bugün

Blogumun ilham aldığı kişilik.
napolyon bunu okuyunca intihar edecekmiş neredeyse, ama etmemiş.
sonra imparator olunca goethe'yle görüşmüş, ayağına getirmiş tabii. napolyon koltuğunda oturuyor, goethe de ayakta saygıyla dikiliyor oldukları halde konuşmuşlar. ayakta koymuş yani koca goethe'yi. belki kendisini bunalıma sokan eserinin intikamını almak istemiştir böylece.
goethe'nin alman edebiyatına level atlattırdığı eser. okunması gereken kısa ama değerli kitaplardan biridir. ayrıca intihar ettirici özelliği olduğu söylenir fakat ne derece doğru!
bunalıma soktuğu doğrudur bir ara o kadar çok sıkıldım ki artık ölüyorsan öl psikopat dedim. Zaten depresyondaydım az kalsın kafama sıkacaktım aman dikkat edelim.
bizim insanımız için fazla abartılmış olduğunu düşünüyorum. okuduktan sonra şunu anladım romantizm denen şey mekan, zaman, millet ve zihniyete göre değişiyor. bu subjektif görüşlerim elbette genellenemez; fakat büyük umutlarla okuyup hayal kırıklığına uğradım. Sebebi aradığım romantizmin bulunmaması. bunun sevgiden aşktan bağımsız olduğunu düşünüyorum. Ayrıca romantizmin babalarından Lamartine'nin Graziella'sının Genç werther'in Istırapları'na(evet bu çeviri daha güzel) göre beni daha çok etkilediğini söyleyebilirim. Nedendir bilmiyorum. Belki hepimizin aradığı şey farklı kitaplarda. Ya da bu görüşümün sebebi Goethe'nin kitabını çeviren yayınevinin berbat tercümesinden kaynaklanıyordur sadece.
intihar olayı sebebiyle bence romantizmini yitirmiş bir kitaptır. intihar yerine aşkından hastalanıp * buna bağlı olarak ölseydi romantik olurdu bence. atsız ruh adamı bu kitaba tepki olarak yazmıştır ayrıca.
Genç Werther'in acıları mı yoksa ızdırapları mı bir türlü çözemediğim kitap.
Sizi çok farklı bir havaya sokan kitap.
Açıkçası okurken o olayın içinde fakat böyle bi nasıl denir...
sanki yazdığınız bir filmi izlemek gibi, siz de orada bulunuyorsunuz fakat görünmez gibisiniz.
Anlatım olarak kitap bu derece güzel ve etkileyici.
Ve üzücü bir son.
Özellikle veda kısmı insanı zor durumda bırakıyor.
depresyon kitabimdir. sürekli masanın uzerindedir. Tekrar tekrar okurum.
okumadım okuyamam bu kitabı namı büyük. Bu kitap alman toplumunda özellikle diğer toplumlarda o kadar büyük psikolojik bunalımlar yaratmıştır ki ve sonunda yasaklanmıştır. Okuyanın intihar ettiği bir kitap. Sarı ceket ve mavi pantolon sembolüdür. Düşünsenize her yer böyle insan dolu.
Şuan yarısında olduğum kitap.
Bitirince editleyeceğim.
Tanzimat edebiyatı eseri gibidir. Uzun cümleler, uzun ve devrik... Çok kez anlaması zor.
Yazildiği dönemde okuyan gençlerin intihar sebebi olmuştur.
iki kere okumaya teşebüs ettiğim ama bitiremediğim kitap. harika eserdir kabul ama olmadı olamadı işte.
intihar ettiren kitap olarak nam salmışlığı vardır. en azından söylentiyse dahi bu bile reklamına sebep olmuştur.
kültürel farklılıklar sebebi ile okuduktan sonra - güzel tamam ama ne intiharı amk diyebilirsiniz. aşk acısı kavramını akdeniz kültüründeki gibi algılamamalarından olsa gerek.
Okan Bayülgen sesinden dinlenilmesi gerekendir. Geçen yıl Okan geceleri (yanlış hatırlamıyorsam) yarım saat kadar internet üzerinden kitap okuma işine girişmişti ve bu kitabı da okumuştu. ne de güzel olmuştu. böyle bir kitabı böyle bir sesten dinlemek "harikulade" bir duygu.
" Dünyada her şey dönüp dolaşıp bir tek saçmalığa dayanıyor: Kendi tutkusu, gereksinimi olmadan, sadece başkaları istiyor diye, para ya da şan için çalışıp didinen bir insan budalanın biri değil midir?"
kitabın adını ilk duyduğumda ; almanya'da bu kitabı okuyan bir çok insanın intihar ettiğini de duymuştum. sırf o merakla okumaya heves etmiş, acaba bende nasıl bir etki bırakır diye düşünmüştüm.

