her ne kadar savunmasam da- mecarecalıkları, sekterlikleri ve yanlış zamanda yanlış işler yaparak kendi davalarına ihanet etmeleri nedeniyle- komünizm i anlamayanların mümkün olduğunca eleştirmemesi gereken illegal örgüt. zira bilgisizlikten geçilmiyor ortam, sonra " uludağsözlük neden kalitesiz" diye bik bik ötüyoruz orda burda.
abdullah çatlı kurucularından Dursun Karataş'ın peşine düşmüş fakat başarılı olamamıştır.
Haluk Kırcı ifadesinde şöyle diyor:
"(...) Bir süre sonra Çatlı Ankara'ya çağrıldı. Burada, Korkut Eken kendisine, yurtdışında görev teklif etmiş, o da kabul etmiş. Bu görevlendirmeden Mehmet Ağar'ın haberi vardı. Çatlı 94 ve 95 yıllarında, Mehmet Özbay kimliği ile Almanya, Fransa, Belçika, Macaristan, Hollanda ve Yunanistan'a gitti. PKK'lı Ali Sapan, Kani Yılmaz ile DHKP-C'li Dursun Karataş ile ilgili istihbari faaliyetlerde bulundu. Kendisine eski arkadaşları, Ethem Kıskıs (Balgat katliamı sanığı) , Kürşat Poyraz (Bahçelievler katliamı sanığı) , Rıfat Yıldırım (Doç. Bedrettin Cömert'in katili) yardımcı oldu. Raporlarını Ankara'ya, Korkut Eken'e iletiyordu."
mahir çayan'ın kurduğu thkp-c'nin devamı olma iddiasında olan dev-yol'u basit hatlarıyla politikleşmiş askeri savaş stratejisi (pass) uygulamadığı, illegaliteden uzaklaştığı savlarıyla eleştirip ayrılan, dursun karataş, bedri yağan gibi isimlerin liderliğinde kurulan örgüt.
12 Eylül'ün atadığı başbakannihat erim'i öldürerek, türkiye tarihinde ilk defa bir başbakanın suikastle öldürülmesi eylemine imza atmıştır. bir başka ses getiren suikasti hiram abas'ın öldürülmesidir. yine gün sazak'da dev-sol tarafından öldürülmüştür.
örgütün lider kadrosundan sinan kukul, bedrettin yağan ve sabahat karataş çeşitli tarihlerde, istanbul'da, polisin yaptığı ev baskınları sonucunda öldürülmüş, bu baskınların ihbarının dursun karataş tarafından yapıldığı iddia edilmişti. hala da bu yönlü tartışmalar çeşitli sol dergilerde yer alabilmektedir.
30 mart 1994'te partileşme sürecine girerek adını devrimci halk kurtuluş partisi-cephesi (dhkp-c)olarak değiştirmiş, 1996'dan itibaren kendini ideolojik olarak yenileyememesi, politika üretememesi ve ölüm oruçlarına saplanıp kalmasıyla birlikte eski görkemli günlerinden uzaklaşmaya başlamıştır.
kuram olarak, mevcut statükoyu bir devrimle yıkıp yerine sol ideolojinin türüne göre yenisini inşa etmeyi hedefleyen akım. objektif anlamda devrimci olmayan, mevcut düzen içinde sol bir siyaset yürüten, sert bir devrimden çok revizyonlarla mevcut durumu değiştirmeye çalışan akımlar da mevcuttur. sosyal demokrat hareketler, sendikalist hareketler, avrupa tipi sosyalist partiler gibi.
bir zamanlar çok güzel bir rüyanın yiğitleriydiler. bir dev-yolcu ile bir dev-solcunun karşılaşmaları çok hüzünlü oluyor, dev-solcu yaramazlık yapmış kardeşine hafif kızmış ama sevecen bir abi edası ile bakıyor. bunu hep yaşıyorum. o rüyayı paylaşamadık da mı gitti yoksa, "" iyi örgütlenemdiğimiz için gelecek kuşakların" hatrına mı üzüntüm bilemiyorum artık.
ortada bir dev-sol olmayınca, arkadan uluyan çakalları da normal karşılıyorum artık, eskiden adından bile korkarlardı, saklanacak delik beğenemezlerdi.
yine de ezen/ezilen çelişkisi oldukça küllerin arasından çıkmaya hazırlar.