hangi devrimi yaptılarda devrimci oldular diye insanın sorası gelir.bakıldığında devrimciyik diye gezinenlerin aslında belli bir devinimde kaybolup gidenlerden oluştuğunu görülecektir. ezber bozmak isterken belli ezberlere boğulmuşlardır. anarşizmle vandalizm arasında gidip gelen bu yönüyle kimi zaman şeytan diye tabir ettikleri faşizmin melekleri olan bir güruh. asıl sorun onlara kim üzülecek?
bunlar nihilist bir yapıda yok olup gidecekler özetle. şehitlik ise başka ölümsüzlükle eş anlamlı
Atatürk'ün büyük Türk devriminin mazlum torunları şimdilerde amerikan sermayesi uğruna dağlarda kahpe kurşunların önüne atılırken, amerikan yalakası "muhafazakar" -her boku veriyorlar satıyorlar ama artık neyi muhafaza ediyorlarsa- kesimin it gibi korktukları gerçek devrimcilere bok atmak için uydurdukları yalandır.
En çok devrimciler üzülür bu vatanın aslan gibi gencecik evlatlarına. Öyle Amerikalarda ağlamaklı vidyolar çekip reklam yapmakla olmaz üzülmüş numarası yapmak kaypaklıktır.
sap yiyip saman sıçmaktır. hümanist görünüp ideolojiye saplanmaktır.
fakat; "diğerlerinden çok o haketmişti" lafı nasıl bir edepsizliktir? hangisi haketti? ayrıca aziz nesin' in yakılmayı haketmesi nasıl oluyor acaba, bir insanın diri diri yakılmayı haketmesi ne demektir, kim verebilirir bunun kararını, hangi faninin haddinedir bu? işte bu da sap yiyip saman sıçmaktır. birine bok atarken, tükürdüğünü yalamaktır.
sivas' ta yananları konuşmalarından şikayet etmek de ne demektir? tamam ikisini de konuşsunlar demek ayrı, ben ikisine de üzülüyorum ama acı karşılaştırılır mı, acı kıskanılır mı bre?
atatürk devrimleri ile kurulan cumhuriyetimizin bekası için canını veren yiğitler devrim şehidi değil mi? boşver onlar peygamber katında şehitler yurdundalar devrimin senin olsun...
şehidlerin devrim şehidi olmayışından dolayıdır.
aynı devrimciler filistin'de savaşmış olmakla muhafazakar kesime gözünü dikmektedir. ama aynı dönemde çeçenlerin tepesinde de bir moskof zulmü vardı. neden oraya gitmediler ola ki? devrim yolunda dökülen kan mübahtır onlara göre.