ilk türk otomobil markasıdır zamane cumhurbaşkanı Cemal gürsel paşanın bir grup bilim adamını toplayıp konuşma yapması ve türk yapımı bir iğne bile yokken otomobil yapılmasını iştemiştir bu ilim tabakasından..
29 ekim sabahı bol polisli eskortlar eşliğinde iki devrim otomobiliyle yla çıkıldı.Çıkıldı fakat benzin alma işleminin unutulduğu ancak meclis önüne gelince anlaşıldı. acele getirilen benzin 1. Arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclisin; in önüne gelmiş ve Anıtkabir'e gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline binmişti. Yola çıkıldı.yaklaşık 100 metre sonra otomobil öksürerek durdu.cemal paşadan özür dilenerek 1 otomobile binmesi rica edildi.Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir'e bu otomobil ile gitti. inerken ; 'Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz'sözünü söyledi.
demem odur ki; kimse ama hiç kimse yarın sabah devrim yapıyoruz oley diyemez. lenin bile isviçre alplerinde sosyalist devrim ben yaşarken zor ya diye konuşurken rusya'da devrimin başladığı haberini alıp apar topar rusya'ya gitmiştir.
yani neymiş, devrim yapıyoruz oley diye bir şey olmazmış. ortalama bir devrimci gerekli devrim şartlarının oluşturulmasından sorumludur.
Kurtuluş Savaşı zamanında o zamandaki adı Eskişehir cer atelyesinde yapılması çok tehlikeli olan top mermilerini tornalayarak çaplarını küçültüp kullanılmasını sağlayarak Milli Mücadeleye çok büyük katkı sağlayan Kıbrıs Savaşında A.B.D' nin kullanmamamız için aldığı füze rampalarını o zamandaki ismi ile E.L.M.S. ( Eskişehir Lokomotif Motor Sanayi) de yeniden inşa edilerek orjinalden daha hassas isabet ederek galibiyetimize katkı sağlayan şu anda sadece Eskişehirlilerin ve demiryolcuların bildiği kendi halinde unutulmuş Türkiyenin en eski fabrikalarından 112 yıllık TÜLOMSAŞ (Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi ) ta 1961 yılında Türkiye'de otomobil imal edilemez denirken o zamandaki ihtilal hükümetinin emriyle 4,5 ayda üretilen Türkiye'nin ilk yerli otomobili DEVRiM'in hazin öyküsü....
Tarih 16 Haziran 1961. Türkiye sıkıntılı bir dönemin ardından yeniden yapılanmaya çalışıyor. ihtilal sonrası dönemde bir söylenti ortalıkta dolaşıyor, Türkler araba yapamaz, Dönemin iktidarı, 16 Haziran günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 tanesini toplantıya çağırıyor. Amaç ise, Türkler araba yapamaz kanısını ortadan kaldırmak. Ve ilk Türk yapımı Devrim arabasının öyküsü burada başlıyor...
Türklerin, dünyaya bir meydan okuma hikayesidir Devrim arabasının serüveni... Dönemin iktidarı, 29 Ekim kutlamalarına yetişmesi için bir araba siparişi veriyor Eskişehire. Aracın adı Devrim. imkansızı başarmanın nasıl olduğunu gösteriyor Devrim arabası. Çünkü arabanın yapımı için verilen süre çok kısıtlı ve bir kanı var ortada dolaşan: Türkler araba yapamaz...
Tüm ülkede üniversiteden, basına; bir avuç sanayiciden politikacıya, sesi duyulabilen kimse ne otomobil ne de motor yapılabileceğine inanıyor, özel sohbetlerde, röportajlarda, film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanıyor.
Ancak inanılmaz bir şey gerçekleşiyor. Ve araba, 28 Ekim 1961 sabahı Türkiyede yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiyede yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi Binası önüne götürülerek Devlet Başkanı Cemal Gürsel Paşa'ya sunulabiliyor...
29 Ekim 1961 günü ise Devrim, Cumhuriyet kutlamalarına katılıyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel gelmeden tüm hazırlıkları tamamlanan Devrimin bir tek benzini unutuluyor. Cumhurbaşkanı Gürsel, benzini konulmayan arabanın ön koltuğuna oturuyor. Araç meclisin bahçesinde tur atarken; herkes pek keyifleniyor. Ne de olsa bu kendini kanıtlama savaşı ve bu savaş yine kazanılıyor. Cemal Gürsel, bu arabayı Atatürkün de görmesini istiyor ve Devrimi Anıtkabire götürülmesi için talimat veriyor. Ancak benzini unutulan araba henüz 100 metre ilerlemişken duruyor. Devrim'in kıymetli yolcusu, şaşkın bakışlarla süzüyor "devrimin itici gücünü"... Şoför "Benzin bitti" diye boynunu bükünce , Cemal Gürsel durumu şöyle özetliyor: "Batı kafasıyla otomobil yaparız, Doğu kafasıyla ikmali unuturuz."
