git gide daha fazla dibe vurdugunuzu, cabaladikca daha derine battiginizi hissedersiniz. tutunacak dal bulamazsiniz herkes ama herkes sizi yargilar, kinar. yok aga benden bi bok olmaz bosuna nefes aliyorum diye olmek istersiniz eger inancli biriyseniz tez vakitte canimi al diye yalim yalim yalvarirsiniz degilseniz kafadan intihara meyillisinizdir. hele bir vefat yasadiysaniz ustelik siz sorumluysaniz vicdan azabindan, sucluluk duygusundan huzura kavusamazsiniz icinizi, beyninizi kemirir durur.. size destek olmak isteyen sizi toparlamaya calisan sizin icin degerli, onemli, sonsuz sevgi saygi duydugunuz o ozel insani aileniz, akrabalariniz tanimadan etmeden yargiliyorsa sizi reddedecek kivama geldiyse kahrolursunuz. anneniz gozunuzun onunde gunden gune kotulesiyorsa o lanet boslugundan cekip cikaramiyorsaniz ustelik sizin konusma isteginizi surekli geri ceviriyorsa her allah'in gunu aglarsiniz artik dunya sizin icin yasanilacak gibi degildir.
birde bugun dogum gununuz ama sizin bu yasadiklariniz bir gun olsun pesinizi birakmiyorsa zombiden farkiniz yok.. allah hepimize sabirlar versin.
kredi kartı borçları, telefon faturası yurt parası vs. endişelerin arasında zaten uzamış olan okulu daha fazla uzatmamak için sabahlara kadar ders çalısınca insanın derin derin yaşadığı duygudur. bir de gelecek kaygısı eklendi mi tadından yenmez.
insanın bir köşeye çekilip kendini avutmaktan başka çaresi yoktur. inançlı biriyseniz , allahım neden dualarımı kabul etmiyorsun diye isyan etmenız olası. eğer inançsız biriyseniz , zaten her an ölebilirim anın tadını çıkarayım moduna geçmeye çalışayım dersiniz. Fakat insan psikoloji öyle menem bir şeydir ki , ne kadar mantıksal açıdan doğru tespitleride yapsanız , duygusal anlamda bir bok yiyemezsiniz.
bazen kendi açınızdan baktığınızda görmüş geçirmiş kültürlü biri olarak nitelediğiniz bir büyüğünüz veya arkadaşınızla dertleşirken , size bazı dizi veya filmlerin klişeleşmiş sahnelerinden örnekler verebilir;
- dibe vurmak bazen iyidir. en dibe batar sonra ayaklarınla kendini yukarı itersin ve en yukarı hızlıca çıkarsın.. buna benzer bir şeydi işte. *
benimde böyle hissettiğim çok zamanlar oldu. bazen kendinizi en dipte zannedersiniz fakat , size göre en dip olan yer başkasına göre öyle değildir ve derdinizi , sıkıntınızı küçümseyebilir.
size dibe vurma duygusundan kurtulmanız için benim tavsiyem* , kendinize rahat bir koltuk veya sandalye bulun. migrosta 59,90 a satılan içi bez olan balkon plaj sandalyesi çok makul bu durum için.
bu sandalyeyi odanızın en çok ışık gören köşesine yerleştirin ve güzel ve sürükleyici roman alıp okuyun bu sandalyede.
yanına kahve veya demli çay iyi gider. içiniz biraz rahatlar.
dertleriniz geçmeyecek bundan emin olun fakat bir süreliğine unutacağınızdan eminim.
bazı süreçlerde giderek artan duygudur. iş başvurularından sonuç alınamadıkça, o nefret ettiğiniz işte geçirdiğiniz her gün bu duyguyu körükler. bir gün her şey düzelecek şeklinde kendinizi telkin etseniz de hiç bir şeyin değişmemesi, kendinize olan bütün güveninizi yerle bir edebilir. yaver gidecek bir şansınız ve ensesi kalın referanslarınız olmadıkça bırakın ileriye gitmeyi, dibe çekildiğinizi hissetmemeniz mümkün olmayacaktır. ve bu lanet olası dip hiç bitmez.
Bir miktar bulunması halinde motivasyonun düşmesini ve dibe vurma hissini engellemesi yönünden ego ve özgüvenin gerekli olduğuna inanıyorum. Bu durumu yaşamamak için en iyi 2 araçtır ayrıca.
Her ne kadar en dipte olmasam da oldukça dip bir yerlerde olduğumdan azıcık tarif edeceğim. Sürekli gerginlik, erkeklerde nasıl oluyor bilmiyorum ama tam manasıyla sabahtan akşama kadar ağlama, ölmemek için zorla yemek yemeye çalışma ama boğazından zehir gibi inmesi, geceleri gerginlikten zor uykuya dalma ve sabah erkenden ufacık seste uyanıp daha uyuyamama, gece gerginlikten titreme, yalnızlıktan kendi kendinize yaslanmanız ve türlü derbederlikler... Ama iyi yanı da var. içten içe bu kadar dibe battık artık yukarı çıkarız heralde diye düşünüyorsunuz.