insana hayatı sorgulatan mükemmel kitap. bugün tekrar okudum o rahatsız edici duygu tavan yaptı yeniden. keşke bir sabah ben de böcek olarak uyansam dedirtti yine.
çevirmen ahmet cemal'in son sözünden bir cümle kitapla ilgili en güzel özettir şüphesiz.
"birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yer yüzünden silinene değin, kafka'nın dönüşüm'ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır."
(sistem sebebiyle)modern aile bağlarının zayıflığını anlatan bir öykü. bir annenin, merakından; "verin bi de ben okuyayım, niymiş bu? incemiş zaten." deyip, okuduktan sonra; "ne anladın allaaşkına anne?" sorusuna da:
-işte kimseden kimseye fayda yok, dırnağan varsa başını gaşı diyo bu kitap, hamam böceği olma yani..." şeklinde cevap vererek oldukça güldürmesine sebep olan kitaptır.
franz kafkanın kendisinin de çok beğenemediği bu kitabında ele aldığı karakterler ile, ailenin samimiyetsiz bağından bahseder. gregor samsa ailesinin tek başına geçimini üstlenmiştir. Bir sabah uyandığında böceğe dönüştüğünü farkettiğinde en çok düşündüğü şey bir böcek olmak değil de; babasına ve patronuna ne hesap vereceğiydi. O öldüğündeyse hizmetçi kadın tarafından çöp kutusunu boylamıştı ve ailesinin düşündüğü tek şey daha rahat etmek ve kızları greteyi zengin biriyle evlendirmekti.
bir franz kafka kitabıdır. sabah uyandığında kendisini bir böcek olarak bulan bir adamın hikayesini anlatır. okudukça makinalaştığınızı düşünürsünüz , okudukça aslında gitgide sistem tarafından yutulup etkisiz hale getirildiğinizi görürsünüz, okudukça yanınızda olan ya da öyle görünen insanları düşünürsünüz, okudukça hayatınızı nasıl, ne kadar dolu , ne kadar işe yarar geçirdiğinizi düşünmenizi sağlayan yapıttır.
Tanrım, diye düşündü, Ne zor bir meslek seçmişim! Gece gündüz yollardayım. işle ilgili telaşlar evdeki asıl işle ilgili olanlardan çok daha büyük, üstelik bir de sırtıma şu seyahat belası yüklenmiş durumda, tren bağlantılarıyla ilgili kaygılar, düzensiz, kötü yemekler, sürekli değişen, asla uzun sürmeyen, asla içten olmayan bir ilişki trafiği Şeytan görsün yüzlerini!
"Kafka'nin gerçekte hemen tüm eserlerinde var olan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: Çünkü burada sözü edilen 'hayvan', asil ya da olmasi gereken 'insan'dir." -Ahmet Cemal
--spoiler--
Dönüşüm, Değişim veya Metamorfoz (Almanca özgün adı: Die Verwandlung), Franz Kafka'nın uzun öyküsü.
ilk olarak 1915 yılında yayımlanmıştır. Kafka'nın en popüler eseri sayılabilir. Öykü, Gregor Samsa'nın bir sabah kendini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve hayatındaki değişiklikleri anlatarak devam eder.
Gregor Samsa öykünün ana karakteridir. Ailesinin geçimi için gezici bir pazarlamacı olarak ağır bir şekilde çalışmaktadır. Bir sabah büyük bir böcek olarak uyanır.
Grete, Gregor'un küçük kız kardeşi ve dönüşümden sonra bakıcısıdır. Başlarda Grete ve Gregor'un iyi bir ilişkisi vardır ancak zamanla bu ilişki azalır. En başta onu beslemek ve odasını temizlemek için Grete gönüllü olsa da öykü ilerledikçe daha sabırsız olup, inadına ve kasıtlı bir biçimde odaya pis yemekler getirir. Keman çalar ve konservatuvara gitme hayalleri kurar. Gregor da, bu hayali gerçekleştirmek için çalışmaktaydı ve Noel arifesinde bunu açıklayacaktı. Gregor'un dönüşümünden sonra aileye gelir sağlamak için bir dükkânda tezgahtar olarak çalışmaya başlar. Öykünün başında sempatik gözüken karakter zamanla bu sempatisini kaybeder.
Gregor'un babasının Gregor'un patronuna büyük bir borcu vardır. Bu yüzden, Gregor işinden nefret etse de işinden ayrılamaz. Bay Samsa, Gregor'un çalıştığı zamanlarda tembel ve yaşlıdır. Ancak dönüşümden sonra Gregor para kazanamadığı için çalışmaya başlar.
Samsalar gelir elde etmek için birlikte yaşamak için üç kiracıyla anlaşırlar. Çok huysuz ve kirliliğe dayanamazlar. Gregor'u fark edip; olağanüstü büyüklükte bir böcek olduğuna inanırlar ve aileyi dava açmakla tehdit ederler.
Kitabın Türkçe çevirisinde "Ungeziefer" kelimesi "Böcek" olarak çevrilmiştir, ancak bu tam olarak anlamı karşılamaz. Orta Almanya'da Ungeziefer'ın kelime anlamı "kurban edilmeye uygun olmayan kirli hayvan"dır ve bazen "haşere" anlamında kullanılır. Kafka, Gregor'u belirli bir şey olarak etiketlemek istememiş, sadece Gregor'un dönüşümünden duyduğu tiksintiyi göstermek istemiştir.
