die frohliche wissenschaft

entry72 galeri0
    22.
  1. dusunup tasinman icin

    daha kolay katlanmak çifte sancıya
    tek sancıdan: var mısın göze almaya ?
    1 ...
  2. 21.
  3. gönülsüz baştan çıkarıcı

    zaman geçirmek için orta yere boş bomboş bir söz attı
    kısmet bu ya - söz de gidip, düşürmeye bir dişiye çattı.
    1 ...
  4. 20.
  5. daralmış ruhlar

    hiç de sevilesi gelmiyor bana şu dar ruhlar:
    ne iyilik sığar içlerine ne kötülük sığar.
    1 ...
  6. 19.
  7. kaba adamın hikmeti

    sakın, sakın ha! ağlama sızlama!
    al, yalvarırım al, sen hep daima!
    1 ...
  8. 18.
  9. yukarı

    "nasıl ulaşırım doruklarına şu dağın?" -
    hiç düşünmeden tepesine doğru yol alın!
    1 ...
  10. 17.
  11. pas

    paslı ol biraz sen; yetmez keskin olmak!
    yoksa sana "acemi" derler, "çaylak!"
    1 ...
  12. 16.
  13. dürüst

    yapış yapış bir arkadaştan
    yeğdir açık yürekli düşman!
    1 ...
  14. 15.
  15. dansçılara

    pürüzsüzce buz
    bir cennettir sus
    tam da dans ustalarına mahsus.
    1 ...
  16. 14.
  17. bir ışık dostuna

    istiyorsan gözlerinle aklın hiç ama hiç solmasın,
    gölgede yürürken, düş peşine güneşin, kaybolmasın!
    1 ...
  18. 13.
  19. bilge sözü söylüyor

    keskinceyim yumyumuşak, hem de kaba, pek inceyim,
    içtenim hem, pek çok tuhaf, kirliyim de temizceyim,
    enayilerle bilgelerin cem olduğu yerdeyim:
    tümü de ben, ben olayım istiyorum, hepsindeyim,
    hem güvercin, hem yılan, domuz olmak hevesindeyim.
    1 ...
  20. 12.
  21. küçümseyen

    dökerim saçarım da çok şeyi,
    küçümsediğimi sanırsınız.
    oysa kimin doluysa kadehi,
    döküp saçsa da elindekini -
    küçümsemez hiç o, anlarsınız.
    1 ...
  22. 11.
  23. güllerim

    elbet mutluluğum - mutlu kılacak, -
    mutluluğun amacı mutlu kılmak!
    ister misiniz güllerimden almak ?

    eğilip burnunuzu dayayarak
    kayalar çitler arasında kalmak,
    elinizi dikenlere dalatarak!

    işte benim mutluluğum - asılmak!
    işte benim mutluluğum - takılmak!
    ister misiniz güllerimden almak ?
    1 ...
  24. 10.
  25. üçüncü kabukla

    kıvrılıyor da çatlıyor derimi,
    o yepyeni bir ateşle arzulayan,
    yutup, koskoca dünyayı sindirmeyi,
    içimde durup da doymak bilmez yılan.

    süründüm arasında taşla çimenin
    aç, kıvrıla kıvrıla gittim durdum ya,
    her zamanki yemeğimi yemek için,
    sen yılanın yediği hey gidi dünya!
    1 ...
  26. 9.
  27. git benimle - git kendinle

    kapılıp da sanatıma, sözüme; böyle bir telaş!
    izleyeceksin beni ha, gelecek misin arkadaş?
    düş peşime de kendinin yollarını güvenle aş: -
    peki,hadi gel ardımdan - ama yavaş! ama yavaş!
    1 ...
  28. 8.
  29. dünya kurnazlığı

    ne dur bu kırlık alanda,
    ne de yükseklere sıvış!
    en güzeli bu dünyada,
    yarı yükseklerden bakış!
    1 ...
  30. 7.
  31. erdemliye

    erdemlerimiz tez ayaklı olmalı, dans etmeliler,
    homeros'un dizeleri gibi gelmeli ve gitmeliler!
    1 ...
  32. 6.
  33. muhabbet

    a. hasta mıydım aceb ben ? iyi mi oldum ?
    söyleyin hadi, kimmiş benim doktorum ?
    unutmuşumi olmuş bunlar bir zamanlar!