bir kaç yıl sonra üniversiteye gelip de sınıf arkadaşımla bu kitabı konuştuğum da zamanın da onun da bu kitabı aynı nedenle okuduğunu ve onda da bende olduğu gibi pek bir etki yaratmadığını öğrenmiştim.
sanırım intihar edenler kitabı okumaya neden olduğu için en çok goethe'nin işine yaramışlardır.
--spoiler--
Resim yapmak benim için olanaksız şu sıralarda, tek bir çizgi bile çizemem, ama hiçbir zaman şu anda olduğumdan daha büyük bir ressam da olamamıştım.
------- -------
Farkındayım! Yazgım zorluma sınamalara gebe. Ama yılmamak gerek!Aldırış etmeyince her şeyin üstesinden gelinebilir! Aldırış etmeyince mi? Gülesim geliyor, nasıl oldu da bu söz çıktı kalemimden? Ah, eğer kanım bu kadar çabuk kaynamasa, güneşin altındaki varlıkların en mutlusu ben olurdum! Başkaları, şu kadarcık güç ve yetenekle rahat bir kendini beğenmişlik içinde ortalıkta dolanabiliyorken, ben, gücüm ve yetilerimden ötürü kendi kendimi bitirecek miyim? Her şeyimi bağışlayan tanrı keşke bunların yarısını esirgeyip kendime ve güvenmeyi ve kendimle yetinebilmeyi öğretseydi bana!
------- --------
Ah, bu boşluk! Göğsümdeki bu korkunç boşluk! Yalnızca bir kez, yalnızca bir kez yüreğime bastırabilsem onu. Bu boşluğun doldurulabileceğini düşünüyorum çoğu zaman.
------ --------
Sahip olduğum o kadar çok şey var, ama Lotte için duyduklarım, sahip olduğum her şeyi yutuyor; sahip olduğum o kadar çok şey var, ama onsuz her şey bir hiç.
------- ----------
Tanrı'ya, onu bana bağışlaması için dua edemiyorum; ama yine de sanki bana aitmiş gibi geliyor. Tanrı'ya, onu bana vermesi için dua edemiyorum; çünkü o bir başkasına ait. Acılar içinde kuruntulara dalıyorum; düşündüklerimi kağıda dökmeye kalkışsam, bir karşıtlıklar ilahisi çıkar ortaya.
------ ---------
Lotte ona ait, bu böyle, lotte ona ait. Bunu bilmekle birlikte, başka şeyler de biliyorum. O düşünceye alıştığımı sanmıştım ama bu düşünce bir gün cinnet geçirtecek, öldürecek beni.
--spoiler--
-insanı intihara sürükleme yolunda olan kitaplardan sadece birisi.
1774'de piyasaya çıktıktan hemen sonra intihar oranlarını uçuran kitap. Umutsuz aşkların adamlarının, onları hayata bağlayan son umutları da gittiğinde bu dünyadan asilce gidivermeleri için gerekli adımları bir bir anlatır.

Mavi bir ceket ve bir de sarı pantolon lazım bana, genç bir Werther olabilmek için. Onun da Lotte’si vardı ya hani, ona daha da benzeyebilmek için. Yine onun gibi sisli bir günde, saatler yine tam 12’yi vururken, alınyazısının önüne geçilemeyeğini bilerek gidebilmek için.
Her Lotte aynıdır hayatta, bunu bilip de gitmek, zaten Werther’in görevi değil midir?
aşığı olduğum kitap. yanımdan ayırmam hatta şuan bile kafami sola çevirince göz göze geliyoruz. hüzünlü hüzünlü bakıyor o kendi sarı içi simsiyah kitap.
Bu tatilde okumayı planladığım kitap. Ortalama 145 sayfa kadar olan ince bir kitap üstelik. Meraklanmaktayım şimdiden.
bu gardaşım aşkından intihar etmişti yav. hatırladım şimdi.
Sözlüğümüzde kitaplara da orjinal isimleriyle başlık açma adeti olduğundan burada az entry var gibi görünmüş ve yazarları yanıltmıştır. Orijinal isimle açılan başlığında bi hayli entry ve hatta benim entrym de Bulunmaktadır, okuyunuz*.