devrimci parayı görene kadar devrimcidir demiş birisi. bu konuda haklı olabilirliğini kanıtlayan devrimciler mevcuttur. madem bir davanın peşinde ömrünü geçireceksin davana az saygın olsun yoldaş. *
giyer efendim. bal gibi giyer, halk için halk tarafından var edilmiş bir devlet veya komün ayakkabı üretip halka dağıtmadığı sürece giyer. pazardan aldığı ayakkabı ile mağazadan aldığı ayakkabı arasında sermayesel hiçbir fark yoktur. devrimci hem global hem yerel sermaye karşıtıdır, aralarındaki organik bağın farkındadır. hangisi canı isterse onu giyer. canı nerde yemek yemek isterse orda yemek yer. yeri geldimi orayı da bir güzel taşlar. birbirini iten durumlar değildir bunlar. lütfen bakış açımızı değiştirelim, genişletelim.
bu önermeye varmadan önce mümkün olabilecek diyalog ;
+ah şu devrimciler ne de güzel savunuyor kendilerini, kaliteli giyinmeliyiz ühühü.
-ama abi sonra kızlar bakmıyor bize.
+lan oğlum nasıl dava adamısın emperyalizmin iti haline gelmişsin kızlara hava atacam diye, sonra ben devrimciyim. yaşasın marksizim ayakları çekiyorsun.
-haklısın abi benden bir b*k olmaz.
+ haklıyım tabi hani köylüler işçiler baş tacınızdı sizin, onların hakları sizin için önemliydi ya şimdi niye onları görünce yüzünüz buruşuyor. pis köylüler, ameleler diyorsunuz ya sizden iyi amele olmaz lan hemde karaktersiz amele.
anlatımda sembolizmi düstur edinmiş kimse cümlesi .marka,kalitesi itibarıyla, daha rahat devrim yapmak için doğru bir tercih olabilir aslında. sanırım komüncüleri hafife almışız, sandığımızdan daha zeki gibiler.
Faşistlerin sırf içlerini rahatlatmak için uydurduğu bahanelerdendir.
Efendim nike giymesin de kinetix mi giysin? Çok mu farkeder?
Açın gözlerinizi artık. Kapitalizmi bitirme şansımız yok ama kapitalizmi büyütme şansımız da yok.
Kaliteli yemek kaliteli giymek suç olmuş.
