Kusura bakma ama senin açacağın başlığı sikiyim . Ne güzel mışıl mışıl uyuyacaktım , içine sıçtın sıvadın . Gitti uyku , al mutlu musun ?
Velhasıl sadede gelelim :
Evet , 'yok olmak' eylemi . Ne kadar da ürkütücü değil mi ? Düşünün bakalım ; bir hayatınız var , yaşıyorsunuz , gülüyorsunuz , aşık oluyorsunuz , değer veriyorsunuz , iyi bir birey ya da dünyayı değiştirmiş bir insan oluyorsunuz . Bunların tam tersi birisi de olabilir hiçbir önemi yok . Ama gelin görün ki , sonra ne oluyor ? yok oluyorsunuz . Hiçbir anlam ifade etmeyen bir yok oluş . Bilinç , zaman , madde , hayal vb. hiçbir şey yok . boşluk , derin , karanlık ve nihai . Ürkütücü değil mi ? iliğinize kadar işleyen bir soğuk , daimi ve nihai . Sonra düşünüyorsunuz , düşünüyorsunuz . Bundan bir çıkış yolu arıyoruz , aramaya zorluyor beynimiz . Kendimizi bir şeye bağlama ihtiyacı hissediyoruz , varlığımızı destekleyen , yaşayabilen , bilinci yok olmayan bir şeye . Varoluşunuzu araştırıyorsunuz , Dünya'ya , Evrene , Fizyolojiye , Doğaya , her zerresine kadar bakıyorsunuz . Bu mükemmel sistem de bir yaratıcı olmalı diye düşünüyorsunuz , düşünüyoruz , tabii kimimiz . Bence olmalı , olmak zorunda . Bu bir bireyin kendini şartlandırması değil . Tam tersine , içindeki ışık . Adalet olmalı , hak olmalı , hürriyet olmalı . Eğer tam tersi mevzu bahis o zaman lanet evren sizce de fazla adaletsiz değil mi ? Sesleri duyar gibiyim . evet bence de fazla adaletsiz . Evet öleceğiz , bu su götürmez bir gerçek . Kabullenmekte zorlansak da , görmezden gelsek de belki dünyanın en salt gerçeği bu . Ama sonrası ? işte orası meçhul . Ama evet mantık , mantık ne der ? Şöyle der Albert Jacquard :
Girişiminin en sonuna kadar gitmek isteyen biri zorunlu olarak filozoftur.Gagarine şöyle demiş olabilir : ''Tanrı yok . Gökyüzünü dolaştum ve ona rastlamadım.''
Bu biraz bilim adamlarının ''mikroskopum Tanrı'nın varlığını bana göstermiyor'' dediği zamandaki durum gibidir.Bilim hiçbir zaman böyle kavramaları çağrıştırmayacaktır.
Benim için bilim , gerçeğe yaklaşmayı deneyen modellerin bir serisidir. Bu yüzyıl boyunca hiçbir zaman gerçeğe ulaşılamayacağını kanıtlamaktan mutlu olunabilir .
Kuantum fiziği belirsizliği kabul ediyor;Gödel'in teoremi bizi karasızlık kavramına götürüyor.Benim için bu , aynı zamanda filozof ve bilgin olan bir insanın düşüncesinin getirdiği şeyin bir parçasıdır.Hiçbir zaman mantık,hayal gücümüzü , anlamı olan ama ne yanlış , ne de doğru olduğunu kanıtlayamayacağımız tümceleri söyleme gücümüzü yok edemeyecektir.
Mantığın çabası sonuçsuzdur : Bilimin kendisi mantığın her şeyi kavrayamacağını kanıtlamıştır!
O yüzden benim demek istediğim şey ; Herkes kendi hayatını yaşamalı . inandığı şeylerle , kendi mantığıyla , kendi olgularıyla . Manevi değeri kendi aramalı , kendi yüklemeli , kendi keşfetmeli . Kaçınılmaz bir son varsa bunun bilincine ermeli . Elinden geldiğince bizden sonrakiler için yaşanacak bir dünya için çabalamalı , aydınlatmalı , aydınlanmalı . Narsizmin doruklarında yaşayıp , egosantrik düşüncelere bürünüp , bencilce hareket etmemeli . Bazı insanların büyük umut beslediği şeylerle ilgili kesin yargılarla da konuşulmamalı , hakir görülmemeli .
Hiçbir şey baki değil. Yazıyı okumadım. yaz babam yaz klasiği çıkıp sinirlerim zıplayabilir gerek yok. Okumayı da düşünmüyorum sanırım ama başlık itibariyle doğru önerme. Yok olur ise yok olur. Öbür dünyaya inanan biri için tamamen yok olmaz ama.
Geldiğim hale bak. ben ki yazıları okumayacağım.. sağ ol ya! --- okudum duramam. şaşırdım hatta ilk defa olabilir katıldım. Karşıdakinin değeri bizim biçtiğimiz kadardır lakin değersiz de kimse yoktur.
murphy kanunlarına göre evettir , bi şeye ne kadar çok sahip olmak isterseniz o derece şansınız azalır , umursamamak gerekir ki bu da iğğrenç bi paradox doğurur , umursamadıktan sonra gelmesinin hiç bi faydası yoktur , fuck society