yatağında birden böcek oluvermek ne denli talihsiz bi halse, en ufak farklılığında, yetersizliğinde sana en sevdiklerinin, en yakınındekilerin dahi sırt çevirebileceğini bilmek de benzer derecede sevimsiz, elem sebebi bi hal. lan biz nerelere gidek, kimlere güvenek şu hayatta franzım, siktin attın moralımı.
cemal süreya diyor ya hani "bir gün dostoyevski okudum o gün bu gündür huzurum yok" bunu okumak da bir memur için öyle bir şey. bir utancı taşır gibi taşıyorum şimdi boynumdaki kravatı...
gregor samsa adlı karakterin boceğe dönüşmesi ardından ailesi tarafından dışlanması konu edinmiştir.yazar simgesel bir anlatımı tercih etmiştir. franz kafka'nın yasadığı dönemde eserleri yankı uyandırmamıştır.
franz kafka'nın meşhur eserlerinden biridir. yaklaşık seksen sayfa olması dolayısıyla kolay ve çabuk okunabilme özelliğini taşımakla birlikte anlattığı gerçek dışı hikaye onun roman sınıfında mütalaa edilmesine mani olmaktadır. bir sabah kendini böceğe dönüşmüş halde bulan gregor samsa isimli kişinin başından geçen yer yer hazin, yer yer komik, yer yer de saçma (evet oldukça saçma) hadiseleri konu edinmektedir.
eğer okuma mecburiyetiniz yoksa yarıda bırakıp kaçabileceğiniz bir kitaptır donusum.
kafka'nın bir sabah kalktığında kendisini böcek olarak bulan, böylelikle önce kendine ve ailesine, sonra da topluma yabancılaşan gregor samsa'yı anlatan romanıdır.*
romanda birden böceğe dönüşen samsa, utancından ya da aslında etrafındakileri korkutmamak için dört duvar ve bir tavanarasında tıkar kendini; okura metaforik bir anlatımla 'öteki' olmanın, tekdüze hayatın dışında kalmanın nasıl bir şey olduğunu gösterir.
--spoiler--
ya gördüm neyleyim
insanlar vardı duvarın içinde.
ya ben hep duvara konuştum
ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.
nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
bilmiyorum,
belki de ben gerçekten delirdim
onlar haklı belki de.
içinde değil duvarların insanlar
sadece arasındalar..
--spoiler--
franz kafka'nın şaheserlerinden birisi, belki de en iyi kitabı.
topluma yabancı kalan samsa'nın çektigi eziyet ve digerleri tarafından dışlanmışlıgınım, itilip kakılmasının anlatıldıgı bir kitap.
modern insanın topluma yabancılaşma sı da çıkarılabiliyor kitaptan.
öyle bir kitap ki neresinden tutsan farklı bir anlam, farklı bir içerik.
bir kelime olayların akışını degiştiriyor.
yani o kelimeye baglı olarak yorumlarsan kitabı daha farklı, başka bir kelimeye baglı yorumlarsan farklı anlamlar veriyor.
okunmalı. herkes ömründe en az 3 kere okumalı.
"buradan gitmeli... tek çare bu, baba. ama onun gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. fakat o nasıl gregor olabilir ki? gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla beraber yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi..."
toplumun ve ailesinin kölesi olan ve onların izin verdiğinden dışarıya çıkmadıkça yaşamasına izin verilen gregor samsa'nın ancak bir böceğe dönüşerek serbest kalmasını fakat bu sefer de toplum ve ailesi tarafından dışlanmasını anlatan bir franz kafka romanıdır.
daha ilk cümlesiyle bismillah noluyorz dedirten, görünüşte kısacık ama bütün kapalı simgeleri, teknikleri çözdüğünüz zman (biz okulda çözmüştük..) bambaşka bi şeye "dönüşen" kafka'nın en bilindik yapıtlarından biri.