DEVRiM NASIL YAPILDI
Projeyle başka bir kuruluşun değil de TCDDnin görevlendirilmiş olmasının nedeni, o tarihlerde TCDDnin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarındaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunmasıydı. Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu, yönetim grubunun başı olarak 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı içinde çalışmasını sağlayıp eş yöneltmek suretiyle birinci derecede rol oynamıştı. Devrim için ayrılan ödenek 1.400.000 TL, yapılışı için verilen süre ise 4.5 aydı.
Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında ikinci etken, görev alan mühendislerin, proje süresince hafta sonları da dahil her gün, en az 12şer saat, gerektiğinde bazı geceleri, sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirerek, işbaşında kalmayı yüksünmeyecek ölçüde davaya gönül vermiş olmalarıydı. Çalışmalar için, Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçildi. Elden geldiğince çeşitli tipte otomobil yapısını yakından inceleyerek fikir edindikten sonra yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup ve parçaların nasıl tasarlanıp imal edileceği üzerinde durulması sonucuna varıldı.
Önce otomobilin ana hatları belirlendi. Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg. ağırlığında orta boy denilebilecek bir tip üzerinde uzlaşıldı. Motor 4 zamanlı ve 4 silindirli olarak, 50-60 BG. vermeliydi.
Karoser için hazırlanan 1/10 ölçekli maketlerden seçilen 1/1 ölçekli alçı modeli yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri sacları, sonra bu modelden alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle düzeltilmek suretiyle tek tek imal edildi. Karar verilen yandan supaplı bir 4 silindirli motorun, gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikalarında dökülüp, Ankara Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehirde yapıldı. Motor Ankara Fabrikasında monte edildi. Frenlemede 40 BG.den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip geliştirdi.
B Tipi adı verilen üstten supaplı bir üçüncü motor da bu kez tanınmış bir 6 silindirli otomobil motorundan esinlenerek, fakat krank ve eksantrik milleri yeni baştan çizilip, hesaplanmak suretiyle Eskişehirde imal edildi. Bu motor frenleme de 60 BG.ye ulaşmış ve daha sonra Diesele çevrilerek istasyon aydınlatılmasında kullanılmak üzere yapılan elektrojen gruplarına uygulanmıştır. Süspansiyon grubu ön takımları için Mc Phearson sistemi önerilmişti. Bu gün çok yaygın kullanılan bu sistem, o tarihte bulduğumuz kadarıyla bir tek firma tarafından uygulanıyordu. Benimsendi ve Eskişehirde yeniden imal edildi.
Eylül sonuna doğru, ön ve arka camları, piyasada bulunabilenlere uydurmak zorunluluğuyla modele göre biraz değiştirilmiş iki gövde çatılmış ve biri A diğeri B tipinden iki ayrı motor hazırlanmış bulunuyordu. Şanzumanlar, Ankara Fabrikasınca tümü yerli olarak yapılmıştı.
Montaja geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de gövde-motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmaları nı yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. iki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak getiriyordu. Nihayet Ekim ortalarında Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik donanımı, diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçalar yerli idi.
Tüm olanların yanında Devrim arabasının en büyük önemi, önemi Türk mühendisinin bir şeyler yapabileceğini, başarabileceğini göstermiş olmasıdır. Belki de Devrim yol ortasında benzini olmadığı için durmasaydı ve üretimi devam ettirilseydi, şu anda Türkiye dünyanın en büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabilirdi.
DEVRiMiN KÜNYESi
imal Tarihi:1961
Ağırlık: 1250 kg.
Uzunluk: 4500 mm.
Genişlik: 1800 mm.
Yükseklik: 1550 mm.
imal Yeri: Eskişehir Demiryolu Fabrikası
imal Süresi: 4,5 ay
Üretim Sayısı: 4 Adet Binek Otomobili
10 Adet Motor: 4 adet A4L tipi 3 adet A4T tipi 3 adet B3T tipi
7 Adet Şanzuman: 3 adet A tipi 4 adet B tipi
Silindir Sayısı: 4
Silindir Çapı: 81 mm.
Silindir Hacmi: 20 70 cm
Strok: 100 mm.
