ATATÜRK'un alti ilkesinden biri.
cagin gerisinde kalmis osmanli'nin hantal politik, toplumsal, sosyal ve kulturel sistemini, devrimlerle gunun muasir uygarliklari seviyesinin ' ÜSTÜNE ' cikarmayi amaclar.
evcilik gibi bir oyun olduğunu düşünenler tarafından barlarda yapılan ve gecelik insanları kurtarma metodlarını inceleyen bilimsellikten uzaklaşan kelime.
doğru anlamda kullanıldığında var olan sistemler tarafından yasaklı ilan edilen.
bağnazlaşmış , geleneksel kurum ve kuruluşların , geleneksel yaşam şeklinin , artık işlevini yitirmiş her tür biçimin ve düzenin modern olanları ile yenilenmesi ilkesidir .
eski sistemi yıkıp yeni bir sistem kurmak manasına gelir. atatürk ilkelerinin korunmasını ve çağın gereklerine göre yenilenmesini öngörür. amaç; türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne taşımaktır.
denizlerden sonra ki devrimcilerin türk bayrağı yerine rusyada komünizm var onu örnek alıyoruz diye eylemlerde rus bayrağı açtıktan sonra ölen kavram!!!...
Kör yüreklerin,sağır gözlerin göremediğini,işitemediğini işitmektir aslında
Bir rüzgardır aslında,karşısına çıkmaya cesaret edenin hissedebildiği
Aşmaktır dogmaları,kırmaktır zincirleri
Gücünle değil aklınla,Kaslarınla değil yüreğinle
Bir kuş olabilmektir,uçmayı oğrenmektir sonsuzluğa
devletin kendi kurumlarının, yıllar yılı öcüymüş gibi çekindiği, atatürk ilkelerini yeni nesillere aktarırken dile getirimekte en çok zorlandığı, sistem kaygıları ve korkular nedeni ile bahsi geçtiğinde sempatikleştirmek ve esnetmek adına kenarına çiçekli, kelebekli, süslemeli çerçeveler çizdiği, oysa türkiye cumhuriyetinin temel direğini oluşturan çıkış, noktası sayılan ilkedir.
devrim kavramında algılamalarda farklılıklar olabilir fakat devrimcilik ilkesinde devrime yüklenen anlam sürekli yenilenme, gelişme ve devinimdir. türkiye cumhuriyeti ve türk ulusunu yüceltmek için gerekli olan inkılabsa devrimcilik ilkesi inkılabtır. türkiye cumhuriyeti ve türk ulusunu yüceltmek için gerekli olan ihtilalse devrimcilik ihtilaldır. yani devrimcilik ilkesine göre "söz konusu vatansa gerisi teferruattır".
birinci dünya savaşı ve sonrası verilen mücadele de türk ulusunu, içine düştüğü vahim durumdan kurtarıp, kültürel, ekonomik, toplumsal, siyasal düzeyde dünyada mevcut olan kurulu güç sisteminin kölesi olmaktan kurtarıp bir parçası haline getirmeyi hedefleyen doğrultuda atılan adımlar devrimcilik ilkesi ile sağlanmıştır.
gerçi bu mücadele ile kazanılan tüm ulusal ve uluslararası değerlerin tamamı, kendi kişisel çıkarları uğruna siyesilerin devrimcilikten ödün vermeleri nedeni ile kapalı kapılar ardında masa başlarında yapılan pazarlıklar ile kaybedilmiş ve satılmıştır.
devrim her zaman kötü gidişatı bertaraf etmek adına zorba yöntemler kullanmak değildir. devrim çoğu zaman reformla örtüştürülmelidir. bırakın ihtilali, reformu bile kendi tekerine sokulan çomak olarak algılayanlar tarafından filizlenip yeşeren körpe çınar fidanı, zilinden sökülmeye çalışılmakta hatta sökülmüş bulunmaktadır.
(bkz: kültürel devrim)
(bkz: toplumsal devrim)
(bkz: siyasal devrim)
(bkz: ekonomik devrim)
Atatürk, kendi ana düşünce ve eylemlerine uygun olarak devrimi şöyle tanımlamaktadır:
"Türk Ulusu'nu, son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak, yerlerine ulusun en yüksek uygarlık gereksinimlerine uygun olarak ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları kurmuş olmaktır.
- lan ben devrimci oldum ha!
+ yapma yaa, ne yapalım peki?
- hadi gel devrim yapalım.
+ s'tr et lan. elindekine sahip çıkamayan yenisiyle ne halt edecek?
- nasıl yani?
+ lan olum sen atatürk devrimlerine sahip çıkabildin mi?
- yok lan. kaptırdık valla.
+ lan olum siz devrim yapıp yenisini de kaptırırsınız.
- hakkan lan. peki eksiğimiz nerede bizim?
+ egonuz çok kuvvetli. devrim için beslediğiniz duyguları bastırıyor.
- ee?
+ fraksiyonlara bölünüyorsunuz, biri birinize düşüyorsunuz.
- ee?
+ ama ümmetçi takımı öyle mi? sadece bir adet liderleri var. hepsi ona puta tapar gibi tapıyor. bölünmek bir yana sözünden çıkmıyor ve allah'a şirk koşup o adama bağlanıyorlar.
- yani birlik halinde durup karşımızda set oluşturuyorlar.
+ etten ve kemikten bir set.
- ama böyle bir duruşun mantığı yok. dayandığı geçerli bir felsefesi de yok. baştaki ne derse ona göre hareket eden bir takıp et parçaları bunlar. insan olmakla bağdaşmıyor bu.
+ çünkü sadece devrimin sürekliliğini korumak insanlıkla bağdaşır. yapılanı beğenmeyip yenisini istemekle, yapılanın devamını ve gelişimini engellemek arasında ne fark var? ikisi de insan için yapılanın ağzına sıçmak değil mi?
devrimcilik, sorumluluk ister.
eylem ve düşüncelerinde sorumluluk duymayan devrimci emekçi sınıf ve tabakalarda kök salamaz eninde sonunda bir küçük burjuva anarşisti olarak emekçi yığınlarından ayrılır.
özellikle solcu ve komünist tayfanın inkılapçılık ilkesine verdiği ad. çok severler bu sıfatı. ama altı oktan biri olan bu ilke gomanistlerin devrimciliği gibi ülkeyi peşkeş çektirmeyi planlamaz, milliyetçidir, ilericidir, türk milletinin çıkarınadır.
diğer adı inkılapçılık da olan atatürk ilkesidir. ne yazık ki bazı kardeşlerimiz inkilapçılık diye telaffuz etmektedir bu kelimeyi. şuna dikkat edilmelidir ki;