şimdiye kadar izlediğim en iyi diziydi kesinlikle. kendimi buluyordum açıkcası bu herifte. yalnızlığı, yalnızlık içinde kendini var etmeye çalışması, kendi iç sesleri, analizleri her şeyi..
--spoiler--
"
Yalnız bir insan rolüne bürünmeyi seviyorum.Tamamen yalnız...Belki kıyamet sonrası, belki de bir salgın hastalıkta veya normal davranmamı gerektirecek herhangi birinin kalmadığı bir zamanda gerçek kimliğimi saklamaya gerek kalmayacak.Özgürlük öyle birşey olmalı.
Cadılar bayramını severim.Sadece benim değil, herkesin maske giydiği yılın tek günü.insanlar, kendilerini canavar yerine koymayı çok eğlenceli buluyorlar.Ben ise öyle olmadığım rolüne bürünerek hayatımı geçiriyorum.
Dram, gerilim, korku, gizem içerikli 2006 yapımı bir dizidir. Baş rolümüz Dexter Morgan, bir polis departmanında kan sıçrama analizi yapan fakat aslında öldürme içgüdüsüyle yanıp tutuşan bir seri katildir. Küçükken, abisiyle birlikte, annesinin gözleri önünde ölümüne tanık olduktan sonra öldürme içgüdüsünün oluştuğu varsayılmaktadır. Dexter'ın üvey babası olan Harry amcamız, onun bu sapkınlığını fark ederek kendince daha doğru bir yola teşvik eder. Böylece artık dexter sadece suçluları ve hak edenleri öldürecektir. Bir de öldürdüğü insanlara öldürmeden önce yaptığı pislikleri izletecektir.
Dizi de en iyi karakterlerden biri de dexter'ın üvey kardeşi olan Debra'dır. Ağzı bozuk, hiçbir şeyi önemsemeyen biridir.
Detaylardan çok fazla bahsetmek istemiyorum. Çünkü izlenilmesi gereken en iyi dizilerden biridir. Bu dizi, Dexter'ın dünyaya ve olaylara bakış açısıyla, çevresindekilere yaklaşımlarıyla, insanda gerçekten büyük bir etki bırakmaktadır.
Duygulardan arınmış bir insan...
Sizce böyle bir seri katil gerçekten var olsa, tecavüzcüleri, masum insanları öldürenleri bu şekilde cezalandırsa nasıl olurdu?..
Bugüne kadar izlediğim en güzel dizilerden biridir. Günde 6 7 bölüm izlediğimi bilirim. ilk sezonu pek sarmasa da 2. Sezonla birlikte adeta akıp gidiyor. izleyin pişman olmazsınız.
her ne kadar finali ile beni hayal kırıklığına uğratsada adamlar gerçekten mükemmel bir karakter yarattılar sırf bu yüzden bile tekrar seyredilmeye değen bi dizi.
bir dizi, bir kurgu bir insana bu kadar mı iyi gelir. tamamını iki defa izledim. spoiler vermeden diziyi kendimce yorumlamaya çalışacağım.
öncelikle hayattan sürekli tokat yemiş ve bu yediği tokatları kendi fiziksel yada psikolojik yumrukları ile savuşturamayan asosyal, ezilmiş ve özgüveni düşük olan kitleler için bu dizi ve bir kahraman olarak dexter kesinlikle bir terapidir. hepimiz üstesinden gelemeyeceğimiz bir haksızlık sonrasında hastalıklı hayaller kurarız. histerik iç çekişlerle haberlerde gördüğümüz faili bulunamayan tecavüzlerin, faili bilinmesine rağmen kılıç ve terazi taşıyan kadının hiç olduğu büyücek hırsızlıkların karşısında kendimizi adaletin üstünde bir güç olarak tasavvur ederiz kendimizi. dexter tam da bu hayallerin en karanlık yerine sızan ışıktır tabiri caizse. üvey evlatlarına karşı şefkatli bir baba, eşine karşı anlayışlı ve sevecen bir koca, üvey kardeşine rol model bir abi, işyerinde profesyonel bir karakter. buraya kadar izleyiciler için ideal bir tablo. fakat bu tablonun arkasında iç dünyası hesaplaşmalarla dolu bir dexter. yaşadığı ve üzerinde derin izler bırakan "o" tecrübeden sonra tam da bize ilaç gibi gelen o meşru olmayan adalet oluşu...
dexter'ın bıçağını bir kurbanına her indirişinde biz yaşlı bir kadına tecavüz eden aşağılık bir adamın sadece birkaç ay hapis yatarak kurtulacağını farkederiz. hukukun aslında ne kadar da delik deşik ve birçok yerinin noksan olduğunu görürüz. bazılarımız işyerindeki acımasız ve sinir bozucu patronunu gördüğünde dexter'ı da görür. adalet ihtiyacımızın ürünüdür bu yüzden dexter.
çok fazla mantık hatası olmasına rağmen kendini bu kadar izlettiren ve insanı içine çeken başka dizi yoktur. izlerken saçma sapan şeyler görüyorsun, bu kadar da olmaz, bunu nasıl açıklamadan geçiyolar falan diyosun ama hep diğer bölüme doğru elin kayıyor.
ilk 4 sezonu efsane sonraki sezonları dexter'ın kişiliğinden uzak bir dizidir. Fakat efsanedir 8 sezonuda nefessiz izlettirir. Finali boktur devamı gelicek havasındadır keşke gelse yala YALA
5. sezon finali ile baya beni ağlatan dizidir. ağlayan adam değilim ama gözüm doldu lan. hemde siktiğimin bi dizisine. hemde gavur dizisine.
--spoiler--
amk lumen'i seni, siktimin karısı! nasıl bıraktın gittin o adamı aq! nasıl bırakıp gidiyorsunuz aq? bugün seviyorum diyip, ertesi gün ben sikimin keyfine akarım mantığına dönüp nasıl sırt çeviriyorsunuz? sizin fıtratınızı sikeyim.
debra'nın dexter'ı yakalamaya an kaldığı sahnede üç buçuk attım aq. diziyi izlerken içimdeki ilkelin sesine kulak veriyorum resmen. içgüdüsel yaşam iyidir bence. ölelim öldürelim esnafa can verelim.
--spoiler--
efenim, dexter giyen insanlar ya maddi durumu gerçekten iyi olan kimselerdir ya da adana'lılardır veyahut her ikisi de olabilir, bilemeyiz. niye mi? incirlik amerikan hava üssünden bol bol dexter çıkarttırır esnaf ve de bunu amerikan pazarında uygun fiyatlara satar. sebebi budur işte. kısacası adana'ya geldiğinizde hemen her yağız delikanlının ayağında bir dexter görürsünüz gerçeğinden. üniversite yıllarımda, ayağındaki dexter'ı görüp tanıştığım bir adana'lı arkadaş da yok değildi:
-sa. adana'lısın galiba gardaş.
+as. he baba, nerden anladıng?
-dexterdang dayı.
+o eyvallah, ben rasim.
-ben atay, memnun oldum gardaş.