die frohliche wissenschaft

entry72 galeri0
    51.
  1. yasaya karşı

    bugünden asılmış da kıldandır ipi
    boynuma zamanın amansız saati;
    bugünden yıldızların nurlu dönüşü,
    durdu güneş, gölgeler, horoz ötüşü,
    ve ne gösteriyorsa bana zamanı,
    yok br seda, şimdi dildiz, sağır kör:
    doğa da ne varsa ses vermiyor bana
    yasanın ve saatin tiktaklarıyla.
    0 ...
  2. 52.
  3. bilge kelamı

    kalabalıkların uzağındayım, yine de yararlı,
    yol göstererek işte, kah güneşi kah bulutları -
    ama hep kalabalıklardan yüksekte olanları!
    0 ...
  4. 53.
  5. gitti kafa

    ne cin fikirli kadın, nasıl da böyle ince!
    delirtti yine adamı, adam onu sevince.
    afet öncesi, sahipti kafasına bu kişi:
    şeytan girdi kafasına - hayır, hayır! bir dişi!
    0 ...
  6. 54.
  7. sofuca dilekler

    "tüm anahtarlar birdenbire
    uçup ortadan kaybolmalı,
    ve her anahtar deliğine
    bir maymuncuk uydurulmalı!"
    hep böyle düşünür kesinkes
    herkes - maymuncuk olan herkes.
    0 ...
  8. 55.
  9. ayakla yazmak

    tek başlarına yazmasın artık ellerim:
    ayaklarım onlara katılsın isterim.
    ben bu sağlam, özgür, cesur ayaklarımla
    kah kırlarda koşuyorum, kah kağıtlarda.
    0 ...
  10. 56.
  11. "insanca, pek insanca: bir kitap"

    acılısın utangaç, bakınca geçmişe.
    güven geleceğe, kendine güvenince:
    ah, kuşum nesin sen kartal mı, su kuşu mu?
    yoksa minerva'nın sevgili baykuşu mu?
    0 ...
  12. 57.
  13. okuruma

    sağlam dişleriniz olsun, taş gibi mideniz -
    aşçı olan yazarınızın budur dileği!
    bir kez kitabı kolayca sindirirseniz,
    sindirirsiniz içinize kolayca beni!
    0 ...
  14. 58.
  15. gerçekçi ressam

    böyle başlanır: - "sanat, mutlak sadakattır doğaya!"
    doğayı aynen resimleyecek, bak sen, ressam bu ya!
    sonsuzdur oysa doğanın en, en küçük zerresi.
    ne hoşuna giderse onu yapar, yoktur çaresi.
    elbette yapabildiği resimler gider hoşuna!
    0 ...
  16. 59.
  17. şairin sattığı çalım

    çıkarın şu tutkalı bana, unutmadan
    o tutkala nice odunlar bulurum!
    dört saçma sapan uyaktaki anlamdan
    oluşur - işte benim bütün gururum!
    0 ...
  18. 60.
  19. seçici beğeni

    seçimlerinde insan özgürse eğer
    seçerim hemen, daha işin başında!
    dilediğimce cennette bir yer.
    daha doğrusu - kapısının dışında!
    0 ...
  20. 61.
  21. çarpık burun *
    burun bu, böbürlenip duruyor işte
    kabarıp geniişleyen delikleriyle -
    bundan dolayı sen boynuzsuz gergedan,
    sen küçük kibirli insancığım, davran!
    çoğu zaman böylesi dosdoğru kibir,
    ancak çarpık burunla birlikte gelir.
    0 ...
  22. 62.
  23. kalem çektiriyor

    çiziktirir de kalem: köpürür cehennem!
    yazmaya durdum, yazgılı mıyım yoksa ben? -
    korkmadan dolup çıkıyor, hokkayla kalem
    mürekkep kağıda oluk oluk akarken.
    koşarak çılgın yazıyorum dokunmuyor!
    çabalıyor, başarıyorum, durmuyor ki,
    yazım her nedense bir türlü okunmuyor -
    varsın olsun, yazdığımı kim okuyor ki?
    0 ...
  24. 63.
  25. yüksekliklerin insanı

    tırmanır yukarı, demek ki övülmeli!
    oysa her zaman tepeden iner diğeri!
    övgüden arınmış, övgünün değmediği
    bir yaşamda, çok çok ötede durur yeri!
    0 ...
  26. 64.
  27. kuşkucu söylüyor

    gitti işte yarısı yaşamının,
    devran döner, ruhun apansız titrer!
    çaresiz uzun uzun kıvranırsın
    arar bulamazsın, karar elden gider.
    gitti işte yarısı yaşamının:
    sarmış her yanını yanlış ve keder!
    gereği ne hala araştırmanın? - -
    bu: herşeyin altındaki temeller!
    0 ...
  28. 65.
  29. ecce homo *
    biliyorum nereliyim!
    bir doyumsuz ateşleyim
    yanıyorum için için.
    kavradığım ışık olur,
    ardımda küllerim kalır.
    ateşim ben böyle bilin!
    0 ...
  30. 66.
  31. yıldız ahlakı

    çoktandır dönerken üstünde yörüngenin,
    ne demek, ey yıldız, karanlık senin için?

    dönerken sen bahtiyar, aşarak zamanı!
    uzak dursun senden, tüm dertlerle sıkıntı!

    en uzak dünyalara ulaşsın ışığın:
    acımak çok günahtır, bundan sakınasın!

    tek buyruğu var ahlakının: saf kalasın!
    0 ...
  32. 67.
  33. 2. bölüm

    prens serseri kuşun * türküleri

    (ikinci basımda (1887), kitabın sonuna ek olarak konan şiirler)
    0 ...
  34. 68.
  35. goethe'ye

    ne varsa tüm kalıcı
    uydurduğun sadece!
    tam şair hınzırlığı
    tanrı denen bilmece...

    bu dönen dünya çarkı,
    sürekli yapılıyor:
    şans - diyor bed suratlı,
    hödükse - oyun - diyor...

    oyun dünyanın işi,
    katmış sapı samana: -
    ebedi hödük bizi
    getiriyor oyuna!...

    * faust'un ikinci bölümünün son dizeleriyle karşılaştırın.
    0 ...
  36. 69.
  37. şairin çağrısı

    gençken serinletmek için kendimi,
    oturdum ben bir dumanlı ormanda,
    tik sesi duydum, uzak bir tik sesi,
    zarif, ölçülü, uygun "tak" ardında.
    çıldıracaktım neydi bu ses neydi, -
    aradım hep aradım da vazgeçtim,
    sonunda karşısında şair gibi,
    tiktaklarla konuşmayı seçtim.

    ben de ne dizeler düzdüm anlayın,
    hece hece dans ettiler az sonra.
    bir güldüm bir güldüm ki sormayın
    gülmem sürdü tam on beş dakika.
    sen bir şair ha? şair, böyle sessiz?
    üşüttün mü kafayı yoksa bir an?
    - "evet efendim, bir şairsiniz siz"
    omuz silkip, söylendi ağaçkakan.

    kimi bekliyorum bu çalılıkta?
    soyup da kaçacağım birini mi?
    bir sözü, bir imgeyi karanlıkta,
    sessizce uyağımın yerini mi?
    koşan hoplayan ne varsa seçimsiz,
    gönderiliyor şiire doğrudan.
    - "evet efendim, bir şairsiniz siz"
    omuz silkip, söylendi ağaçkakan.

    uyaklar, oklar mı onlar, öldüren?
    nasıl da oynatırlar ne de titrek!
    gösterirler tüm güçlerini girerek!
    ah! ölüyorsun, bil işte çaresiz,
    sensin bu sersem sersem yalpalayan!
    - "evet efendim, bir şairsiniz siz"
    omuz silkip, söylendi ağaçkakan.

    çarpık söz kırıntısı çok acele,
    şiir sarhoş sözcükler kumkuması!
    satırtan satıra uçuyor hele
    tik taklar zincirinde uyak dansı,
    serserilerden misin merhametsiz?
    kötü müdür bu şairler her zaman?
    - "evet efendim, bir şairsiniz siz"
    omuz silkip, söylendi ağaçkakan.

