insanın kendi içinde belki de verdiği en büyük mücadelelerden birisi olabilir ama hayatta her konuda olduğu gibi kabullenmeyi öğrendikten sonra değişimlerin gerekliliğini, gerekli olduğunu düşünmesek bile onunla yaşamak zorunda olduğunu bir şekilde içine sindiriyorsun...
çok zordur. örneğin futboldan bahsedelim. kalitesi bilinen ve tanınan kaç tane futbolcu geldi ligimize. doğru dürüst bir iz bırakmadan gittiler. olmadı. hak vermek gerekiyor ki kültürel farklılıklar, anlayışlar insanın ülke değişiminde sorunlar yaşamasına sebep olabiliyor.
mesela çoğumuz yurt dışı hayali kuruyoruz. ama şu an biri gelse bizi bir şekilde yurt dışındaki bir ülkeye götürse ne olduğunu anlayana kadar bir yıl geçer. en basitinden yemekleri düşünün.
bu açıdan zorluklar teşkil eden büyük bir sorundur.
mesela hayal edip istemek kolay... ya yapması ? ya bizim dışımızda gelişenler ?
örneğin tatile çıkıp kafa dinlemeyi planlıyordum. henüz yaz sezonu başlamadığı için fiyatlar uygundur diye düşünüyordum. araştırdım, hesapladım. gitmemeye karar verdim. bunda benim nasıl bir etkim olabilir ? ekonmiyi ben ayarlamıyorum. fiyat değişiminde söz hakkım yok.
dolayısıyla kontrol edemediğimiz etkenler de işin içine girince daha da zorlaşan durum.
zaten istediklerimizin gerçekleşmeyip istemediklerimizin zart zurt her yerden fırladığı bu saçma dünyada değişimi kabullenmek de insanın içinden gelmiyor. çünkü ne heves kalıyor ne de heyecan.