osmanlıda farklı dine mensup çocukların alınıp okutulması ve onlara türk - islam kültürü kazandırılması temeline dayanan kavramdır. bu sistemle yetişen çocuklar devletin en alt kademesinden başlayıp çalıştıkça yükselme hakkına sahiptirler. hatta osmanlının büyük güçlerinden biri olan yeniçerilerde devşirme kökenine sahiplerdi.doğru uygulandığı zaman zarfında osmanlıya olumlu etki yaratmış fakat bozunmalar meydana gelince olumsuzluklarla karşılaşılmış sistemdir.
bu entryi yazarken ne kadder sinirliyim, ne kadder depreşik bir haldeyim, bilemezsiniz.
şimdi efendim ismi lüzumsuz bir kardeşimiz bilgisizliğin verdiği cesaretle ki bu (bkz: cahil cesareti) olur, bir takım lakırdılar etmişti. for example;
''osmanlı denen allahsız takımı, fethettiği yerlerden çocukları elma toplar gibi toplardı. anaları ağlatır, bununla da yetinmez babaları hadım ederdi''
vay babanıskim sayın seyirci !?!
osmanlı denen cihan devleti sizce dut toplar gibi kendine yönetici toplar mı ?
bence hayır.
osmanlı denen ve hoşgörü ile birlikte anılan cihan devleti bu allahsızlığı yapar mı ?
yine hayır.
osmanlı fethettiği yerlerdeki çocukları lök lök toplamaz -ki bunun sebebi o çocukların enderun da yetiştirilip yönetici olabilmesidir. (bkz: sokullu)
osmanlı feth ettiği yerlerde her 3-4 yılda bir devşirme alımını açar, çocuklarını vermek isteyen ailelerden çocuk alırdı.
diyebilirsiniz ki; '' ulan millet çocuğunu neden versin ?''
çocuğunu veren aileye büyük izzet, büyük ikram gösterilirdi, tabi nakit kısmını da atlamamak gerek.
kaldı ki verilen çocuğun da hayatı kurtulurdu.
yine dediğim gibi bu çocuklar zorla alınmazdı, her 3-4 yılda bir padişah yeniçeri ocağına veya enderuna devşirme alacağını beyan ederdi, her 40 haneden en fazla 1 erkek çocuk alınırdı.
ayrıca tek erkek evladı olan aileden çocuk alınmaz, eli yüzü düzgün zeki çocuklar seçilirdi.
tabi gönüllü olan ailelerden.
not: ha bi de şehirlilerden hiç çocuk alınmaz, onu da unutmamak gerek.
efendim dediğim gibi olay bundan ibaret, hayvanlar gibi çocuk toplanmaz yani. ayıptır, günahtır osmanlıya bok atıcaz diye cehaletinizi dışa vurmayınız.
Alışmaya başlıyorum artık
içimdeki her şeyin yeni yerine
Bir salonun yüzünü değiştirir gibi
Yerlerini değiştiriyorum alışkanlıklarımın
Bağlılıklarımın
Tutunduklarımı bırakmak ne tuhafmış ve ne müthiş
Taş sokakta çırılçıplak kalmakmış benzeri.
Soyulmuş değilim, soyunmuşum bu kez,
Bilerek, isteyerek
Evime giden merdivenleri çıkarken
Dayanmıyorum artık tırabzanlara
Yolda yürürken sevdiğimin elini bırakıyorum sıklıkla,
Sigaralarımı artık büfeden kendim alıyorum ve saymıyorum kaç tane içtiğimi
Bir; tabak yemek pişiriyorum her gece
Yatağımdaki yastıkların tekinin kılıfını değiştiriyorum haftada bir
Bir veriyorsam yine bir alıyorum
Sevdiğim şarkıları ve sadece benim sevdiklerimi dinliyorum gece rakımı içerken
Ve artık duble içmiyorum içkimi
Tek, sek.
Sevdiğime “sevgilim” demeyi bırakalı olmuş bir zaman
Sevdiğimi bile söylemiyorum ve içimde tutuyorum tamlamalarımı
Ve belki de sevemiyorumdur eskisi kadar, eskisi gibi, esirmişim gibi
Çayıma ve kahveme attığım iki şekeri üçe çıkartıyorum
Bıraktığım iki kiloyu bedenimde bir yerlere yeniden oturtuyorum
Şarkıları sonuna kadar dinlemiyor hızlıca diğerine ve diğerine geçiyorum
Doymayı unutuyorum
Üşümekten korkmayı bırakmışım bile
Sokaklardayım yine ve hep ve illa!
ve soğuk olsa da hava, kapılarda içecek bir sigaram oluyor cebimde
ve anahtarlarımı cebimde değil de çantamda saklıyorum artık
efendim; diyerek açmıyorum telefonları
Kimse efendim değil; öğreniyorum.
Heyecanlanamıyorum çocukluğumdaki gibi
Canlanamıyorum da
Geç gidiyorum erken gidilmesi gereken yerlere
Gerilerde kalarak izliyorum sevdiğim adamın şarkılarını
Saçlarımı da açmıyorum eskisi kadar
Ama yine de küçük bir çiçek tutturmayı ihmal etmiyorum üzerimde bir yerlere
Kızmıyorum kimseye
Anlıyorum,
Çünkü biliyorum kendimdeki eksiği de
Ve eksiğiyle seviyorum o her kimse
Uzun cümleler kurmayı bırakamıyorum bir tek
Anlattıklarım hala yorucu, hala dar
Öğrenmem için vaktin gereğinin algısındayım
Ve kapanamıyor bir türlü deli açık algılarım
Yalanlar söylemeye yeni başlıyorum
Her gün, çalışır gibi, alışır gibi,
Yeni yalanlar uyduruyorum
Ve inanmayı da elden bırakmıyorum
Bir tek üzerimdeki kokuyu değiştiremiyorum
Bir vazgeçemediği olmalıymış devşirmenin
Bir mahfuzu
Benim de seçtiğim,
Kokum oluyor
Hiç duyamadığım
osmanlı idaresinde yaşayan veya esir düşen hristiyan cocukların devlete kazandırılabilmesi amacıyla müslüman yapılmasıdır. fakat bu devşirmelerin bazıları hayatları boyunca müslüman görünüp hrıstiyan kalmışlar ve müslümanlara çok katı davranmışlardır.
(bkz: türkiye neden böyle)