didem madak

entry218 galeri23 video2
    191.
  1. Keşke keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım diye zaman zaman aklımdan geçirmeme sebep olmuş çiçekli şair.
    9 ...
  2. 190.
  3. çok değerli bir yazar sayesinde tanıdığım ses. tarif edecek kelimelerim yok gibi. ah'lar ağacı şiiri hâlâ bende bir yaradır. kapanmasına hiç izin vermeyeceğim.
    14 ...
  4. 189.
  5. 188.
  6. kelimelerle oynayışını özlediğim şairdir. eskileri okuyup "a/h!" keşke..." dedirtir. her sardunya sulayışımda aklıma gelen şu şiiri kimbilir kimlere neler anlatır.

    "şimdiden bir hatırasın
    açmışşa bir sardunya saksıda
    bütün (aşklar) paratneze alınsın
    bıraktım ellerimi,
    artık sana bunu yazsın mektuplar postaya takılırsa...
    ey aşk sen artık bu şarkılar kadar yaralısın."
    2 ...
  7. 187.
  8. Canım kızım, cehaletimden şair oldum… Annesizlikten. Sen sakın şair olma!
    5 ...
  9. 186.
  10. “...ben acılarımın başını
    evcimen telaşlarla okşadım bayım” dizelerinin sahibi genç yaşta kaybettiğimiz şair ve güzel kadın.

    bir dize ile yalnız bir hayatı değil, başka başka onlarca kadının başka başka hayatlarını bile aynı dizeyle özetleyebilecek kadar yetenekli kadın.
    0 ...
  11. 185.
  12. Artik buyu diyorlar bana
    Ekmegini salatanin suyuna banma
    Ben artik buyuyum Fusun
    Zengin evlerinde harry potter oldum bu yastan sonra
    Istanbul kargalari istanbul kadar kocaman
    Bagirmak denen bir adam saltanatini kurmus burada
    Bircok sarkinin ortasinda yururken istiklal caddesi
    Tomtom mahallesine tasiyor beni
    Ben yuruyorum Fusun cadde yuruyor
    Bir cadi oldugumu buradan anliyorum
    Hicbir takim tutmuyorum yildizlarin takimindan baska
    Bilirsin iste erkekler buyukayi, kadinlar kucuk cezve
    Bugun bir harf girdi atmosferime, tutustu ve yandi
    Siyah bir gelinlige benzeyecek bu siir
    Uzun kuyruklusundan

    Imgelerle yer degistiriyorum Fusun
    Siirin bir odasina uc yuz milyon verecegim
    Durmadan mazmunlara surgun gidiyorum olmuyor boyle
    Cumle kapilarin onunde kelimelerle bes-tas oynuyorum
    Karanlik sokaklardan biraz korkuyorum
    Ama korkmuyorum da esasinda.
    Pardon diyorum ayagima bastiginda dunya
    Saclarimin ucundan basliyor artik kirilma
    Kelimelerin tadina bakiyorum
    Zehrinden korktugum aci kelimeler yutuyorum yanlislikla

    Kahverengi bir delik aciyor sayfanin ortasinda
    Elimde tutugum sigara
    Ucu olmayan dize yakisiyor siire...
    3 ...
  13. 184.
  14. 13 yaşındayken kaybettiği annesiyle aynı yaşlarda ve aynı hastalıktan dünyadan göçen şanssız insan, hüzün duygusunun kadın şairi.
    Ne dolu ve ne buruk bir hayatmış onunkisi.. 13 yaşında annesiz kalır, hayatını desteksiz idame ettirmeye alışır. Bütün bunların arasında hukuk kazanır ve bitirir, bir avukatlık bürosu da mevcuttur..
    Kendi dünyadan göçtüğünde ise annesinin ismini verdiği kızı füsun neredeyse bebektir.
    izmirlidir.
    3 ...
  15. 183.
  16. 183.
  17. bugün doğmuş güzel insan. annesiz yaşamıştır ve maalesef ki kızı da onunla aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmıştır. çiçekli şiirler yazmıştır ve çiçekler içinde de uyumaktadır..
    4 ...
  18. 182.
  19. Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya:
    Olanlar oldu tanrım
    Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!