    b. asıl şimdi iyisin, doğru bu yorum:
    sağlıklıdır çünkü bütün unutanlar.
    1 ...
  34. 5.
  35. yılmadan

    neredeysen derinden derine kaz orayı!
    altındadır kuyu, isterse kimse görmesin!
    bırak da karanlık adamlar atsın narayı:
    "altında senin yalnızca cehennem var" desin!
    1 ...
  36. 4.
  37. mutluluğum

    araştırmaktan yorgun düşeli beri,
    öğrendim işte var gücümle bulmayı,
    rüzgar üstüme böyle geleli beri,
    bilirim her rüzgarda yelken açmayı.
    1 ...
  38. 3.
  39. 1. bölüm

    "şaka, hile ve öç" * * *
    alman manzumelerini açış
    (baştaki şiirler)

    çağrı

    tadına aşımın bir bakın!
    çok daha tatlanacak yarın
    bir görseniz öbür gün hele!
    daha da istersiniz, - buyrun
    neyim varsa eskiden solgun
    yepyeni olacak bundan böyle!
    1 ...
  40. 2.
  41. yalnızca deli! yalnızca şair

    işıksız havayla,
    ciyin avuntusu fışkırmışken
    yerin üzerine,
    görülmeden, işitilmeden
    -yumuşacık pabuçları ayağında
    avutucu çiyin, tıpkı bütün avuntuyla yumuşamışlar gibi-
    düşünsene bir, düşünsene; mangal yürek
    bir zamanlar nasıl da susamıştın,
    sarı çimenli patikalarda
    kem gözlü akşam güneşinin bakışları
    kararan ağaçların içinden çevresinde dolaşırken
    kör edici güneşin bakışları, acı verip sevinen.

    hakikatin damat namzedi - sen ha ? burun kıvırırlardı
    hayır! bir şair yalnızca!
    bir hayvan, hınzır, yırtıcı, sürüngen,
    bile bile, isteye isteye yalan,
    av ardında,
    alacalı bulacalı maskelenmiş,
    kendine maske,
    kendine av
    bu - hakikatin damat namzedi, hayret ?
    yalnızca deli! yalnızca şair!
    sadece cilalı laflar eden,
    deli maskelerinin ardına sinip de üfürerek konuşan,
    yalancı söz köprülerine tırmanan,
    yalancı gök kuşakları üzerinde
    sahte gökler arasında
    dolanıp kalan, sürünüp kalan-
    yalnızca deli! yalnızca şair!...

    ben de battım bir zamanlar,
    hakikat çılgınlığımdan aşağı,
    gün özleminden, gün yorgunluğundan,
    ışıktan rahatsız, aşağıya, akşama, gölgeye,
    düşmüş bir hakikatten
    içi yanık tutuşmuş
    - düşünsene bir, düşünsene mangal yürek
    nasıl da susamıştın ? -
    yasaklısıydım
    tüm hakikatin!
    ben yalnızca deli! yalnızca şair!...
    1 ...
  42. 1.
  43. nietzsche'den şen bilim. 1882'den günümüze. uludagsozluk.com aracılığıyla okurlarla buluşacak. spitneybears sorumlusu.

    edit: buradaki tek bir harf bile copy-paste değildir. gâyet kitabı açıp tek tek yazıyorum. internet denen okyanusta kar$ınıza ola ki çıkarsa tarihlere bir gözatın derim. bakalım kim daha önce yazmı$. sevgiler.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük