Siyasiler, yoneticiler kendilerini efendi bizi kole yerine koydu sikimsonik vaatlerle bizi kandirdi kendi sikine gore saray yapti bina dikti zaman geldi rusvet verdi halkin emegini hice saydi halki esitlemeye ve durumunu adalet konumuna getirmeye calismadi zaman geldi basi sikisinca biz kandirildik halk teroristtir dedi herkesi fetocu ilan edip iceri atti hep kendi cebini menfaatini dusundu halki vergilerle surundu de surundu.
Amina koyim hala sacmasapan bos islerle oyalaniyorsunuz su salak insanlara prim vermeyin sesinizi cikartin azcik yeter be
--spoiler--
Devrim,bir akşam yemeği değildir
Devrim,bir edebi eser değildir
Devrim,incelikle yapılmış bir nakış değildir
Devrim,bir şiddet eylemidir.
--spoiler--
mao'nun sözüdür ama ben gui la testa'yı izlediğimde duymuştum gayet güzel bir betimleme.
ayrıca devrim kelimesi duyulunca bizim ülkemizde nedense sosyalist/komunist bir devrim gelir.
atatürk de bir devrimcidir, ismail enver bey de hatta fatih sultan mehmet de.
insan tarihinde son 1000 yılda üç devrim oldu. Birincisi kopernik devrimi, ikincisi darwin devrimi, üçüncüsü freud ve jung devrimi. Birincisinde dünyanın yüceliği dogmasını yıkan insan ikincisinde kendi yüceliği dogmasını yıkmıştır. Bu dogmanın yıkılışının ardındaki süreçte biz hala yeni bir ruh arayışındaydık, biz işte bu yeni ruh arayışında üçüncü devrimi yaşadık. Bizi başka deryalara savurdu bu üçüncü devrim. Diyor ki insan aklı başında değildir, bir çok türün davranışının karmakarışık hale gelmiş, insan rasyonel davranamaz, saldırgan, bencil, rasyonelitesinin kökeni bile olmayan, haz düşkünü bir yaratık..
Yani yaratılan üç devrim neticede rasyonelitenin yokluğuyla karşı karşıya getirmiştir bizi. insan haysiyetine yaraşmayan bir hayat, insan ruhuna boş gelen bir var oluş.
işte günümüzdü, postmodernizmin keyfekeder var oluş serüveninde dışsal kaynakların artık yetersiz kaldığının farkıyla birlikte insan asıl kendi şahsiyetini yaratan şeyin haz ve hız olmadığını, ilerleme olduğunu, çalışma olduğunu fark etme mecburiyeti içinde bulacak kendini. Ve insan bu aydınlanmayı yaşadığında maymundan insana kadar olan süreç bitmiş olacak; şimdi sırada insandan insan üstüne olan süreç, yeni bir ruh, yeni bir beden, yeni bir var oluş biçimi, yeni üretim dinamikleri, yeni hukuk, yeni felsefe, yeni sanat ve hepsinin ötesinde hepsine önderlik edecek olan yeni bilginin çağı.
Atatürkün emriyle dilde tasfiyeye gidilmesi üzerine türk dil kurumu arapça kalb kökünden gelen birşeyi yıkmak devirmek anlamına gelen inkilab kelimesinin karışılığı olarak devrim kelimesini türetmiştir. Türk inkllap tarihi dersi evvelce türk devrim tarihi dersi olarak alınmaktaydı fakat anarşik devrimciler sağı solu yakıp yağmaladığı için devrim kelimesi insanların zihninde terör çağrışımı yapmaya başlamııştı, bunun üzerinr türk devrim tarihi dersi inkilap tarihi olarak değiştirilmiştir.
dünya tarihinde devrim yoktur.
sadece reformlar vardır.
reformda, eski düzenin ömrünü uzatmak dışında bir şey değildir.
tarihte varlığından haberdar olduğun hiçbir kahraman yaşamadı.
sen, hiçbir tarih kitabında gerçeği okumadın.
içinde bulunduğun her şey, aslında içinde zorla barındırıldığın ve itaat edilmeye zorlandığın her şey.
yok olman dışında herhangi bir özgürlük seçeneğin yok.
kaçma gibi bir şansın yok.
uzaklaşamazsın, uzaklaşırsan başka bir köleliğe adım atmış olursun sadece.
şimdi tüm bu okuduklarını unut.
Bir siyasî gorüş. Ne olursa olsun devlet sisteminin hep yenilenmesi gerektiğini söyleyen düşünce. Sol siyasî sınıflandırmaya girer. Türkiye'ye 1920'lerde Atatürk tarafında inkılap adıyla girmiştir. Zaten sadece o dönemde aktifti. Zaten inkılap devrim demektir. (bkz: inkılap)
makina yüksek mühendisi salih kaya sağın'ın 1985 yılında yazdığı bir makaleye konu olmuş araçtır. mühendislikten anlamayan biri için bile oldukça sade ve anlaşılır olmuş. yazısında dikkat çeken noktalardan biri, necmettin erbakan'ın devrim ekibinde yer almadığıdır. bir diğer konu ise ayarlı direksiyon konusunun konuşulup bundan vazgeçilmesi ama iki sene sonra cadillac'ın bunu büyük bir yenilik olarak sunması. http://arsiv.mmo.org.tr/pdf/00000332.pdf
göndermeden edit: "Bir de Erbakan Hoca öyküsü var. Yıllar ve yıllar sonra bir gazeteci, Devrim otomobili projesini Erbakan'a yamamaya kalkıştı. Bu durum, Salih Kaya Sağın'a, Mustafa Seyrek' e, Rifat Serdaroglu'na soruldu. Kimi öfkeyle güldü. Serdaroğlu daha sakin açıkladı:
'Erbakan da nereden çıktı? Erbakan'ın Devrim projesi ile tek ilişkisi bir olumsuzluktan ibaret. O zamanlar Gümüş Motor adlı bir fabrikanın sahibi mi, yöneticisi mi neydi? Biz de motor üstüne çalışıyoruz ya. "Gidip bakalım şu Gümüş Motor'a, işimize yarayacak bir katkıları olur mu" dedik. Gittik. ihtiyaçlarımızı anlattık. Bizim, ihtiyaçlarımızı yanıtlayacak hiçbir olanakları olmadığını söylediler. Biz de zaten açılmamış olan Erbakan, daha doğrusu Gümüş Motor defterini kapattık. Hepsi bu...'" http://www.cumhuriyet.com...r__benzinle_tukendi_.html