Kompresyon: 6,8 : 1
Güç: 50 Hp
Devir: 3600 d/d
Karakteristik: Dört zamanlı *
marksistlerin diline pelesenk olmuş icbara dayalı komünist fantezisi...
gerçekleştiğinde öyle bir acı verir ki...insan insanlıktan çıkar kuzey koreli robot maymunlara döner...alimallah kübadaki gibi kaçmak için kıçını yırtarsın.
1961 zamanında cemal paşanın yapılmasına destek verdiği, ama bazı amerikan yalakları tarafından hep başarının her zamanki gibi engellenmeye çalışıldığı ve başarıldığı otomobil markasıdır. bu ismi ona bizzat devrin başkomutanı ve devlet başkanı cemal paşa vermiştir. yazıldığı gibi 1400 liraya anca bir otomobil yapabilmiş değildir türkiye. aksine ödeneğin 1/3 ü kesilmiştir gazetelerde çıkan "boşa para harcıyorlar" laflarının üzerine ayaklanan milletin yüzünden. sadece 900 liranın harcandığı bu projede daha hiç otomobil üretmemiş bir grup usta ve mühendis bir araya gelmiş ve 4 ayda tüm parçaları türk yapımı olan 4 tane otomobil ve 10 tane motor üretmişlerdir! gazetelerde ise projenin önünü hep kesmek için onca paraya biz yabancı otomobil alırız demişler, projenin gururunu bünyelerinde hissedememişlerdir. bu üretilen motorlar ise, dünyanın ilk 4 silindirli motorlarıdır. o zamana kadar üretilen motorlar 6 veya 8 silindirlidir, yani türkiye bir ilke daha bir ilk projesinin içinde imza atmıştır.
gel gelelim 29 ekim törenine. vagonlarla ankaraya taşınan araçların, bir aksilik olmasına karşılık benzinlerinin boşaltılması istenmiş, ibrenin yavaş düşmesi nedeniyle de törene yetecek kadar benzin arabalarda bırakılmaya çalışılırken siyah devrimin benzini tamamiyle boşaltılmıştır. tören esnasında makam arabası siyah olur diye ısrarla siyah devrimi tören için hazırlamalarını isteyen cemal paşa da, haliyle siyah devrim yolda kalınca bir açıklama yapmak zorunda kalmış ve şöyle buyurmuştur: "garp kafasıyla otomobil yaptık lakin şark kafasıyla benzin koymasını unuttuk". ardından bej devrime binip töreni layığıyla tamamlamıştır, hatta benzin eklenen siyah devrim de törene yetişip gururla sorunsuz şekilde yürümüştür.
ama gazeteciler şu şekilde başlıklar atmışlardır: devrim yolda kaldı.
zaten desteklenmeyen türk sanayisi birkaç dedikoduyla yine durdurulmuş, bej devrim hariç tüm devrim otomobilleri hurdaya çıkarılmış, üretimin devamı engellenmiştir.
fakat ne yazıktır ki şu an o ayakta kalmış tek devrim, 48 yaşına rağmen hala çürüksüzdür, hala yürüyebilmektedir. kim demiş türkler kötü mal yapar? türk eğer bir istedi mi en alasını yapar. ama izin nerde? ortam nerde? destek nerde? kimlerin egemenliğindeyiz diye sorarım, kendimizin mi yoksa başka devletlerin mi ?...
hakikatı arayıştır. gerçek bir devrim yapabilmek için tüm koşullanmalardan, gelenekten, ben merkezinden, bilgiden özgür sevgi ve şefkat ile yoğurulmuş bir zihin gerekir. bu şartlar sağlanmadığında yapılan her devrim, eksik sınırlı ve işlevsidir. devrimin komünisti, sosyalisti, faşisti, islamisi olmaz. devrim hakikat yolunda aşk ile koşmaktır.
temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda
ama görebilmek için
asıldığı çividen indirilmelidir
yaprakları biten takvim
zorbalara direnmektir devrim
bir çocuğun
annesinin çantasından aldığı paraları
altına gizlediğini
söylememiştir dövülen hiç bir halı
içinde yaşamaktır devrim
dikiş kutusunun
ve topluiğneler gibi
bir arada olmayı gerektirir
karşı koyabilmek için zulmüne
makas denen patronun
gece ışıklar arasında koşmaktır devrim
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir
yanıp sönen mavi ışıkları
polis arabalarının
kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında
sadece türkiye'de değil, önümüzdeki yüz yılda bütün dünyada domino etkisi sendoromuyla gelişmiş ülkelerden başlayıp 3. dünya ülkelerine öyle ya da böyle ulaşacaktır.