    -Ah’lar ağacı şiirinden.
    10 ...
  20. 181.
  21. ki kendim varmış maviş anne
    biri benmişim biri mutsuz
    ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
    dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al

    ben ölürsem mutsuza iyi bak!
    0 ...
  22. 180.
  23. Pollyanna’ya Mektuplar

    sevgili pollyanna,
    radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde,
    içimde dünyanın en eski kedisi
    eski bir sobanın yanında uyuyordu.
    çocuklar bir köşede
    yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı
    frenk elması da derler
    sarılı kahverengili bir meyve.
    annem işte öyle bir kadındı
    çocuklar gökyüzüne bakar sorardı:
    ay dede orada ne yapıyor anne?
    annem öldüğünde ay dede içimde
    yüzlük bir ampul gibi parçalandı.
    annem işte öyle bir kadındı
    aşure getiren çocuklara,
    teşekkür eder gibi yaşardı
    öldüğünde gül resimli bir takvim yaprağıydı
    1 ...
  24. 179.
  25. 178.
  26. ...

    Pollyanna,
    Sana göre insan profiterol yer gibi yaşamalı
    Bir çamur deryasının içinde
    Küçük mutluluk topları yakalamalı.
    Bense vücuduma şiirler saplıyorum durmadan
    Sen de bilirsin ya Allah
    Dayanabileceği kadar acı verirmiş insana.

    Geçen yazı
    Bir dut ağacının altında roman okuyarak geçirdim
    Dut taneleri düşerdi sayfalara
    Tıpkı tatlı bir yaz yağmuru gibi
    Büyük taneli tıpırtılarıyla
    Kendimi dut ağacının gölgesini yiyen
    Bir ipek böceğine benzetirdim.
    Ucuz teşbihler beyaz atlı prenslerdir Pollyanna
    Bir şiire gelir
    Ve onu bu hayattan kurtarırlar.

    Ah Pollyanna,
    içimde sanki hep aynı şarkıyı çalan bir laterna:
    Cancağızım basma perdeme bir çiçek de sen olsaydın
    Kaçarken yangın merdivenlerine
    Keşke grapon kağıtları assaydın.

    Polyanna'ya mektuplar

    Ne zaman çok şey söylemek istesem şiirlere sığınıyorum. Bu gece uykusuzluğumun şahidi sarı bir defterin son sayfalarına yazılmış bu şiir oldu. Bazı kadınların kelimelerden başka gidecek yeri yoktur.
    7 ...
  27. 177.
  28. ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi,
    tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.

    her yerde çokça yazılıp çizildiğinden eski etkisini yitirse de hala dokunuyor. küçükken en sevdiğim şeydi çokomel kağıtlarını biriktirmek. belki de o günlerdeki çocuk neşemle şu beton gibi yaşamımı kıyaslattığı için bu kadar dokunuyordur.
    6 ...
  29. 176.
  30. Sırf aynı okulun aynı bölümünden mezun olabilelim diye devam ediyorum okuluma.

    Dizeleriyle içimi ısıtan, acıtan, kıvıran, fırlatan şair.
    7 ...
  31. 175.
  32. 174.
  33. Bir zamanlar kendimi
    Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
    Kaç metredir benim yokluğum?
    Benden daha çok var sanmıştım.
    Benim yokluğumdan dünyaya
    Bir elbise çıkar sanmıştım.
    Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan
    Sonunda ben de alıştım.
    Ah...dedim sonra,
    Ah!
    8 ...
  34. 173.
  35. 172.
  36. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

    Alt katında uyumayı bir ranzanın

    Üst katında çocukluğum...

    Kağıttan gemiler yaptım kalbimden

    Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
    7 ...
  37. 171.
  38. Bayım; Bu gidişleriniz beni şair, sizi şiir yapar.

    inanma pencerelere bayım, Geceleri hepsi ayna oluyor.