    şaka mı bu, kuş? ettiğin alay mı?
    kafamı beğenmedin, kötüledin.
    kalbim daha da fena, kolay mı?
    köpür, coş, ey öfkem şiirle geldin.
    şair, uyaklar bul, sen, bitimsiz
    ey sen kızgın, kötü ve haklı olan.
    - "evet efendim, bir şairsiniz siz"
    omuz silkip, söylendi ağaçkakan.
    0 ...
  38. 70.
  39. güneyde

    astım da ağacın eğri bir dalına
    salıncakta yorgunluğumu salladım.
    bir kuşçuk çağırdı beni yuvasına,
    girip oturdum bayıldım havasına
    neredeyim? uzakta, çok uzaktayım!

    beyaz deniz uzanır gider uykuya,
    bir erguvan açıverir yelkenini.
    incir ağaçları, kale, liman, kaya,
    koyunlar meler idiller * * * etrafımda, -
    masum güney, durma koynuna al beni!

    bu mu hayat? - adım adım her şeyleri,
    gıdım gıdım olandır alman, bir bela!
    rüzgara "kaldır" dedim, "göklere beni",
    kuşlarla öğrendim uçup süzülmeyi, -
    güneye doğru uçtum deniz boyunca!

    akıl! çağın tatsız kapkara hamuru!
    vardıracak bizi hedefe yakında!
    uçarak öğrendim, alttaki çamuru, -
    şimdi cesaretim var kan ve özsuyu
    yeni bir yaşama, yeni bir oyuna...

    bilge derim bir başına düşünene,
    tek başına türkü çağıransa ebleh!
    sunacağım şarkımı beğeninize
    toplansın şimdi etrafımda sessizce
    eh kuşçuklar, sizi gidi kuşçuklar, eh!

    çok toy, çok yanlış, kışkırtmalarla dolu
    düşlerle göründü bana hep aşk yolu
    gençliğin tüm hazlarını sundu mu fakat?
    itiraf etmek zor - kuzey'e doğru,
    sevdim bir kancığı, korkuncun korkuncu:
    bu yaşlı cadının adı "hakikat"...
    0 ...
  40. 71.
  41. sofu beppa

    sofu olmanın ne zararı var,
    güzel görünsün bedenciğim de.
    biliriz tanrı kadını sever,
    en azından, kadıncık şirinse.
    kuşkusuz tanrı hemen affeder,
    dokunmaz garip keşişciğime.
    benimle olmaya hep can atar,
    diğer birçok keşiş gibi hem de.

    kilise babaları değil gri!
    hayır gençler, al al yanakları,
    yine de soluksa benizleri
    sebep: kıskançlık para darlığı.
    sevmem elden ayaktan düşeni,
    hiç sevmez tanrı da yaşlıları:
    ne muhteşem, bilgece, değil mi ?
    kurmuş işte düzenini tanrı!

    yüreği de, yüzü de denetler,
    kilise bilir keyif etmeyi.
    her zaman beni affeder, -
    evet, kendini affetmeyeni!
    kurular göz yaşını, diz çöker,
    yankılanır fısıltılı sesi,
    eski günahları hemen siler
    hazır olunca hep yenileri.

    şu dünyada hamd olsun tanrı'ya,
    o, güzel kadınları sevene,
    doluyken yüreği günahlarla,
    kendi kendisini affedene!
    sofu olmanın ne zararı var,
    tek güzel görünsün bedenim de:
    olunca düşkün, bitkin ihtiyar
    varsın şeytan dolsun her şeyime!
    0 ...
  42. 72.
  43. tek bir seferde copy/paste yapılmayarak Friedrich Nietzsche nin kemiklerini sızlatmış eseri.

    iki gündür cuk oturyyor allahım dayanamıyorum.

    (bkz: ahlaki değerlerin kaynakları açısından nietzsche)

    edit: kopipeyst olayı yanlızca bir yanlış anlama durumudur. kemikleri sızlamamış abinin.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük