türçe ismi cinayet var olan hitchcock klasiği. aldatıldığını öğrenen kocanın karısını öldürme planları olarak özetleyebiliriz konuyu. hitchcock'un vazgeçilmez sarışınlarından grace kelly başrolde. ayrıca her filminde kendini göstermek özelliği olan yönetmenimizin filmin başındaki okul yemeği fotografında gözüktüğünü belirtelim.
alfred üstadın harikasıdır. müthiş zeka oyunları içeren harika bir film. tony'nin oyunculuğu mükemmel. grace kelly gibi bir güzelin de bu filmde yer alması kaliteyi daha da artırmış. dedektif amca ilk başta sinirimi bozdu, sonradan hulusi kentmen gibi tonton geldi. kısacası roman gibi bir film.
alfred hitchcock'un müthiş bir senaryoyu yine müthiş bir biçimde perdeye yansıttığı cinayet filmi. film frederick knott'un bir tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. ilk 20 dakikasında sleuth filmini andıran bir giriş yapsa da (sleuth filmi de tiyatrodan beyaz perdeye uyarlanmış bir klasiktir) daha sonra müthiş bir karmaşa ve akıl oyunlarına bırakır yerini.
yaklaşık 2 saat boyunca aynı mekanda geçip seyirci sıkmadan ekrana bağlamak müthiş bir kalem beceresi ister gerçekten. böyle müthiş bir yazar ve alfred hitchcock gibi bu türün dahisi bir yönetmenin ortak yapımı bir filmin de bir klasik olması gayet normal olmuş.
oyunun yazarı frederick knott'un sinemaya uyarlanan bir başka eseri wait until dark da bu filmi beğenenlere tavsiye edilir.
mükemmel cinayet yoktur, her daim arkanda bir iz bırakırsın temalı alfred hitchcock filmi. oyunculuklara gelirsek Ray Milland şahane.. soğukkanlı tavırlarıyla aslında paçayı kurtarmayı haketmiş ama filmler böyledir, asla kötüler kazanamaz.
eskiden ne film yapıyorlarmış be dedirten güzel bir alfred hitchcock filmidir. itiraf etmek gerekirse filmin başından sonuna kadar tony'i destekledim ve planı başarılı olsun yakayı ele vermesin diye dua ettim ama olmadı. benim ki klasik bir erkek tepkisiydi. adamın gözlerinin içine baka baka aldatan karısının ölmesini istedim lan. o olayın nefsi müdafaa olduğunu bildiğim halde o kadın ölsün istedim. işte burada yönetmenin, oyuncuların ve senaristlerin ustalığı konuşuyor. kendinizi aldatılan ve intikam almak isteyen bir adam yerine koyuyorsunuz. plan ortaya çıkar diye strese giriyorsunuz. lan ne acayip işler ya. *
Hitchcock’un zekice yazılmış gerilim dolu bir başyapıtı. izlerken her an bir hamle, bir tuzak hissiyatı yaratıyor. Dönemin atmosferini mükemmel şekilde yansıtan film, izleyiciyi sürekli bir 'sonraki ne olacak?' sorusuyla baş başa bırakıyor. Grace Kelly’nin zarafeti ve Ray Milland’ın soğukkanlılığı, filme derinlik katarken, Hitchcock'un ince ince işlediği detaylar gerilimi son dakikaya kadar yüksek tutuyor. Bir suç planının ne kadar ince düşünülmesi gerektiğini gösteren bu film, sinemanın gerilim türündeki en parlak örneklerinden biri.