Konuş,
ağzını bağlayan dikenliteller engel değil.
Engel değil Nusaybin'li bir çiftçinin
komşu tarlalarda kendi diliyle söylenen
şarkıları dinlemesine
hiçbir şey engel değil.
Zindan engel değil
zulüm engel değil
ve dikenliteller
hiç engel değil.
Çiçekler nasıl yarıyor toprağın bağrını bak
benim çiçeğim zambak değil gül değil
mayınlı tarlada baharda açan
gelinciğe vurgunum
ve laledir onun adi benim dilimde
gelincik değil.
Kırmızı duvaklı sevdiğim benim
senin için ölume bile gitmedim değil.
Dikenlitellerden uzandım hani
ve elim erişti erişecek eline
jandarmalar ensemizdeymiş meğer
mermiler ayırdı benden yarimi
yaşadım bu kara sevdayı ben
hayal değil düş değil.
Nerden düştüm bu sevdaya öylemi
bunu söylemem ölüm bile engel değil.
Ben lalemin isyanına vurldum
çiğnenmemiş toprakları sevmesine vuruldum
özgürlüğe özgürlüğü sevmesine vuruldum
ehlileşmez boyun eğmez ısrarına vuruldum
ben lalemin her baharda yeni baştan isyanına vuruldum.
Zulmü kavramamış çocukluğumu
dönüp dönüp hatırlatmasına vuruldum
mayınlı tarlaları boyarken kullandiğım
boyam fırçam modelim olmasına vuruldum.
Yani bu dev aşkı gövertmem boşuna değil.
Konuş konuş senin susmana
toprak razı değil gök razı değil.
Bakabilirsen gözünün içine bak öksüzlerin
öldürse bu gözler öldürür seni
zındanlarda işkence çekmen değil.
Hayır bu yakıcı gözler susmana razı değil.
Hehey şairim zulmün topu tüfeği
senin şiirlerinden daha etkili değil.
Konuş mısra yağdır zulüm siperlerine
köşeye çekilip sinmek senin harcın değil.
Yerin göğün gürlek narasıdır sesin
bunca utanç arz için taşınası değil.
Haydi sür kelimelri kitabın namlusuna
isabet alan zalimin yarası iflah olası değil