gecenin bir yarısı aklıma nereden geldiğini bilmediğim, 90 ların başında bir yaz günü, kendisiyle ''e. honda'' yı tokat-tekme manyağı yaparken, annemin atari salonunu basması sonucunda, beni hondanın konumuna düşüren, street fighter ın unutulmaz karakterlerinden. anne min oklava darbeleriyle double k.o. aldığını da itiraf etmek istiyorum.
show tv'de bir dönem yayınlanmış street fighter programında katılan çocukların sıklıkla seçtiği karakter. zira bu karakteri seçtikten sonra telefon tuş takımıyla oynamanın verdiği latency handikapını yenmek mümkün oluyordu. sonrasında program yapımcıları olayın sömürülmesi üzerine dhalsim seçmek isteyen çocuklara "dhalsim bugün yorgun başka bir karakter seçin lütfen" dedirtmişlerdir.
Dhalsim, Street Fighter adlı video oyunundaki Hintli dövüşçü.
Dövüşçü, uzayan ayak ve kolları ile uzak dövüşte avantaj sağlamaktadır. Bunun yanında, ağzından çıkardığı ateş ile rakiplerini de yakabilmektedir(bu ateş aşagı+ileri+yumruk ile yapılmaktadır). Dhalsim Super Street Fighter IV'da da görülen bir karakterdir.
evimin altındaki ateri salonunda konsollardan yıllarca yukselen igrenc fil seslerinin sebebi olan ipnedir kendisi.
lan bir cumartesi, bir pazar uyuyamadım o anıran fil seslerinden.
diger bolumlerde rahatsızlık vericek ses yokken sanki konsol hatası gibi 160 desibel fil anırmalarıyla uyanmıstım yıllarca.
her sabah serengeti düzlüklerinde uyandığımı sanmama yol açmıştır.
sevmem bu dhalsım ipnesini o yuzden.
tiksinirim.
en acemi oyuncu tarafından bile 9 saniye'de perfect ile yenilebilir.
başına ne gelirse, eline koluna sahip olamaması sebebiyle gelir. elini kolunu uzatır, o el geri dönene kadar sen pataklayıverirsin elemanı.
ama hakkını vermek gerekir, kafayı kodumu şaşırıverir karşısındaki.
street figter serisinin bokunu çıkmasıyla birlikte dhalsım'ın da boku çıkmıştır, ken'in de ryu'nun da...