    Şiir icabı bunlar hep, gerçek hayatta olmuyor.
    4 ...
  39. 170.
  40. bir haftadan kısa süre önce hakkında bir şeyler yazıp, sevgimi belirttiğim kadın şairlerimizden. vefatının 7. yılı, bizden gideli 7 yıl olmuş.

    umarım gittiğin yerde annene kavuşmuşsundur ve umarım artık çiçekli şiirler yazıyorsundur.

    (#39882105)
    4 ...
  41. 169.
  42. vefatının yedinci yılı bugün.

    kadın şair kelimesinin en nadide karşılığı idi.
    1 ...
  43. 168.
  44. didem madak, 2011'de daha 40 yaşındayken hayatını kaybeden, o kısacık ömrüne sığdırdığı acı dolu şiirlerini çoğu kişinin bilmediği, bize annesizliğin ağızda nasıl bir tat bıraktığını şiirlerinden hissettiren şair. küçük yaşta annesini kaybetmiş ve bu annesizliği onu buruk bir şair yapmış, "artık bütün üzgün oluşlarımın adı: anne." demiş. neredeyse şiirlerinin çoğunda annesinden bahsetmiş. sevgili anneciğim şiirinde şöyle diyor:

    "sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
    duvarlara hep senin resmini çiziyor
    dili geçmiş zamanda birçok resim,
    hep gülümsüyorsun
    aklının ortasında mavi bir yıldız varmış gibi
    ve o yıldız karanlık bir şubat akşamında
    durmadan soluyormuş gibi."

    annesinin adını kızına vermiş ve kızının, füsun'un, doğduğu günün, kendisinin doğum günü olduğunu söylemiş. kızı için bir de bir mektup yazmış.

    "canım kızım
    sana mektup yazacağım. çünkü artık başka bir şey yazamıyorum. bu konuda pek de dertli değilim doğrusunu istersen. sen bana belki bugüne kadar yazdığımdan başka türlü bir yazı yazmayı öğretirsin. kendimi bir sonbahar ağacı gibi hissediyorum. mutlu bir sonbahar ağacıyım ben. yere düşen yapraklarımı eğilip topluyorum. saçıma tutuyorum. bakın yakışmış mı diye soruyorum. sonra yaprakları havaya savuruyorum. ben iki kişilik bir kabilenin me isimli kölesiyim. çünkü sen acıktığında me diye ağlıyorsun ve bu ismimi seviyorum reis!

    canım kızım, cehaletimden şair oldum… annesizlikten. sen sakın şair olma!”

    en sevdiğim şiiri ise iris'in ölümü adlı şiiridir. "keşke ismim iris olsaydı, keşke ismim herkese
    sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı."

    "bugün kalbimi eski bir plak gibi
    öyle çok tersine çevirdim ki

    bazı şarkılar vardır
    cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
    uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
    deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır
    o zaman bir yavru yengece bakan
    insanların şarkısı olurdu o şarkının adı
    keşke ismim iris olsaydı
    keşke ismim herkese
    sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı

    bazı şarkılar vardır
    ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
    işte o ellerimle herkese
    çamurlu şiirler uzatsaydım
    hepsi çok kirli olsaydı tanrım

    bazı şarkılar vardır
    kırmızı akşamsefalarını anlatır
    karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını
    komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
    geceyi onlar bahçeye taşırdı
    ben ne zaman öleceğim tanrım
    sabah olunca mı
    keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
    irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
    ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
    şu odanın ortasında dursam
    saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım
    artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum

    bazı şarkılar vardır
    kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
    kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
    o şarkının adı
    ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
    keşke ismim iris olsaydı
    keşke ismimin bir anlamı olmasaydı

    herkes çıkarsın kalbini
    o çirkin mücevher sandığından
    ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım"

    umarım annene kavuşmuş ve artık çiçekli şiirler yazıyorsundur.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük