muhtemelen amirini eften püften bir sebepten kıl edip gümüşhane'ye sürülürdü. artık orada ne ederdi, o da ilginç birkaç bölüm oluştururdu. ya da oluşturmazdı; masa başında pineklerdi falan...
kesinlikle kurbandan önce serdiği şeffaf naylonlar yerine daha ekonomik olan kullanıp atmasına gerek olmayan muşamba kullanırdı. yıka yıka yeniden kullan. birde polis maaşıyla evinde klima olmayacağı için kanları biriktirdiği lamel lerin kutusunu soba borusunda saklardı.
-türk dexter, kendisine bir çok gönüllü çırak bulabilirdi. zira türk dexter, yaptığını asla gizleyemez, mutlaka alkışçılarını bulurdu. dexter morgan ise, "alkışlarla yaşamayan" bir abimizdir.
-türk dexter, "türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratlarına mütemadiyen mazhar olurdu. morgan ise bir bölümünde kendisini alkışlayanların arasından geçerken hayal görmüş olsa da, bunu kanıksayan biri değildir.
-türk dexter, kılıfına uydurulan yasalarla bir şekilde paçayı yırtabilirdi. asıl dexter ise, sağlamaya çalıştığı kendi adalet sistemince hapislerde çürürdü.
-türk dexter, muhtemelen jitem, ergenekon gibi derin oluşumlar tarafından kullanılırdı. asıl dexter ise, sadece kendisine -eh biraz da babasının öğretilerine- çalışan kişiliktir...
mütemadiyen, destere nerde amına koyayim ya ben bu evde koyduğum şeyi yerinde bulamayacak mıyım lan karı... bağırışlarıyla evin altını üstüne getirirdi.
o parıl parıl aletlerin yerine bir adet satır, 2 adet ustura, 4 yedek jilet, 1 adet kasatura, ve bir adet ufak boy keser olurdu. aletleri gazete kağıdıyla dezenfekte eder, sırt çantasında taşırdı.