Kafka'nın yayımevine 25 Ekim 1915'te gönderdiği ve ilk baskının kapak resmi ile ilgili sıkıntılarını anlattığı mektupta "Böcek" (Insekt) kelimesini kullanmış ve "Kapakta böcek olmasın. Uzaktan bile görülmesin" der. Bu Kafka'nın Gregor'un dönüştüğü yaratık hakkında belirgin bilgi vermeme isteğini gösterirken; çevirmenlerin "Böcek" kelimesini kullanmasına neden olmuştur.
"Ungeziefer" bazen "hamamböceği", "bokböceği", "kınkanatlı böcek" ya da daha belirli şekilde çevrilmiştir. "Bokböceği" (Mistkäfer) öykünün sonunda temizlikçi tarafından kullanmıştır ancak anlatan kendini böyle betimlememiştir. "Ungeziefer" Samsa ve çevresi arasındaki ayrılığı simgeler; temiz değildir ve bu yüzden dışlanmalıdır.
Bütün Kafka çalışmaları gibi Dönüşüm de farklı şekillerde yorumlanmıştır. Stanley Corngold, "Eleştirmenin Çaresizliği" adlı kitabında 130 farklı açıklamaya yer vermiştir. Birçoğu "toplumun farklı olana yaptığı muamele" etrafında toplanmıştır. "Yaşamdan kopmanın verdiği yalnızlık ve gelecekten herhangi bir şey ummamak" da bu açıklamalar arasındadır.
Bazıları da öykünün insan varlığının saçmalığının üzerinde durduğunu belirterek; varoluşçuluğa gönderme yapar.
--spoiler--
kafkanın alışılagelmiş sıradışı kitaplarının en çok bilinenidir. kitapta gregor adlı kahramının böceğe dönüşümü ve ailesi tarafından dışlanması işlenmektedir. aile kavramına modern eleştiri konusunda başyapıt sayılabilir. piyasada çok fazla çevirisi olmasına rağmen can yayınlarından okunması tavsiyedir.
franz kafka tarafından yazılmış, novella denen türde eserin adıdır. gregor adlı zengin bir adamın bir sabah uyanıp kendini böceğe dönüşmüş bulması ile başlar. gelişen olaylarla hayatının sonuna bir böcek olarak erişecek olan gregor'un yaşadığı içsel dönüşüm anlatılır.
ötekileştirme hakkında ilginç ve bir o kadar komünist düşünce zerrecikleri barındıran kafka kitabı. sıkıcı olmamakla beraber anadolu annesinin değerini anlamanızı sağlayacak olayları barındırır içerisinde.
her büyük yapıt gibi mitoslaşma eğiliminin gölgesinde kalmış, küçük burjuva duyarlığının kurbanı olmuş metindir. bunun bir başka örneği tutunamayanlar'dır.
3 saat ovulen ama 80 sayfalık kitaptır. Hele bazı basımlarında bocek resimleri vardır ki ilkokul kitaplarından hallicedir. Okuyanların ya artistik laflarla ovdugu ya da hicbir sey anlamadan sovdugu, sacma buldugu kitaptır.
anlatacak kelime bulamiyorum. sığ bir insan olarak bu romandaki ustalığı thierry henry'nin sağ ayağının iciyle uzak direge birakarak attigi gollerdeki ustalığa benzetiyorum. kafka aynen oyle koseye birakmis.
piyasadaki tüm romanlara hatta gelmiş geçmiş tüm romanlara bin basacak niteliktedir. elif şafak'ın dediği gibi o'nun gibi yazmaya çalışan çok olmuş ama hiçbiri becerememiştir. Kafka'ya başlayacakların bu romandan başlaması lazım. ondan sonra bırakamaz zaten garanti.
--spoiler--
Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur. ilk başta gördüklerinin gerçek olduğunu inanmak istemez ancak yatağından kalkmak isteyince buna inanmak zorunda kalır. O artık dev bir böcektir. Her sabah işe gitmek için bindiği tren saat altıda hareket etmektedir; bu yüzden en geç saat beşte uyanmak zorundadır. Ancak saate baktığında saatin hemen hemen yedi olduğunu görür. Kalkmak istemektedir ama artık ona yardımcı olacak kuvvetli bacaklarının yerinde birbirinden bağımsız hareket ediyormuş gibi görünen onlarca bacakçık bulunmaktadır.
Annesi oğlunun uyanamamış olduğunu sanır ve kapıya vurmaya başlar. Kilitli kapının arkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini savuşturur ancak sesi çok garip çıkmaktadır. Annesi onun hasta olduğunu düşünmektedir. Gregor büyük uğraşlarla yatağından kalkar, yeni vücuduna alışması hiç de o kadar kolay olmayacaktır. Saat sekiz civarında patronu eve gelmiştir ve çok kızgındır. Gregor'a birkaç soru sorar ancak Gregor artık konuşamamaktadır. Sesi hayvan sesi gibidir. Kapıyı zorlukla açar. Patronu onu görünce korkudan evden kaçar; annesi ise bayılmıştır. Babası onu sopa darbeleriyle odasına geri sokar.
Kız kardeşi Grete Gregor'a değişik yiyecekler getirir. Artık Gregor kokuşmuş yiyecekleri tercih etmektedir. Annesi onu görmeye bile cesaret edememektedir. Babasından defalarca dayak yiyen Gregor'un vücudu oldukça zayıflamıştır. Vücudunda oldukça ciddi yaralanmalar oluşmuştur. Yemek dahi yiyememektedir. Aile meclisi toplanır ve sonuçta Gregor'u evden atmaya karar verirler. Hizmetçi kız aileye şöyle seslenir:
-Boş yere zahmet etmeyin, Gregor öldü. Az önce Gregor'u çöpe attım.
--spoiler--