mahpus damlarında adem babanın biri hüseyin üzmez'e sormuş:
-yahu hüseyin gardaşım bu devrimci dedikleri nedir, nerededir, nasıldır, nedendir, ne zamandır, kimdir ?
üzmez deveye hendek atlatma tecrübesine hiç girişmeden başından savmış:
devrim, eğer felsefeden taşıp sahaya atılacaksa, che'nin alnı yıldızlı şapkasında kalsın, bir de kulaktan kulağa büyüyen romantik macerasında;
devrim, eğer doğu'yu kavramamış, hatta küçümsemiş bir marksizm'in, yorumlanıp geliştirilmiş biçimine dayanmıyor, tersine onun belirli bir dönem ve belirli koşullar için geçerli üstelik başarısız olmuş bir varyantına * dayanıyor, üstüne üstlük bu yolun aşırı pragmatist, en kaba, en volontarist, en psikopatça yorumlanışını *, yaşanan tüm gelişmelere rağmen slogancılıkla göklere çıkarıyor, putlaştırıyor ise; ben o devrime devrim demem, ben o devrimcilerden değilim demek isterim.
öyle bir olaydır ki, malesef sonuna ci eki getirilince oluşan insan grubunun büyük bir kısmı, "kutsaliyet" gibi irasyonel bir sıfat yüklemişlerdir bu kavrama. oysa ki toplumun daha iyiye gitmesi için bir araçtır. mutlak, sona erdikten sonra hiç bir şeyin olmayacağı "ultimate"*** bir amaç olarak görülmemelidir. bunu yapıp "insanlar bizi sevmiyolar yaa! " diye yakınmak neye yarar ki?
carl marx'a göre kacınılmaz evre. marx'ın teorisine göre kapitalizm alıp basını yurudugunde somurulen isci sınıfı somuruldugunun farkına bilincine varmaya baslar. orgutlenip sosyal dayanısma dernekleri kurmaya, sendikalar kurmaya baslar. kapitalizm ile sosyal dayanısma dernekleri arasındaki ince denge bozuldugunda kitlelerin tepkisi vuku bulur ve devrim gerceklesir. kitleler milyonlarca olmalıdır, turkiyedeki 68 kusagının aksine.
eskişehirli yazar. şeker mi şeker bir şey. ayrıca yaşının çok üzerinde bir bilgi birikimine sâhiptir.
son olarak fanatiği olduğu takımın** geçen sezonki başarısını kutladığımdır. evet biraz geç oldu ama "geç olsun güç olmasın" demişler.*
kendisiyle her konunun konuşulup tartışılabileceği, fikirleriyle ve nasihatleriyle düşüncelerinizi tamamiyle değiştirebilecek olan ve fenerli olmasına rağmen çok sevdiğim bir yazardır.
ayrıca fenerli olmasını "gülü seven dikenli tellere de katlanır" bakış açısıyla düşünüp çok rahat bi şekilde kabul edebildiğim tek yazar...
türkce devinmek eyleminden türemistir. ileri yol almak, ilerlemek anlamindadir. atatürk ün -bazi zottirik aydinlarin begenmedigi- yedi ilkesinden* biridir.
annemin bir zamanlar öğretmenlik yaptığı ilkokul. sonra ne mi oldu; türkiye'deki tüm devrim okulları isim değiştirdi. sonra aynı okulda ben öss'ye girdim. girdiğim okulun adı; mehmet akif ersoy'du benim zihnimde adı hep devrim kalacak.
ölümü göze alıp karşına dünyayı alıp yenileşmek için çabadır dervrim. şartlar ne olursa olsun içinde hep onu taşımaktır.aydınlığı, yeniliği, özgürlüğü...
(#2851402) numaralı entrym hakkında tam da seçtiğim isme layık bir entry girdiğii söylemiş insan. cidden merak ediyor insan benim göremediğm bir hakaret mi gördü diye.
edit: aslında söylemek istediği başka şeymiş entry'yi baştan okudu sanırım. tam da benim şikayetçi olduğum şeyden şikayetçiymiş. ötekileştirilmeye zorlandığımızın farkındaymış.