giu la testa filminden bir alıntı
john: Burada bir devrim gerçekleştiriyoruz.
juan: Devrim mi? Devrim de ne oluyor?
Sakın bana devrimden söz etme. Ben devrimleri ve nasıl başladıklarını çok iyi bilirim. Kitap "okuyan" insanlar, kitap "okumayan" insanlara giderler. Fakir insanlara "Artık değişim vakti geldi" derler.Ben devrim derken neden bahsettiğimi biliyorum.Kitap okuyan insanlar, kitap okumayanlara gider.Fakir insanlara gidip, "Değişiklik yapmamız gerek" derler.Böylece fakir insanlar değişikliği yapar. Sonra kitap okuyan insanlar büyük, cilalı masalarda oturur, konuşur, konuşurlar.Yemek yiyip dururlar.
Peki fakir insanlara ne olur? Onlar ölmüştür.
işte sizin devriminiz bu!O yüzden sakın bana devrimden söz etme!
Ya sonra ne olur? Yine aynı şeyler yaşanır!
Devrim Türkiye'de üretilmiş ilk otomobilin adı ve markasıdır. 1961 yılında tanıtılmış ve bazı oyunlar ve talihsiz olaylar neticesinde rafa kalkmıştır. Türkiye'de bir daha bu otomobil kadar kaliteli bir otomobil üretilemediği gibi, o dönemde bu konuda birilerinin çevirdiği dolaplar Türkiye'nin otomotiv endüstrisinin yabancılara teslim edilmesinin temelini oluşturmuştur. Yani Devrim web sitelerinde resimlerine bakıldığında ve tarihsel süreci incelendiğinde bir çok sevinci ve üzüntüyü simgeleyen otomotiv şaheseridir.
atatürkçülüğü de, devrimci ruhu da, fenerbahçeliliği de takdire şayan biri. bir özellik daha bulsam dört dörtlük diyebilecektim ama şimdilik üç harika özellik onu tanımlamaya yeter sanırım. ha tabii unutmadan gözlemlediğim kadarıyla kesinlikle dört dörtlük...
an itibari ile çaylak olan yazar. yılacağını ise hiç sanmıyorum. geri geldiğinde kaldığı yerden birilerini rahatsız etmeye şiddetle devam edecektir. fikirlerini onaylamanıza ihtiyacı olmadığı aşikardır, en azından saygı duymak zorunda olduğunuzu öğreneceğiniz günü sabırla bekliyoruz.
iki bin küsür entry girmiş hala entrylerde hakaret küfür yazmamak gerektiğini kavrayamamış yazardır. bir insan bu kadar entry girer de bu kadar net bir kuraldan nasıl bihaber olur anlamak mümkün değil. umarım çaylak olduğu zamanlarda sözlüğü iyice takip edip kuralları kavrar. görüşlerini beğenmesem de bir yazarın çaylak olması üzücü bir durum.
devrim, ekonomik ilişkilerin değiştirilmesi, evrilmesi durumu. oligarşik bir düzende ise direk ekonmik sistemi değişterecek bir aşama düşünülmesi zor, imkansız değil ama. o halde şu koşulda devrilecek olacak demokrasi ve cumhuriyet değil, bozuk düzenin ta kendisidir. bozuk düzen nedir? para babaların, ağaların işbirlikçi yönetimidir. mücadelesi ise demokrasi ve cumhuriyet mücadelesi oluyor o halde.
400. entryi ona hitaben yazmak icin beklenen kisidir. belki 2.nesil icin 400 azdır ama bu da baska bir konudur. konusmaktan buyuk haz duyacagınız ve bıtmek bilmeyen muhabbetlere yelken acacagınız bir insandır, bu sozlukte bulunmasından mutlu oldugunuz ve sozlugu sevme sebeplerinden biri olarak dusunebileceginiz yazardır, kendine has gorusleri ve dusunceleriyle gelecekte parlayan bir yıldız ve sayın milletvekili sıfatını kazanıcak olan ama hakkedicek olan kisidir.
an itibariyle türkiye'nin ihtiyacı olan şey. bunu seçimi akp kazandığı için değil, ülke kaybettiği için söylüyorum. türk siyasetine bakınca ne akp, ne chp, ne mhp ne de bir başka parti... bu partilerin hiç biri ne yazık ki türk insanının sorunlarına çözüm bulacak oluşumlar değillerdir. türk insanı kendi devrimini kendisi oluşturmalı ve insanlarla dalga geçen "siyasetçi" adı verilen insanlara en güzel cevabı bir an önce vermelidir. her bir parti farklı şöyleri söylerken aslında aynı şeyi amaçlıyor, ve bu kokuşmuş sistemler artık türkiye'ye, türk insanının dertlerine çözüm olamıyor. artık türkiye layık olduğu gibi kendi içinden yönetilmeli, abd, ab ya da bir başka topluluğun desteğiyle değil.
iyi niyetli ama eleştiriye tahammülü iyi niyeti kadar olmayan sözlük yazarı. bazı mutaassıb görüşleri var. onları değiştirmese bile esnetmesi naçizane abi tavsiyemdir.