her ailenin temcit pilavı gibi tekrarlanan, sabit, eskimeyen dedikoduları vardır. artık her detayı öğrenmişsinizdir, aynı kelimelerle anlatıldığı için tek yanlış yapmadan harfiyen anlatabilirsiniz. ama yetmez. aile her biraraya geldiğinde aynı şeyleri tekrar dinlemeli, sıkıntıdan ölmelisinizdir. bahsedilen dedikodu kahramanları torun-torba sahibi olmuştur ancak yedikleri naneler zihinlerde genceciktir.
+ gülten yengen varya, dayının tüm servetini kuaförlere yedirdi, biliyomusun?
- biliyorum, teyze.
+ ama benim kardeşimde iş yok ki. şöyle bi çakıcak ağzına. kadın tüm parasını ailesine yedirdi
tık yok bizimkinde, şimdi o paralarla apartman sahibi olurdu bunlar, biliyomusun?
- bilmemmi.
+ oğluda kendi gibi zaten, yellozun. sen beni dinlemiyomusun?
- bilirim, bilirim.
-biliyor musun nihat ikinci karısından da ayrılmış.
-geçmiş olsun ikisinede.
-kız evlendiklerinde hamileydi, çocuk doğdu ayrıldılar tabi.
-anne ayıp ama kız annesine yakışıyor mu? başkasının kızı oda, ben aynısını yaşasam, evlenir evlenmez 9 ay sonra anne olup ayrılsam aynısını söylerlerse naparsın?
-sen benim kızımsın, kimse birşey diyemez sana.
-ah anne ah sen ve dedikoduların.
şeyin kızı bir adamla görülmüş babasıda hacı halbuki diye anne ile baba arasında geçen bir durum dur (bizzat arkadaşımın anne ve babasının konuşmasından alınmıştır).